Yazdan beri iş arıyorum. Karşıma çıkan en büyük engel tecrübe idi. Bazı işlerde tecrübe önemlidir. Sağlık alanını düşünün iğne yapmayı bilmeyen ya da iyi iğne yapamayan bir hemşire tehlikeli olabilir. İnsanları kötü yönde etki etmeyecek işlerde biraz gereksiz olabiliyor. Geçen gün self servis yalnız çay ve kahve satan bir yere laf olsun diye sorduk “Biz tecrübeli eleman alıyoruz” dediler. Evde tek seferde on iki bardak çay dağıtabiliyorum. Bu da bir tecrübe olabilir mi? Hazır donmuş gelen bir pastayı tabağa koymak için tecrübe istiyorlar. Birçok yer 18-25 ya da en fazla 30 yaşındaki çalışanları arıyorlar. Yaşı biraz daha büyük ablalarımızı almıyorlar. Tecrübeli olsun demeyi de ihmal etmiyorlar.
18 yaşındaki biri okula gitmesi gerekir. Bir çay, kahve veya kıyafet satmak için tecrübeli olması değil. Zafer caddesindeki birçok mağazada lise veya üniversite çağındaki kişiler çalışıyor. Üstelik o saatte okulda olması gerekirken. Bu durum biraz acı değil mi? Artık kız çocuklarının eğitimi konusunda herkesin bilinçli olduğu söylense de benim aklımda bazı şüpheler kaldı.
Düzce de oturduğumuz zaman ortaokuldaydım. Kalıcı konutlar da oturuyorduk o sebepten dolayı okulum bir köyün içindeydi. Ortaokuldan mezun olan birçok kız arkadaşım liseye gitmedi. Sadece kalıcı konutlarda oturanlar gitti. Köyde oturan arkadaşlarıma ne oldu. İlk gördükleri işe girdiler ya da evlendiler. Kız çocukları artık okuyor dense de tam olarak değil.
Konumuza dönecek olursak. Liseye giden ya da yeni mezun olan TECRÜBELİ eleman aranıyor. Bazı işler için aşırı bir tecrübeye gerek yok. Bazı işleri bu kadar çok kasmayalım. Bir kişiyi işe alıp kendin yetiştirme işi geçmişte kaldı. Bu durum aslında bütün kurumlar için geçerli. Özel okullar da başta olmak üzere. Herkes daha iyisini arıyor. En iyi çalışan olsun. Aşırı tecrübe aksın üstünden.
Bir insanın işini iyi bilmesi ve ona önem vermesi çok güzel bir durum. Bu durumu kınamasam da aşırısını fazla buluyorum. Nice 20 yıllık ama ders anlatmayan hatta anlatamayan öğretmenler gördüm. Onlarda tecrübelilerdi. Artık eti senin kemiği benim anlayışı azaldı. Galiba direk tecrübe olarak doğsun istiyorlar. Bunun bir sebebi ise insanların artık tahammülü kalmadı. Bir cafe ya da bir mağazaya gittiklerinde bütün çalışanlar onlarla ilgilensin istiyorlar. Bir mağazaya gidecekler ve herkes aklından geçeni bilecekler ve hemen onun hizmetine koşacaklar.
Tüketmeye kendimizden başladık. Gazete, dergiler veya sosyal medyadan mutlaka görmüşsünüzdür. Günümüzü tüketim toplumu olarak adlandırıyorlar. Bir anlamda haklılar. En kötüsü kendimizi tüketerek başlıyoruz. Çalışanlar en yetenekliler olacak fakat parayı da az isteyecekler. Bu sadece gümüşü bulduk da niye altın değil diye beğenmemekten başka bir şey değil. Tüket babam tüket toplumunda boğuşup duruyoruz.