Teksas’a döndük resmen

Zafer Çam

Cinayetsiz gün yok.

Kanallarda haberlerin konusu silahlı saldırı.

Bir değil, beş değil ülke genelinde onlarca cana kıyılıyor.

Cana kıyan katiler sürüsü kanunlardan, yaslardan korkmuyor.

Beline silahı alan ya mafya oluyor ya racon kesiyor.

Silahı beline koyan cesaret buluyor.

Ülkenin her yerinde bu tür olayalar oluyor.

Katili korkutacak yasalar, caydıracak kanunlar bir an önce hayat geçirilmeli.

Gerçek suçluya acınmamalı.

Suçluysa cezasını bir ömür çekmeli.

Bakın Allah ne güzel söylüyor “katile acımayın aynısını ona uygulayan

"Kısasta sizler için hayat var.” diyor.

Katile yaptığını uygularsanız katil kalır mı?

İnsan canı bu kadar ucuz bir ülke haline geldik.

Sokağa çıkamaz trafikte nasılsın diyemiyoruz.

Birkaç gün önce işlenen cinayet konuşuluyor.

Kan dondurucu İstanbul Esenyurt’ta bir tekel bayisinde iki kişinin öldürüldüğü, bir kişinin de yaralan saldırganlarla ilgili görüntüleri kamere kayıtlarında izlemişsinizdir.

Bu insanlar ellerini kolları sallayarak bellerinde silah geliyorlar ve acımadan insanların üzerine kurşun yağdırıyorlar.

Bir de iş insanıymış bu katiller.

Bugün haber programlarında aktarılan silahlı çatışmalardan birkaç örnek.

Mardin’in Nusaybin ilçesinde iki grup arasında satır ve silahlı kavgada 2'si ağır, 7 kişi yaralandı

Gaziantep’in Nizip ilçesindeki bir cenaze töreninde, aralarında husumet olduğu iddia edilen aileler arasında silahların ateşlendiği kavgada dört kişi çeşitli yerlerinden yaralandı.

Samsun’da fındık tarlasında çıkan silahlı kavgada 5 kişi yaralandı.

Karaman’da gece saatlerinde uykusundan uyandırılan 24 yaşındaki genç, evinin kapısında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Antalya’da sokakta tartıştığı kız arkadaşını vurarak öldürdü.

Adana’da trafikte durdurduğu araç sürücüsünü öldürdü.

Leblebi çekirdek taşır gibi silah bulunduruyor herkes.

Böyle bir ortamdan tabii ki katliam çıkar.

Nitekim çıkıyor.

Teksas’a döndük resmen.

Yetkililer bu konuya mutlaka el atmalı.

Türkiye’de bireysel silahlanma kontrolden çıkmıştır, şehirlerimiz belinde silahla gezen her türden insanın işgali altında.

Mafyavari oluşumların cirit atıp İstanbul başta olmak üzere ülke vahşi batıya çevirdiği, ateşli silahların bu kadar kolay devreye girebildiği bir durum kaygı verici değil mi?

Yasaların boşluk bırakmayacak şekilde net, cezaların caydırıcı olacak kadar sert uygulanması noktasında kanun yapıcılara ve adalet mekanizmasına büyük görevler düşmektedir.

Devletin asli görevi asayişi sağlayıp can ve mal güvenliğini temin etmek ise, varlığını sahada hissettirmesi şarttır.

İnsanların infial içinde idam cezası geri gelsin demesinin sebebi de bu çaresizlik duygusu.

“Kanunlar çalışmıyor, hiç değilse cezalar korkutucu olsun.” diyorlar.

Ancak kanunların düzgün yazılmadığı, düzgün çalışmadığı bir ülkede idam da bir işe yaramaz.

Hatta ipe götürülenler genelde garibanlar, kendine arka bulamayanlar olur.

Bir cana kıyan, canıyla ödemeli.

Kanunlardan yararlanıp acımaz katilerin fırsat verilmemeli.

Ceza evi onlara beş yıldızlı otel olmamalı.

Katiller canıyla bedelini ödemeliler…