Türkiye’de bütün istatistikleri toplama ve yayınlama görevi devlet adına Türkiye İstatistik Kurumuna (TUIK) verilmiştir. TUIK’in kurumsal olarak itibarını koruyabilmesi de ürettiği istatistiklerin sağlıklı olmasına bağlıdır.
TUIK adına tarımsal üretime ve fiyatlara ilişkin veriler, ilçe tarım Müdürlüklerinde görevli personel tarafından TUIK’in belirlediği yöntemlerle derlenmekte, belirli aralıklarla da yine TUIK’in İstatistik Veri Tabanına girilmektedir.
Bu veriler, daha sonra TUIK tarafından, önceki yıl verileri, bakanlık kayıtları, üretim dönemindeki meteorolojik gelişmeler, üretici birliklerinin kayıtları, ihracat ve ithalat verileri dikkate alınarak revize edilmekte ve yayınlanmaktadır.
Tarımsal istatistiklerde sorun nerede?
Öncelikle TUIK, istatistiklerin derlenmesinde görev alan personelin eğitilmesi konusunda düzenli bir çalışma yürütmüyor, tahmin ve tespitlerin nasıl yapılacağına ilişkin bir kılavuz da yayınlamıyor,
İkincisi, İlçe tarım müdürlüklerince diğer görevlere oranla tarımsal istatistikler konusuna yeterince önem verilmiyor ve bu görev çoğu zaman üretim alanlarını bilmeyen deneyimsiz personele tevdi ediliyor.
Üçüncüsü, ekim alanları ve verim tahmin çalışmaları maalesef genelde saha çalışmalarına dayandırılmıyor ve birim alanda başak, dane sayım ve tartım yapılmıyor.
Dördüncüsü; ürün bazında verimde değişikliğe yol açan yağış ve don gibi meteorolojik olaylar ile sulama alanlarında veya tohum çeşitlerindeki değişimler maalesef güncel takip edilmiyor.
Beşincisi ise; TUİK veri girişlerine üst barem koyuyor ve gerçek rakamlar sisteme girilemiyor. Yani pazarda domates fiyatı 20 TL/kg bile olsa TUIK 13 TL/kg’den fazla fiyat girilmesine izin vermiyor. Bu da gıda enflasyonu hesaplarında büyük sapmalara yol açıyor.
Öyleyse ne yapılmalıdır?
Öncelikle TUIK adına İlçe Müdürlüklerinde görevli personelin eğitilmesi ve yaptıkları işle ilgili uzmanlaştırılması gerekiyor.
Diğer yandan Bakanlıkça bir Hasat izleme ve kayıt sistemi kurulması ve sisteme katılan biçerdöverlerin birim alandan yaptıkları hasat miktarlarının izlenmesine ihtiyaç duyuluyor.
Ayrıca mevcut istatistikle 2001 yılından beri maalesef yapılmayan, tarımsal yapı ve üretim istatistiklerinin çapraz kontrolünün sağlayan Tarım sayımı yapılması gerekiyor.
Son olarak da sahadaki gerçek rakamların İstatistik Veri tabanına girilmesine izin verilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak; sektörün yönetilebilmesi, isabetli tarım politikalarının oluşturulması ve gıda güvenliği için tarımsal istatistiklerin sağlıklı hale getirilmesi gerekmektedir.
İlave olarak her on yılda bir tarım sayımı yapılması, elde edilen verilerin kayıt sistemleri ile karşılaştırılması ve nihayet tarımsal istatistiklerin derlenmesi konusunda görülen eksikliklerin giderilmesi son derecede önemlidir.
Ürün bazında ekim alanlarını, verim ve rekolteyi, hayvan sayısını veya üretilen et-süt miktarını bilmeyen karar vericilerin sağlıklı politikalar geliştirmesi ve uygulaması beklenmemelidir. Çözülemeyen sorunlar ve artan gıda fiyatları yöneticileri palyatif çözümlere ve ithalata sevk etmekte bu da sektörün daha da çökmesine yol açmaktadır. Bu nedenle Tarımsal istatistiklerin sağlıklı hale getirilmesi hayati önem taşımaktadır.