Trabzon taraftarını kim tahrik etti

Ömer Aydos

Geçtiğimiz Pazar akşamı oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe Süper Lig maçı sırasında ve sonrasında yaşanılan olayların yankısı halen devam etmekte ve özellikle de iki kulüp arasındaki gerginliği daha da artırıcı söylem ve hareketler artarak sürmektedir.

Aslına bakılırsa Trabzon’da oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçlarının genelinde bu tip gerginlikler ve olaylar sürekli yaşanmakta iken İstanbul’da oynanan Fenerbahçe-Trabzonspor maçlarında ise herhangi bir olaya pek rastlanmaz yıllardır. Bu durum sürekli böyle olduğu halde son oynanan karşılaşma öncesi gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması da çok manidar değil midir?

Şimdi bu maçtan bir hafta önce oynanan Fenerbahçe-Pendikspor maçında yaşananların ardından tüm kamuoyunun sergilediği söylem ve davranışları izlediğimizde asıl tahrik edici unsurları anlamamız pek de zor olmamalıdır.

Fenerbahçe-Pendikspor maçının başından itibaren Pendikli futbolcuların sergilediği tutum ve davranışları hepimiz hatırlarız. İlk dakikalardan itibaren sürekli sakatlık numarası yaparak en ufak bir temasta kendini yere atmalar ve dakikalarca kalkmamalar ile maç boyunca Pendikspor sağlık ekibinin 11 kez sahaya girip dakikalarca tedavi ediyormuş gibi görünmeleri, toplam 114 dakika oynanan maçta topun oyunda kalma süresinin sadece 47 dakikada kalması ve tüm bunlara hakemin hiç uyarı dahi yapmadan çanak tutması, üstelik Pendiksporlu futbolcuların 29 faul ile “faul yapma rekoru” kırmış olmalarına rağmen ilk yarı boyunca sarı kart göstermemesi, tam tersi Fenerbahçeli futbolcuların hemen maçın başında ilk iki faulüne iki sarı kart göstermesi ile maçın ve de Fenerbahçe tarafının sinirlerinin iyice gerilmesine sebep olmuştur.

Ardından devre arası soyunma odasına girilirken Mert Hakan’ın hakeme “Dikkatli ol hoca, yoksa buradan çıkamazsın” dediğinin iddia edilmesi ile ikinci yarı hakemin değişik bir maç yönetmesi ve de Mert Hakan’ın beraberlik golünü attıktan sonraki Pendikspor yedek kulübesine hiç kimsenin tasvip etmediği yakışıksız hareketlerinin sonrasında hakemin iyice dağılarak ne yaptığını bilmeden önüne gelene sarı ve kırmızı kartlarını göstererek maçın tamamlanması ile maç sonrası herkesin bir şeyler konuşması asıl tahrik sebepleridir.

Maç sonrası bazı kişiler Trabzonspor ve taraftarına, Fenerbahçe’yi ve Mert Hakan ile birlikte Fenerbahçeli futbolcuları hedef göstermiştir.

Bunlar kimlerdir; Özellikle maç sonu yorum yapan bazı TV kanallarında bazı yorumcular (üç beş sağduyulu yorumcu hariç) aynı şekilde “Hadi bunu Trabzon’da da yapın bakalım, adama ne yaparlar” diyerek tahriklerin en büyüğünü yapmışlardır. Maç sonrası bunu ilk söyleyen de Pendikspor Teknik Direktörü İbrahim Üzülmez olmuştur. Ardından tüm spor programlarında ve sosyal medya hesaplarında hemen hemen kendini yorumcu zanneden eski hakem ve futbolcular (Bunlardan bazıları Tanju Çolak, Sinan Engin, Nihat Kahveci, Batuhan Karadeniz, Ahmet Çakar, Ümit Özat, Fırat Aydunus vb.) aynı şeyi söyleyerek “Mert Hakan hadi bunu Trabzon’da da yap da görelim” cümlesini hemen hemen hepsi aynı anlamda kullanmış ve Trabzonspor taraftarını ve Trabzonspor’lu futbolcuları resmen galeyana getirerek ilk tahriki bunlar yapmışlardır.

Bütün bunları tüm Türk futbolseverleri ekranlardan seyrettiği ve duyduğu halde hiçbir sağduyulu yorumcu veya takım yöneticisi, ilgilisi ve yetkilisi çıkıp “Ya arkadaşlar siz ne yapıyorsunuz, şimdi Pazar günü Trabzonspor-Fenerbahçe maçı nasıl oynanacak, bu Trabzonspor taraftarı ve futbolcuları bu kadar hedef gösterdiğiniz takıma ve oyuncalarına bir şey yapmaz mı, taraftarları neden kışkırtıyorsunuz, madem bu kadar bu maçı geriyorsunuz, bari güvenlik önlemleri alınmalıdır, hatta her zamankinden daha fazla alınmalıdır” demedi. Ben hiç kimseden böyle bir açıklama duymadım.

