Amerika, Türkiye devletini parçalamak istiyor
“Zeytun Dalı” harekâtı başka bir devletin topraklarını işgal etmek maksadını taşımıyor. Türkiye devleti bu harekatı topraklarımıza karşı Amerika destekli PKK terör örgütüne karşı bir harekattır, bu birinci. Ayrıca Türkiye sınırlarını tehdit eden terör olayları bizzat Türkiye’ye karşı Batılı devletlerin ve Amerika’nın yürüttüğü işgalçılık siyasetidir, bu da ikinci. Terör, sınırlarımızı aşarak özellikle Doğu illerinde Kürt kardeşlerimizin topraklarında çeşitli eylemler gerçekleştiriyor, bölücülük faaliyetini yürütüyor. Okullar, işyerleri yakıyor, Polis Karakoluna saldırıyor, gencecik, pırıl-pırıl kardeşlerimizi, kızlarımızı kandırılarak dağlara çıkarıyor. Adım-adım Karadeniz kıyılarına dek yerleşmeye kalkmışlardı ve saire… Büyük illerimizde, özellikle İstanbul, Ankara dahil pek çok illerimizde patlamalar, Türkiye devleti ve insanlarımız aleyhine eylemler gerçekleştiriyordu. Terörü destekleyen ülkelerin başında İngiltere, Almanya, Hollanda, Avrupa’nın pek çok devletleri ve en başta elbette ki, ağabeyleri Amerika duruyordur. Sözde demokrasi ve uygarlık dersi veren Amerika, özellikle Başkan, Trump, Okyanusun ötesinden burnunu Orta Doğu ve Asya ülkelerine sokmakla buralarda teröre destek veriyor.
Oğul Bush, Irakta kimyevi silah kullanıldı diye Orduyu Irak’a soktu. Irak gibi kocaman devleti param-parça yaptı, Saddam’ı vahşice öldürttü ve dünya ülkeleri sustular. Sonunda Bush itiraf etti ve dedi ki, Irakta kimyevi silah kullanmamıştır. Bunu kendisi de ve dünya ülkeleri de iyi biliyordu zaten. Dünya yine sustu… Amerika Ordusu Libya’ya girdi, Başkan Muammer Kaddafi’yi de aynı yöntemle vahşice öldürttü, dünya devletleri suskunluğuna haince devam etti. Sanki Amerika doğru olanı yapıyordu. Sırada Suriye vardı.
AMERİKA’NIN ŞİMDİKİ HEDEFİ SURİYE’DİR
Amerikan Başkanı, Trump, buraya özel eğittikleri terörist gruplarını yerleştirdiler ve Suriye dâhilinde çeşitli terör gruplarına her türlü desteği veriyorlar. Bu ülkede yerleştirdikleri terör gruplarına beş bin Amerikan uçakları silah dağıtmıştır. Bunlar Amerika Başkanı, Trump’un son oyunlarıdır. Dünya ülkelerinde terör desteleri yaratarak kendilerini heğemon devlet gibi gösteriyorlar. Eee, o zaman soruyorum; nerede söylediğiniz demokrasi anlayışı? TV’lerde Suriye halkının acılarını, çocukların feryadını izlerken insanın içi param-parça oluyor. Dağılan binalar, yanan evler, sokaklarda sürünen yaralılar, çocukların acıları ve saire. Ölenler hep Müslümanlardır nedense... Bir zaman aynı trajediyi Afganistan’da; Irak’ta da gördük, izledik. Neden hep Müslümanlar ölüyor? Şimdi son hedef Türkiye olduğu aşikârdır. Fakat Amerika, Başkan Trump ikiyüzlülük yapıyor, sözde müttefikiz diyor, sınırlarımıza ve içimize terör gruplarını yerleştiriyor. Türkiye size müttefik olamaz, sadece NATO üyesidir, bu kadar. Olsa-olsa size müttefik İngiltere ve Fransa ola bilir. Bir de akıl danışmanınız Evanjelişt menşeli İsrail ola bilir. Amerika’nın amacı İsrail için yeni bir devlet oluşturmaktır. Toprakları ise Irak, Suriye, Türkiye ve İran’dan kopararak bunu yapmayı hedefliyor. Ve Tramp, Evanjelistler tarafından bu amaçla Başkan seçilmiştir. “Her istediğinizi yapacağım, beni Başkan yapın”, Trump’un sözlerini basından okudum. Yapay, sahtecilik yaparak Başkan seçildiği ile ilgili Amerika Başsavcılığı artık soruşturma başlatmıştır. Hakiki deprem yaşayan Trump, “Beni görevden alsanız, Amerika batacaktır”, diyor. Başkanlık Sarayında tam kaos ve deprem yaşanır. Yaralı Yılan gibi sağa-sola saldırıyor. Amacı ise Büyük İsrail Devletini kurmaktır.
