Bilindiği gibi ülkemiz, son yıllarda tarımsal girdi kullanımı açısından, zor bir dönemde. Çiftçilerimizin önemli bir kısmı, gübre ve mazottaki yüksek fiyatlar nedeniyle, girdi kullanımını azaltmak zorunda kaldı. Gübre fiyatlarındaki artışlar, yaklaşık % 350-400’leri aşarken, mazot fiyatlarındaki artışlar, bir o kadar var. Zirai ilaç ve yem fiyatlarındaki artışların yaklaşık % 100 ve elektrik fiyatlarının da % 150 artış gösterdiği bir ortamda, 2023 yılı bütçesinde, tarım sektörüne tarımsal destekler için % 65 bir artışla kaynak ayrıldığı belirtilmektedir.
Tarımsal destek bütçesi, 2023 yılında, yaklaşık 54 milyar olarak planlandı. Söz konusu maliyet artışlarının, tarımsal üretime olumsuz etkileri göz önüne alındığında, bu alandaki üretimin yetersiz kalışı, sebze ve meyve fiyatlarının büyük ölçüde artışına neden olmaktadır.
Bu koşullarda, yöneticilerin, yeterli sübvansiyon ve destekleri yapması ve çiftçileri üretim artışı yapmaya teşvik etmesi söz konusudur. Tarımsal üretimin artırılması ve bunların, kentlere ulaştırılması için gerekli yakıt maliyetlerinin uygun bir seviyeye çekilmesi için hükümetçe gereken fedakarlıkların yapılması kaçınılmaz olmaktadır.
Son günlerde, Güney Anadolu’da meydana gel en ve büyük hasarlara neden alan depremlerin oluşturduğu büyük hasarlar ve bunlarla ilgili yeni yapılanma ve harcamalar da göz önüne alınırsa, ülke tarımına söz konusu sübvansiyonların yapılabilmesi hayli zor gibi görünüyor. Bu konu ile ilgili tüm çabaların, üretim ve nakliye maliyetlerinin, makul bir düzeyde tutulması gerektiği görüşündeyiz.