Şimdi gelelim Trabzonspor-Fenerbahçe maçına ve maçta yapılan tahriklere:

Maçı kaybeden taraf diyor ki: “Efendim, maç sonu sevinilir mi, olta hareketi yapılır mı, eller cepte tribünler izlenir mi, bunlar taraftarımızı tahrik etti de maç sonu taraftarımız sahaya indi”.

Ama şunu demiyor: “Asıl bizi tahrik eden Fenerbahçe’nin ilk yarı boyunca mükemmel oyunu, Fred’in attığı nefis birinci gol, ardından Tadic’in mükemmel pasları ile F.Bahçe’nin bu mükemmel oyunu devam ettirmesi ve yine Fred’in attığı nefis ikinci gol ile Trabzonspor’un ilk yarı boyunca hiçbir şey yapamaması. Üstelik hakem Halil Umut Meler’in ilk yarı mükemmele yakın iyi maç yönetmesi ve devreyi 2-0 ile Trabzonspor’un geride kapatması ile maçı da Fenerbahçe’nin kazanacağının sinyallerini vermesi” demiyor, diyemiyor.

Ne olduysa devre arası olmuştur. Çünkü ikinci yarının başlaması ile Trabzonspor taraftarı tarafından sahaya su şişeleri, madeni para, çakmak, cıvata gibi yabancı madde atılması ile ilk 10 dakikada oyunun 3 kez durması, futbolcular tarafından bunların sürekli temizlenmeye çalışılması ve ardından meşaleler atılarak ateş ve duman çemberinde futbol oynanmaya ve hakemin de bunlara müsamaha göstermesi ile daha da cesaretlenen taraftar işi dakikalar geçtikçe iyice azıtması ile maçın seyri tamamen değişmiştir. Üstelik dakikalar ilerledikçe bu yabancı maddelerden nasibini alan futbolcu, teknik adam ve yan hakem gibi insan unsuru da zarar görmeye başlamış ve kaleci Livakoviç’in yerde yatarken çenesine isabet eden madeni para ile hafif bir kanama da meydana gelmiştir.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen hakem Halil Umut Meler’in maçı tatil etme cesareti gösterememesi ile birlikte maçı yönetim şekli de ilk yarıdaki gibi olamaması ve anons dahi yaptıramaması çok manidar değil midir? Acaba o da mı devre arası Trabzonspor taraftarı gibi direktif almıştır, bilinmez.

Bana göre bu olay tamamen önceden kurgulanmıştır. Çünkü o kadar yabancı madde ile meşaleler sahaya nasıl sokulmuştur. Maçtan önce seyirciler stada alınırken arama yapılmadığı aşikardır. Ya da sokulmalarına göz yumulmuştur. Planın da maçın seyrine göre işleyeceği gayet açık anlaşılmıştır. İlk yarı hiçbir madde atılmamasına, herhangi bir olumsuzluk yaşanmamasına rağmen ikinci yarının başlaması ile neden olaylar patlak göstermiştir. Nedeni çok basit. Çünkü Fenerbahçe’nin çok iyi oyunu ve 2-0 önde olması kurgulanan planın ikinci devre ile birlikte yürürlüğe sokulması direktifi gelmiştir ve öyle de olmuştur.

Eğer ki Fenerbahçe maçın başından beri kötü oynasa ve mağlup duruma düşmüş olsa idi bu plan devreye sokulmayacak ve “al gülüm ver gülüm” ile maç tamamlanacak ve Fenerbahçe şampiyonluktan kopmuş olacak ve Trabzonspor da verilen görevi yerine getirmenin mutluluğu ile havasını atacaktı.

Planı devreye sokup ikinci yarıda maçı 2-2’ye getirseler de sonunda Fenerbahçe’nin 3. golü bulması ve maçı kazanması ile de planın son perdesi olan taraftarların sahaya inip Fenerbahçeli futbolculara saldırmaları ve darp etmeye başlamaları ile bu sefer başka bir senaryo ile karşı karşıya bırakmak ve son koz olarak Fenerbahçe ve futbolcularına ceza aldırarak hedeflerinden alıkoymaktı.

Bakalım bekleyip göreceğiz, şimdi ne cezalar verilecek. Mağdur taraf korunacak mı, yoksa yine skandal kararlarla mağdur edilmeye devam mı edilecek? Çünkü burası Türkiye. Burada her şey tersinden işler.