Türk dünyası kültür teşkilatı (TÜRKSOY) bu yıl başkent olarak Özbekistan’ın Harezm şehrini seçti. Geçen yıl ise bu şeref Kırgızistan’ın Fergana Vadisinin doğusundaki İpek Yolu üzerindeki şehri OŞ şehrini seçmişti. Bu yıl da geçen yılki gibi isabetli olmuş. Hayırlara vesile olur inşallah. Bilindiği üzere daha önce bu unvan ESKİŞEHİR ilimize tanınmıştı. Şimdi Eskişehir’e gidenler o günlerden kalan Türkmania ve o park içindeki o günlerde yapılan güzel bir hatıra olarak kalan eserleri göreceklerdir.
Harezm şehri Özbekistan’ın batısında Karakalpakistan eyaleti ile komşu tarihi bir şehir. Hem hava yolu ile hem de kara yolu ile gitmek nasip oldu. Çöl ikliminin ve tabii örtüsünün hakim olduğu bölge, daha önce Harzemşahlar devletinin başkenti olmuştu. Burasını kuşatan Moğol ordusunun komutanı Cengizhan, burada yaşayan Kübrevilik tarikatinin şeyhi Şemsettin Kübrevi’ye “Yanıma gel bana tabi ol seni ölümden kurtarayım” der. Şeyh Kübrevi ise “Yetmiş yıl şu şehirde beraber yaşadığım bu şehirden de bu şehirde yaşayan insanlardan da ayrılamam. Bu şehirde safa bir da cefa da bir” diyerek teklifi reddetmiştir.
Elbette bu şehirdekilerle beraber şehadet şerbetini içmiştir. Bu olaydan çıkaracağımız birinci ders, şu anda şehirlerimizi idare eden belediye başkanlarımıza bir ders niteliğindedir. Yani bu şehirde beraber yaşayacağız, burayı kafanıza göre zevkinize göre perişan etmeyiniz. Yarın siz de bu şehirde yaşamaya devam edeceksiniz” dersidir. İkinci husus ise onca acımasızlığına merhametsizliğine rağmen Cengizhan, alime, şehrin manevi liderine, ermişlere ululara saygı göstermesidir. Bunun bir başka tezahürünü Timur’da da görürüz. Timur da ilim meclislerinde bulunmamasına rağmen ilim adamlarının toplandığı yerin penceresinden tozlanan halılar silkelenirken hiç müdahale etmez ettirmez o tozların altından geçerek hiç olmazsa tozunun kendisine de bulaşmasını isterdi. Bilindiği üzere Timur da aynı soydandır.
Harezm-Hive şehri tarihi olduğu kadar bilim merkezi, alimler yurdudur. Matematikçi El-Harezmi bu şehirde yaşamış meşhur bir alimdir.Ayrıca bu şehirde yaşayanların ataları Timur tarafından Ankara savaşı sonrasında Osmanlı’dan götürülen alimler, sanatkarların yaşadığı bu gün de kendilerine “Biz Osmanlı torunuyuz” diyen insanların yaşadığı yerdir. En kibar, en fesih Özbekçe burada konuşulur. Şairi, sanat adamı çoktur. Andican Şehir hastanesinde tanıştığım genel cerrah (hirulug) Prof. Dr. Süleymanov İsmail hoş sohbet bir adamdı.
Kalın taşlardan yapılan bu gün de tamir ve bakımı yapılmış kalın duvarlı yapılardan oluşan saraylardan ve diğer yapılardan seyre doyulamayacak kadar güzel manzaralar var.
Buhara’ya yaklaşık bin km uzaklıkta olan bu şehri aynı Buhara huşu ile seyredeceksiniz. Zaten Özbekistan’a gidenlerin sadece ticaret ve iş yapma hayalinin dışında tarih, inanç, edebiyat, kültür, ekoloji, halk kültürü, sanat tarihi gibi sebeple de ziyaret etmek gerekir. Buraya gidenlerin Mekke ve Medine’den sonra tercih edileceği bir gerçektir. İnanç turizminin canlanması için Özbekistan Devleti’nin daha çok tanıtıma ve agahlandırmaya ihtiyacı vardır. Oysa şu sıralarda bütün gücünü yatırım yapacak, para bağlayacak adamlara ayıran Özbekistan, kolaylıklar sağlarsa, uçak fiyatları daha uygun olursa, otel fiyatlarını makul seviyeye getirirse ve bir de otelde kaliteyi yukarı çekerse turizm yukarıda saydığım turizm çeşitleri daha fazla döviz bırakacaktır.