Tasarruflu olalım, dürüst çalışalım

İhsan Akça

Öyle bir zamandayız ki kendimizden başkasını düşünemez olduk, nefsimizin öyle bir esiri olduk ki etrafımızı bile göremez olduk. Biz millet olarak geçmişimizi ne çabuk unutuyoruz. Kurtuluş savaşından sonraki dedelerimizin, ninelerimizin çektiklerini ne çabuk unuttuk. Ateşin olduğu yerde kibriti kullanmayan analarımızı niçin unuttuk. Tabiki bizlerde onlar gibi yaşayalım demiyoruz. Ama nedir bu lüks yaşantı, nedir bu tüketimin fazlalığı.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanının gazetelerde yayınlanan bir beyanını okudum ve çok yerinde buldum. Diyorki; “ israf ettiğimiz gıdayla Suriye doyar” ne kadar doğru söz, niçin bu kadar varlığımızın kıymetini bilmiyor israf ediyoruz. Allah göstermesin bu varlığın bir de yokluğu olursa halimiz ne olur. Yurdumuzda en başta ekmek israfımız geliyor. Bunun yanında sebzeler, yemekler. Bunlarda da dikkatli olsak tüketeceğimiz kadar alsak doymak, mideyi doldurmak için değil beslenmek için yesek daha iyi olmaz mı? Devletimizin bütçesi dört tarafımızda yapmak zorunda olduğumuz terörle mücadele nedeniyle büyük kayıp veriyor. Bunu düşünmek zorunda değil miyiz?

Milletimizin tasarruflu olmasını isterken devletimizin de tasarruf yapması her il müdürlüklerindeki taşıtların dikkatli kullanılması, gidilecek yerlere güzergaha göre birden fazla araçla gidilmemesine de dikkat edilmesi iyi olmaz mı? Örneğin toplantılara veya temel atmalara, açılışlara her il müdürünün makam aracıyla gidileceğine birkaç il müdürünün bir araçla gitmesinde bir sakınca olur mu? En azından üç aracın yakacağı yakıtın üç te bire indirilmesi sağlanmış olmaz mı?

Kurtuluş savaşından sonra 1923’lerde Atatürk her şeyde olduğu gibi milletinin geleceğini düşünerek, yoksulluğun, ekonominin ve alt yapıların bir an önce gerçekleşmesi ve kurulan cumhuriyetin devamını sağlamak için onu yaşatacak insan malzemesinin yetişmesi, namuslu, dürüst insanların bu cepheleri doldurmasının gerekli olduğunu bildiği için “Cumhuriyet’in insan malzemesinin her şeyden önce ahlaklı, namuslu olmasını istiyor ki sistem çalışsın, ülke yükselsin” şimdi bunu zamanımızla kıyaslayalım. Okuyanlarımız çoğaldı ama lükse yöneldi. Zamanı iyiye kullanalım az tüketimle çok iş yapalım. Devletin itibarını gösterişli makamlarla değil, ahlaklı, namuslu çalışmakla yükseltelim. Az parayla çok iş yapalım, zamanı milletin menfaatına en verimli olarak kullanalım iyi ahlaklı olalım. İyi ahlaklı olmak namus ve vicdanlı olmaktır. Sözünü tutmaktır. Hak hukuk gözetmektir. Adaletli olmaktır.

İşte işine ahlak kuralları içinde başlayan ve devam eden milletin hizmetinde olanların hepsi tutumlu olanlar, her türlü tüketime itina gösterenler, hem kendisini hem de devletini düşünmüş olur. Buna zamanımızda her zamandan daha çok ihtiyacımız vardır. Buna çok dikkat etmeliyiz. Böyle yapabilirsek kimseye muhtaç olmaz, muhtaç olanlara yardımcı oluruz. Allah muhtaçlara yardımcı olanlardan eylesin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.