Bundan bir kaç yıl önce ciddi bir kurumda İslamofobise minerlerine katılmıştım. Bu gözler neler gördü anlatayım. Amerika istihbarat şirketi CIA’in resmi sitesinde, CIA’e destek veren kurumların arasında “Fethullah Gülen Cemaati” ismi alenen yayınlanıyordu. O zamanlar, modern çağın Abdullah b. Ubeyy’i –münafık reisi- Feto, Pensilvanya’da Amerikalı dostlarıyla barış içerisinde yaşıyordu. 15 Temmuz’un üzerinden yaklaşık 9 ay geçtiği halde ne olduysa ABD bünyesindeki habis uru ancak fark etti. Üstelik istihbarat destekçisi olduğu halde. Şimdi güya o ura neşter vuracak! Bana öyle geliyor ki Feto’nun Amerika’dan çıkıp Kanada’ya yerleşme fikri danışıklı dövüşten başka bir şey değil.
Dünya’nın yuvarlak olduğuna henüz inanılmaya başlandığı zamanların birinde bir hocaya sorarlar: hocam Dünya’nın altında öküz var diyorlar ne dersin? Hoca cevap verir: “altını bilmem ama üstünde çok öküz olduğu kesin” fıkrayı yazınca aklıma geldi 15 Temmuz’un kilit isimlerinden Adil Öksüz firari. Nasıl serbest bırakıldığı bile henüz zihnimizi karıştırırken, darbeden 6 gün sonra ABD İstanbul Başkonsolosu tarafından arandığı ortaya çıktı. ABD’nin yaptığı açıklama fıkra gibi: “efenimm; sayın Öksüz, sizi şu sebeple aradık. Siz şu an ki halinizle ABD’ye giremezsiniz, vizeniz iptal oldu. Ola ki bizim ülkemize gitmek istersin falan, yapma!” gel de inan! Büyükelçiliklerin bir görevi de vizesi iptal olan vatandaşları tek tek aramak demek ki. Bilememişiz! Kafamda deli ihtimaller… ABD, Türk İstihbaratına tek gözle bakıyor olmalı ki bu kadar bariz bir hata yaptı. Ya da ABD, Türk halkını saf sanıyor olmalı ki böyle saçma bir açıklama yaptı. Ya da bunların hiç birisi değil ABD, Türkiye’yle amiyane tabiriyle kafa buluyor! Bunca densizlik karşısında bir de açıklama yapmazlar mı bizce de Feto bir terörist diye! Hadi canım! Birden bire itirafçılar, cemaat üyelerinin açıklamaları… Tabi ki bunların mizansen olduğunu düşünmüyoruz! Tabi ki dost ve müttefikimiz Amerika 9 aydır bu açıklamayı yapacaktı, hatta Fetö’yü teslim edecekti ama bir türlü fırsat olmadı!
Bu arada aklıma gelmişken yazayım Galatasaray Spor Kulübü Hakan Şükür ve Arif’i üyelikten ihraç etti. Yanlış anlamayın mesele vatan, millet, Sakarya değil aidat ödemedikleri içindi. Daha sonra terör örgütü bağlantısı açıklamasıyla ihraçlara balans ayarı verildi. İhraçlara karşı mıyım? Hayır. Ama yıllarca din devlet işlerini bile birbirinden ayırmaya çalışan malum zihniyet, genel kurul toplantısında spor-siyaset ayrımını bile yapmaktan aciz olduğunu göstermiş oldu. Bu keşmekeş içinde üstad Necip Fazıl düştü aklıma:
Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!
Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri!
Selamette kalın efendim…