Ülkemiz yeni bir dolandırıcı vakasıyla çalkalanıyor.
Bu sefer milli futbolcuları söğüşlemişler.
Ne yapsınlar önce ellerinde top vardı onu çeviriyorlardı.
Emekli olunca top yerine dolarları çevirmeye başlamışlar.
Top çevirmek kolaydı, top senin ayağındaydı, istediğin kaleye atıyordun.
Bu sefer doları müdüre çevirttirince kolu yediniz mi?
Ah insanoğlu yok mu hırsın.
Hırsınızda ne haldesiniz ey milli marka sporcular.
Birde gençlere örnek olacaktınız değil mi?
Örnek olmayı bırakın ördek oldunuz.
"Hani sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı" olması önemliydi?
Zeki oldunuz dolara yatırım yaptınız, çevik oldunuz köşe olacaktınız ama unuttuğunuz ahlakı yittiğinizde bunlar başınız ageldi.
Her dönemin bir dolandırıcısı çıkıyor.
Biri bitmeden diğerinin bohçası açılıyor.
İnsanoğlunun aç gözlüğü dolandırıcıları sevindiriyor.
Tamahkâr doyumsuzları sahtekârlar kandırıyor.
Çabuk yoldan köşe dönerim hayalinde olanlar çabuk köşe olmadan köşede yuvarlanıyorlar.
Sonrada ben düştüm diye zırlıyorlar.
Sen o köşeyi dönmeden önce zırlasaydın başına bunlar gelmezdi.
Çabuk köşe dönenleri sonu belli değil mi kazaya kurban gidiyorlar.
Bir zamanlar Çiftlik Bank diye ortaya bir "inek" çıkıyor.
Ve binlerce ahmakları kandırıyor, hayali inek satıyor.
Tabii ki ülke genelinde ne kadar “inek” varsa para veriyor.
Bugünde Futbol camiasındaki Seçil Erzan patladı, etrafı dolar götürüyor.
Banka müdürü Seçil Erzan herkes başının çaresine baksın diyor.
Kısa sürede köşe döneceğim diyenler, her zaman mağdur oluyorlar.
Nedense hiçte akıllanmıyorlar.
Her dönem bunları bir dolandıran çıkıyor.
Bu dolandırılanların genel çoğunluğu okumuş, yazmış, tahsil yapmış diplomalılar.
Dolandırılanların olduğu yerde, dolandıranlarda oluyor.
Alan memnun, veren memnun gibi saadet zinciri bir gün geliyor alan kaçıyor, veren devletin mahkemesine koşuyor.
Dolandırıldım diye feryat ediyor.
“Sahtekârla tamahkâr bir birini çabuk bulur” sözü tam yerinde.
Sahtekârlarla, tamahkârlar her ortamda birbirlerini buluyorlar.
Ülkenin şartlarına göre dönem dönem dolandırılanlar ve dolandıranlar çıkıyor.
Bir çoklarınız hatırlar.
Bir zamanlar birçok illerde İslami holdingler adı altında sahtekârlar türemişti
Muhafazakâr Müslüman gurbetçileri dolandıran, mantar gibi çoğalan tabela holdingler vardı.
Bunlar ülke genelinde fabrikalar kurdular, alış veriş merkezleri açtılar, imalat haneler kurdular.
Bavul ve çanta dolusu Avrupa’da Türkiye’ye para taşıdılar hepsinin sonu aynı oldu.
Holdingciler para veren gurbetçilerin hepsi mağdur oldu.
Avrupa’da yaşayan, vatan hasreti duyanlar, benim yurdumda da bir fabrika bacası tütsün diyenlerin, alın terini çaldılar.
Ne ceza aldılar?
Biraz içerde yattı halkı dolandırdığı yanına kaldı.
Ülkemizde bunlar büyük olanlar birde küçük çaplı dolandıranlar var.
Telefon dolandırıcıları, internet dolandırıcıları bunlardan bazıları…
Kanunlar zayıf kalıyor, uyanıklarda ahlak, din, iman dersen zaten yok.
Allah ve ahiret korkusu, kul hakkı dolandırıcılarda hiç yok.
Okumuşunda, cahilinde zengin olma hırsı var oldukça bu sahtekârlar hiç eksik olmayacak.
Aman ha tamahkâr olmayın, yoksa bir sahtekârla karşılaşırsınız.
Tamahkârın dostu sahtekârmış bizde hatırlatması...