Hayrettin Karaca 4 Nisan 1922 yılında Balıkesir, Bandırma'da doğdu. Baba ve annesi Kırım muhacirlerindendir. Lise eğitiminden sonra triko- örme atölyesinin başına geçti. Karaca Trikolarını tanınmış bir marka haline getiren Hayrettin Karaca ilk triko ihracatını rakiplerinden 20 yıl önce gerçekleştirdi.
Ellili yaşlarında, işi oğluna devredip Anadolu’yu karış karış gezerek ağaç ve bitkilerin resimlerini çekmeye tohum ve fidelerini toplamaya başladı. Türkiye’nin her yerinden ve değişik dünya ülkelerinden topladığı bitki örnekleriyle Türkiye'nin ilk özel 14.000 türü bünyesinde barındıran arboretumunu kurdu. Yurt içi ve yurt dışında gezdiği her yerden tohumlar topladı, botanik bahçelerini gezdi, bağlantılar kurdu. Bugün Yalova'daki Karaca Arboretumu, dünyanın her yerindeki botanikçiler tarafından bilinmektedir. Arboretum aynı zamanda ülkelerin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan türleri için bir gen koruma merkezi olması yönüyle çok büyük değer oluşturmaktadır.
Hayrettin Karaca Anadolu'yu gezerken hızlı bir çölleşme tehdidinin farkına vardı. Bitki türlerinin yok olduğunu gördü. Harap olmuş meralar, kuruyan şelaleler ve tahrip edilen ormanlar onu harekete geçmeye yetti. 1992 yılında sanayici arkadaşı Nihat Gökyiğit ile birlikte TEMA'yı kurdu. Hedefleri ise bu mücadelenin devlet politikası haline gelmesine katkı sağlamaktı. TEMA’nın “Türkiye Çöl Olmasın” sloganı toplumda büyük yankı uyandırdı.
Toplumsal barışın topraktan geleceğine inanan Hayrettin Karaca, ömrünü erozyonla mücadele ve verimli üst toprağın korunmasına adadı. Gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için ağaçlandırma ve doğa eğitimlerinin önemine dikkat çekti. Etkin bir kamuoyu oluşturmak için kurduğu TEMA Vakfı aracılığı ile Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca fidan toprakla buluşturuldu ve 3,5 milyondan fazla çocuk doğa eğitimi aldı. Yıllarca üzerinden çıkarmadığı ve onunla simgeleşen kırmızı süveterini “Param var ama hakkım yok. Aldığımız her şeyin doğaya bir bedeli var” diyerek açıklayan Karaca, sürdürülebilir bir yaşamın “tüketerek değil paylaşarak” mümkün olduğuna inanıyordu.
Sadece bir doğa savunucusu değil aynı zamanda sürdürülebilir yaşamın da mimarı olan Sayın Karaca’nın hepimize örnek olarak 70 yaşında kurduğu ve bugün 850 bini aşkın gönüllüsüyle bir halk hareketine dönüşmüş olan TEMA Vakfı’nı, kendisinin en büyük mirası olarak kabul edilmektedir.
Köylünün derdinin bilinmesi için onlarla beraber yaşamanın önemine değinen TEMA Vakfı Kurucusu ve Onursal Başkanı Hayrettin Karaca “Aç benim ulusum aç! Köylüm aç! Ben Türkiye’yi 340 bin kilometre geziyorum yatmadığım çadır yok. Yatmadığım kahve peykesi yok. Tanrı misafiri olmadığım köy ve kasaba evi yok. Ben halkın içindeyim. Ben derdi biliyorum. Toplumsal barış topraktan gelecektir” ifadesini kullandı. 20 dönüm toprakla bir köyün geçinebileceğini ve o köydekilerin çocuklarını okutabileceğini belirten Hayrettin Karaca, ‘‘Bunlar Türkiye’de var. Gidin görün 20 dönüm toprak. Ama bunu toprağın verimini koruyarak yapacaksın. Sen toprağın canını alırsan, toprak sana bir şey vermez’’ diyerek toprağı korumanın önemini en güzel şekilde ifade etmiştir.
Sayın Hayrettin Karaca 20 Ocak 2020 tarihinde vefat etmiştir. Allah rahmet etsin. Makamı cennet olsun. Hannover Üniversitesi'nden ekoloji profesörü Franz H. Meyer, Hayrettin Karaca'dan “Şimdiye kadar hiç böylesine kişisel çıkar gütmeden, kendini insanlığın yararına çalışmaya adamış birine rastlamadım” diye bahsetmektedir. Hayrettin Karaca, kendini vatan toprağını korumaya vakfetmiş, alkış beklemeyen bir kahramandı. Dikilmesine vesile olduğu ağaçları, cennet bahçelerinde görmesini dilerim.
Tüketim toplumunun bir bireyi olmayı reddederek, TEMA vakfını kurarak doğayla özdeşleşti. Çocuklarımıza bırakacağımız yeşil bir dünya içindi mücadelesi. Bizler seni hep, üzerinden çıkarmadığın kırmızı kazağınla hatırlayacağız toprak dede. Ruhun şad, mekânın cennet olsun inşallah.