Son dört yazım üzerine çiftçiler ve Tarsim üst yönetiminden olumlu, özellikle eksper arkadaşlardan olumsuz tepkiler alınca bu beşinci yazıyı yazma ihtiyacı hasıl oldu.
Bilimsel çalışmalar ne diyor?
Ş. Uysal tarafından yapılan araştırmada[1] çiftçilere göre; “eksperlerin bağımsız olmaması, ekspertiz ücretini TARSİM'den aldıkları için hasar oranını düşük göstermeleri”,
F.E. Yazgı’nın araştırmasında[2] “eksperlerin hasar tespitini doğru yapmamaları ve eksperlerin kaba davranışları”,
L. Yıldız’ın çalışmasında[3], “hasar tespit işlemlerinin gerçeğe uygun yapılmaması”,
R.Ö. Özgür’ün makalesinde[4], “eksperlerin hasar tespitindeki davranışları,
F.E. Yazgı’nın doktora çalışmasında[5] ise;
Eksperlerin yoğun afet dönemlerinde bölgeler arası görevlendirildiği ve ürün hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları nedeniyle doğru hasar tespiti yapamadıkları,
Ekspertiz hakkında üreticilere bilgi verilmediği gibi bir de kaba davrandıkları,
Eksperlerin görevlendirme ve disiplin yönünden Tarsime bağlı olmaları nedeniyle yanlı tutum sergiledikleri ve objektif değerlendirme yapamadıkları,
önemli sorunlar olarak belirlenmiştir.
ÇİFTÇİLER HAKLARINI ARIYORLAR MI?
H.B. Akın ve E.T. Çörek[6] tarafından yapılan bir araştırmaya göre de tarım sigortalarında sorun yaşayan çiftçilerin
%50’sinin hiçbir şikâyet ya da başvuruda bulunmadıkları,
%45’lik grubun şikâyetlerini ilk temasta bulundukları kişilere aktardıkları fakat idari/adli makamlara bildirmedikleri,
sadece %5’lik grubun konuyu idari veya adli makamlara taşıyabildikleri” belirlenmiştir.
Bu nedenle sadece dava dosyalarından hareketle uygulamadan kaynaklı sorun olmadığını iddia etmek veya bununla teselli olmak, sistemin sorunlarına kulak tıkamaktan başka bir işe yaramayacaktır.
HUKUKİ DENETİM YETERLİ Mİ?
Sistem her ne kadar ekspertize itiraz etmek, tahkime gitmek ve Tarsim aleyhine dava açmak hakkı vermiş gibi görünse de aslında bu itiraz ve denim mekanizmaları çalışmamaktadır. Bunun nedenleri arasında;
İtiraz eksperlerinin önceki ekspertiz sonucunu biliyor olmaları,
Hasar oranının hasat öncesi yapılacak ekspertizde verilmesi nedeniyle çiftçinin hasar emarelerine ilişkin delil ve belge toplamaksızın ve bağımsız bilirkişilerden rapor almaksızın kesin ekspertizi beklemesi,
Kesin ekspertizde verilen hasar oranı gerçek hasarı göstermemesi halinde çiftçinin elinde hasara ilişkin yeterli bilgi, belge veya rapor olmaması,
Açılacak adli davaların uzun sürmesi nedeniyle çiftçinin dava açmaktan imtina etmesi,
Tahkimde açılan uyuşmazlık dosyasına da Tarsim ile illiyet bağı olan bilirkişilerin görevlendirilmesi sayılabilir
SONUÇ OLARAK,
Tarım sigortalarında sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için hizmet sunan ile hizmeti alan arasındaki ilişkinin şeffaf ve hukuki denetime açık olacak şekilde kurgulanması ve geliştirilmesi gerekmektedir.
Hizmet odaklı yöneticilerden beklenen de bu sistemin kurulmasına katkı sağlamak olacaktır.
[1] Uysal Ş., 2015. Bitkisel Üretim İşletmelerinde Ürün Sigortaları, Üreticilerin Sisteme İlişkin Tutumları Üzerine Manisa İlinde Bir Araştırma. EÜ. 15. Üretim Araştırmaları Sempozyumu
[2] DOI:10.25308/aduziraat.341134
[3] Yıldız L., 2022 Bursa İli Gürsu İlçesinde Üreticilerin Tarım Sigortası Yaptırma Tercihini Etkileyen Faktörler UÜ. Yüksek Lisans Tezi.
[4] DOI:10.32951/mufider.594826
[5] Yazgı. F.E., 2017. Türkiye’de Tarım Sigortası Uygulamaları, Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar Ve Alternatif Model Arayışı Ankara Üniversitesi. Doktora Tezi
[6] Akın, H.B., Çörek, E.T., https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/943653