Suriye’ye müdahale edeceğimizi Cumhurbaşkanımızı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ilan ettikten sonra yaşananlar adeta bir sonun başlangıcı gibi geliyor. Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Demokratik bir seçimi kazanırsa Esad, durumu yeniden gözden geçiririz” tarzındaki açıklaması ve bütün kararlılığı ile devam eden yığınak. Elbette karşıdakiler de boş durmuyor. Hendek kazıyor, tünel kazıyor, siper kazıyorlar. Sayın Erdoğan’ın söylediği gibi kendilerine mezar kuyusu kazıyorlar. Bunlar normal. Ancak normal olmayanlar da var yaşananların içerisinde.
ABD, kuzey Iraklı eşkıya gurubundan da yardım istedi. Bu panik bir bozgunun belirtisidir. Bu telaş hezimetin habercisidir. Kaybedeceğini anlayan ABD, Barzani peşmergelerinden medet ummaktadır. Yani bağımsızlık referandumunda perişan olan, hayatının yanlışını yaparak liderliği bırakan Barzani, ikinci bir yanlış daha yapabilir mi? Elbette hayır. Zaten yanlış yapmaya mecali yoktur. Ona saldıran Irak ordularını durdurmayan ABD, yeni bir oyunla onu da sahaya çekmeye çalışırken elbette yaşadıklarını hatırlayacaktır.
Daha dün ABD ‘ye inanarak kuzey Osetya’daki ayrılıkçıların üzerine yürüyen bu arada da Rusya ile savaşa tutuşan Gürcü lider Sakaaşvili’nin ne halde olduğu ortadadır. Hem Gürcistan’ın üçe bölünmesine, hem yurdunu kaybeden bu adamın Rusya karşısında dayanamayacağını bile bile batı tarafından ABD tarafından destekleneceği garantisiyle giriştiği boyundan büyük savaş ve bu savaş esnasında sadece donanmasını Karadeniz’e getirip göz korkutmaya çalışan ABD ve batı bir tek top dahi atamadan gezip gittiler. Olan Gürcistan’a oldu. Sakaşvili hala vatansız serseri mayın gibi bir Ukrayna bir Azerbaycan şimdi de Ermenistan’da olduğu söylenmektedir. ABD’ye güvenmenin acı sonudur bu hazin olay.
Ukrayna’daki bir devrim oldu. Başındaki kadından dolayı “pembe devrim” dedi batılılar. Biraz da bu kadını havaya sokmak için. O kadın da havaya girdi boyundan büyük işlere karıştı netice hapishanede sona eren kötü bir son. Ayağını kırılması ve artık ihtiyacın kalması sebebiyle bir kenar atılmış ve acılarıyla baş başa kalmıştır. Yerine ise bir batı oyuncağı olan zengin Proşenko desteklenmiştir batı tarafından. Oysa bütün sıkıntılı zaman acılar bu kadın zamanında yaşanmıştı.
İşte son on yılda bunlar yaşanırken iki yıl evvel bizzat kendisi batının ABD ve İngiltere’nin Irak ordusunun saldırılarını durdurmamasına zaten kendisi de sitem etmişti. Şimdi yeniden güvenirse Sakaaşvili’den de kötü bir akıbet onu bekler. O da yurdunu kaybeden akılsız durumunda kaçacak sığınacak yer arar. Zaten peşmergeler de “düz ovada değil dağda deliklerde saklanarak, kalleşçe pusu kurak savaşmayı” iyi bildikleri için yeniden düz ovaya, çölde savaşmayı göze alamazlar. İŞİD gibi bir avuç serseri karşısındaki mağlubiyeti yeniden yaşamak istemezler.
ABD artık kimlere bel bağlamakta, kimlerle bu oyunu devam ettirmektedir bakınız. Yakında ABD kaçarsa geride kalan beslemeler kaçamayacaktır. Lakin ikinci sığınakları da olmayacağız. ABD paniklemiştir. Türk askerine karşı mağlup olmuştur. Planları akamete uğramıştır. Bundan sonra esas tehlike Rusya’dır. Bölgedeki aşırıları bahane ederek bize karşı İran ile beraber olup planlar yapabilir. Çünkü Suriye’de savaş sona ererse buradaki savaşçılardan Çeçen savaşçıların geri Rusya’ya dönüp karışıklık çıkarmalarından endişe etmektedir. Bu tehlikeye karşı sudan bahanelerle bu savaşçıları Suriye’de yok etmek için bir bahane bulabilir.
Yaşanan panik hali ABD’nin daha önce Putin’e söyledikleri, “plan tutarsa Kürt devleti, plan tutmazsa ikinci plan” devreye sokulacaktır. Lakin birinciye bütün gücüyle asılan ancak netice alamayıp bozguna uğrayan ABD, bölgeden defolup gidecektir. İkinci planı uygulamaya yanında satılmış kalmadığı için güç bulamayacaktır.