Toplumlardaki sosyal dokunun değişimi sonucu, yorgunluk çok sık duyulan bir şikâyet olmaya başlamıştır. Son yıllarda ülkemizde yapılan araştırmalarda 100 kişiden 55'inin çok yorgun olduğu belirlenmiştir. Bu oran İngiltere için %38 civarındadır. A.B.D. de yapılan çalışmalarda yorgunluk kaynaklı ekonomik kayıp, yıllık 43 milyar dolar düzeyinde tespit edilmiştir.
Yorgunluk sadece insanlarda, hayvanlarda veya metallerde görülen bir olgu değildir. Topraklar da yorulabilir. Topraklarımızda yorgunluk sık görülmekte ve toprağın üretim potansiyeline zarar vermektedir.
Toprak yorgunluğunu, aynı toprakta arka arkaya uzun süre yetiştirilen bazı kültür bitkilerinin gelişmelerindeki yavaşlama veya değişik nedenler ile toprak verimliliğinin azalması olarak ifade edebiliriz.
Toprak yorgunluğu, daha çok uzun yıllar aynı toprak üzerinde yetişen çok yıllık bahçe bitkilerinde ve seralarda görülmektedir. Toprak yorgunluğu durumunda, ağaçların büyümelerinin azalması ve boğum aralarının kısalması ile bodurluğun oluşması, gövde kalınlığının azalması, yapraklarda küçülme ve kök büyümesinin zayıf olması gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Meyve tür ve çeşitlerinin toprak yorgunluğuna karşı gösterdikleri duyarlılık da farklılık göstermektedir. Elma, kiraz, şeftali ve turunçgiller toprak yorgunluğundan fazla etkilenirken, erik, armut ve çilek daha az etkilenmektedir. Ağır topraklarda yorgunluk sık görülürken kumlu topraklarda çok az görülmektedir. Kirecin fazlalığı ve taban suyunun yükselmesi yorgunluğu arttırmaktadır.
Toprak yorgunluğu 3 farklı sebepten meydana gelebilir.
1. Toksinlerin Etkisi: Toprakta yaşayan bitkilerin toprağa bıraktıkları veya toprakta kalan bitki artıklarının mikroorganizmalar aracılığı ile parçalanması sonucu oluşan toksik maddeler toprakta birikerek yorgunluğa sebep olmaktadır.
2. Mikroorganizmaların Etkisi: Aynı toprakta uzun süre aynı türün yetişmesi sonucunda mikroorganizmaların bir kısmının aşırı artması, bir kısmında yok olması toprak yorgunluğuna sebep olmaktadır.
3. Fakirleşme Etkisi: Uzun yıllar aynı toprakta aynı bitkilerin yetiştirilmesi neticesinde toprakta hep aynı tip besin maddelerinin kullanılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Örneğin, toprakta uzun süre devam eden bor noksanlığı yorgunluğa neden olmaktadır. Doğru gübreleme ile bu tip toprak yorgunluğunun önüne geçilebilir.
4. Toprak Zararlılarının Etkisi: Toprakta çoğalan zararlıların bazıları da toprak yorgunluğuna sebep olabilmektedir. Örneğin fidan yorgunluğu, asalak bir kök nematodundan kaynaklanmaktadır.
Tarla bitkilerinde toprak yorgunluğunun önüne geçilebilmesi için ekim nöbeti uygulanmalıdır. Ekim nöbeti yapıldığı takdirde her yıl farklı bitki yetiştirilerek toprak hacminde farklı derinliklerde kök sistemi oluşması yoluyla toprağın çalışması sağlanmış olur.
Meyvecilikte toprak yorgunluğunu gidermek için, bahçeden yaşlı ağaçlar sökülüp yerine 4-5 yıl tarla ziraatı ya da sebzecilik yaptıktan sonra yeniden meyve bahçesi kurulmasıdır. Eğer aynı yere, yine meyve bahçesi kurulma zorunluluğu varsa yumuşak çekirdekli meyvelerin (elma, armut, ayva v.b) yerine, sert çekirdekli meyveler (kayısı, şeftali, erik v.b) önceki meyve ağaçlarının dikildiği yere denk gelmeyecek şekilde dikilmelidir.
Toprak yorgunluğu görülen sebze alanlarında, ekonomik şartlardan dolayı yine sebze yetiştirilmesi gerekirse farklı familyalardan bitkiler ekilmelidir. Örneğin domates yetiştirilen yere ertesi yıl aynı familyadan biber, patates veya patlıcan ekmek yerine kabak, hıyar, kavun veya karpuz gibi sebzeler yetiştirilmelidir.