Öte yandan Amerikan basınında Trump’un ilginç resimleri basılıyor: “Kafası gözükmeyen Trump’un vücudu Denize uçuyor…” Köz olmayan yerden tütsü yücelmez”-bir Atasözü. Hilye, fesatlar çevirerek Başkan seçilirsen, bedeli ağır olacaktır. Eee, nerede Amerika’da demokrasi öyle ise? Kendileri bataklıktalar, Türkiye’nin topraklarına göz dikiyorlar?
AMERİKA’DA DEMOKRASİ FALAN YOKTUR
Türkiye ne Afganistan’dır, ne Iraktır. Türkler tarih boyunca cesur, mert, höşgürülü olmuşlar. 15 bin yıl tarihe sahip Türkler hiç zaman çocuk öldürmediler, sizler kadar, katil ve dağıtıcı olmadılar. 55 milyon Kırmızı Derili insanları yurtlarında soykırım yaparak öldürdünüz ve Amerika, kanlar üzerinde kurulmuş ülkedir, unutmayın. Er ya geç öldürülen insanların ruhu sizleri rahatsız edecek ve Amerika zaman içinde dağılacaktır. Çünkü adalet ve inam, sevgi ve hoşgörü üzerine kurulmadı bu devlet. Bu yaptığınız soykırım adil midir? Amerikan demokrasisi - öldürmek, dağıtmak, yok etmek üzerine kurulmuştur. Kanıt – Kırmızı derili insanların yok edilmesi; Kore ülkesini ve Viyetnamı ikiye ayırmak; Irak’ın dağılması, Libya’nın işgali ve Suriye’deki feryadlar…
Türkiye Cumhuriyeti ise, Ulu Önder, Büyük Atatürk’ün yaratmış olduğu mucize devlettir. Temeli sağlam zemine oturtmuş bir olağanüstü dünya modeli devlettir. Kolay-kolay yıpranamaz, çünkü burada yaşayan insanlar kenetlenmişler ve arkalarında Bağımsız kardeş Türk Devletleri de duruyordur. Ta kadim zamanlardan Türk kavimleri kenetlenerek dünya halklarına Barış, Huzur ve Sevgi dağıtmışlar. İçimizde her ne kadar hainler, ikiyüzlü Batı borazanları olsa bile, Türkiye ve kardeş Türk Devletleri tek yumruk olarak sımsıkı kenetlenmiştir. Bunu dünya böyle anlamalı ve bilmelidir. Güç-Birliktedir ve tepesinde dimdik durmuş lider-Cumhurbaşkanı, Sayın Tayyip Erdoğan vardır.
“Zeytin Dalı” harekâtı Türkiye devletinin sınırlarının teminatı namına başarıyla yapılıyor. Ülke dâhilinde ve Kandil Dağlarında yuvalanan teröristler bu harekat sayesinde temizlenecektir ve sınırlarımız güvenli hal alacaktır. Ayrıca Türkiye-Rusya-Iran işbirliği sayesinde Suriye topraklarına Barış-Huzur gelecektir. Öten yazılarımda yazmışımdır, ileride Çin dahil-Rusya, Çin, İran ve Türkiye Birliği, içlerine Azerbaycan, Kazakistan, Hindistan, Pakistan ve tüm Türk devletlerini de almış olsalar, Orta Doğu ülkeleri Barış ve Huzur içinde yaşayacaktır. Ve hiçbir güç bu Birliği yıpratamaz ve dağıtamaz.
AB, ırkçılık ve işgalcilik felsefesi üzerine kurulan Birliktir. Türkiye, sadece AB ile ekonomik işbirliği yapa bilir. Bakınız İngiltere neden AB ittifakından ayrıldı derseniz? AB ülkelerine bakınız? Sadece Fransa, işgal ettiği dış ülkelerden 575 milyar gelir elde ediyor (Gazeteler böyle yazıyor).
ERDOĞAN – XXII YY. GERÇEK LİDERİDİR
Seversiniz, sevmezsiniz – sizin işinizdir. Ama bu bir gerçektir, kabul etmelisiniz. Şairane üslubuyla, dimdik duruşuyla insanlara devlet adamı gibi sesleniyor ve her kes onu severek dinliyordur. Öte yanda Amerikan Başkanı Trump’un makamında ise deprem yaşıyor. Bu şahısta Başkan ruhu, Başkan adası bile yok gibi. Konuşmalarına dikkat edin, gerçekten de “KİŞİLİK HASTASI’DIR” (Amerikan basını yazıyor).. Mimikleri, el hareketleri, yürüyüşü bile dikkat çekiyor. Normal insan davranışı değildir. “Keşiş Brunson’u verin, bu iş bitsin…” diyor Trump. Başkan’a yakışmayan bir üslup bu. Peki, sen Türk düşmanı FETÖ başını neden ülkende lüks içinde barındırıyorsun ve Türkiye devletinin resmi istek müracaatını dinlemiyorsun? Bu adam 15 Temmuz olayının baş kahramanı değil midir? Darbe girişinde bulunmadı mı? Bulundu. Gencecik insanlarımızı öldürmedi mi? Peki, sen nasıl müttefiksin acaba? Ey, Trump, savunduğun adam keşiş mi, Rahip mi bilemem, gizli Amerikan ajanı olduğu halinden belli oluyor. Ve yıllardır Türkiye dahilinde kobra gibi dolaşıyormuş. Bu ajan üç yılda neden 136 defa Doğu illerimize, Diyarbakır’a gitmiş acaba? Gıda yardımı mı götürdü oraya? Ve yahut evsizlere bina mı yaptırıyordu oralarda? Baraj mı inşa ediyordu? Siz de iyi biliyorsunuz ki, Brunson, orada terör gruplarına destek vermeye, bölücülük yapmaya, Kürt kardeşlerimizi Hıristiyan yapmaya gittiği aşikardır.
Şunu idrak edemiyorum-neden bir Müslüman Hıristiyanlığı kabul ediyor. Bu kişilerin beyinleri boştur, eğitimsizler, idrak edemiyorlar, hatta düşünemiyorlar bile. Ayrıca zayıflar, bu tipler kolay ağlarına düşüyor Brunson’un, sebep budur.
Öte yanda dünya edebiyatının aynası sayılan, büyük Rus yazarı, Lev Tolstoy, ölümünden kısa süre önce Müslümanlığı, yani İslami din olarak resmen kabul etmiştir. Türkiye’de kitapça basılmıştır: “Tolstoy nasıl Müslüman Oldu?”. Yazarın el yazısını okudum. Şöyle diyor: “Mukaddes Kuranı okuduktan sonra şunu anladım ki İslam Dini dünyada mevcut bütün dinlerden en temiz ve ahlaklı Din sayılır”. İki yüzlü rahip, keşiş, aslinde ajan Brunson da bunu iyi biliyor ve anlıyordur bana göre. Bu nedenle azınlıkta olduğundan dolayı beyinsiz, zayıf ve eğitimsiz ham beyinleri olan Kürt kardeşlerimizi kendi dinine çekiyordu. Çok yazıklar olsun Brunson’a. Yemeğimizi yiyor, suyumuzu içiyor, topraklarımızda yaşıyor ve kobra yılan gibi illerimizi dolaşıyor. Ben de diyorum Trump’a-ver FETÖ başını, sonra Brunson için masaya otur, dosyasını incele, özür dile Türkiye devletinden-bitsin bu iş.. Hadi hobi meydan sana… Alınmayın Başkan, Trump, siz Sayın Erdoğan olamazsınız. Çünkü adil, hoşgörülü ve barış insanı değilsiniz, bu kadar.
İÇİMİZDE HAİNLER VARDIR, NE YAZIK…
Bazı “Hürriyet” köşe yazarlarına ve benzer gazetecilere bir tavsiyem şudur. Sizler Brunson’u çok savunuyorsunuz. Tıpkı bir zaman Can Dundar’ı ve yandaşlarını da savunduğunuz gibi. Kaderiniz böyledir; ya Türk değilsiniz, ya da tıpkı Brunson gibi içimizde mikrop gibi yaşıyor ve koku veriyorsunuz. Güzelim Türkiye devletinin pasaportunu taşıyan Batı borazanlarına sesleniyorum – gidin Amerika’ya, Almanya’ya, Fransa’ya, istediğiniz ülkeye gidin. Çünkü ikiyüzlülük yapıyorsunuz, Türkleri sevmiyorsunuz, hep Türkiye devletinin düşmanlarını savunuyorsunuz. Okuyorum yazılarınızı ve utanıyorum; insan bu kadar VATAN haini olamaz, vatanını bu kadar eleştiremez…
Atatürk’ün kurmuş olduğu güzelim Türkiye-bir dünya devletidir. Onunla sadece kurur duyacaksın ve ebediyen seveceksin. Dünyadaki Türklere sesleniyorum, sımsıkı birleşmeliyiz, kenetlenmeliyiz. Sayın Erdoğan’ın dediği gibi bir olmalıyız, bir avuçta birleşmeliyiz. Pelit ağacı olarak Liderimizin etrafında dimdik durmalıyız. O zaman Türkiye her yönüyle büyüyecektir, yücelecektir, güneş gibi etrafa ışık paylayacak, mutlu geleceğe doğru inamla, güven içinde ilerleyecektir…
Ne Mutlu Büyük Atatürk’e ki dünya güzelim Türkiye’yi yaratmıştır.
Ne Mutlu beşkardeş (K.K.T.C dahil) Türk Cumhuriyetlerine ki Türkiye etrafında boy gösteriyorlar.
Ne Mutlu Türküm Diyene!