Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nden hayati ‘Afet Eylem Planı’

Orhan Kemal Erkılıç

Deprem felaketlerinin etkisiyle buruk kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yıldönümü, her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için gurur ve sevinç kaynağı…
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı gibi, “İlelebet payidar kalacak” olan Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara, sözünü ettiğim gurur ve sevinçten payını en fazla alan kentlerin başında geliyor.
Tüm kamu kurum ve özel sektör ile kuruluşların üzerine düşeni yaptığı bir ortamda, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Kent Konseyi (AKK) de hem Cumhuriyet coşkusunu yaşatma hem de deprem yaralarının sarılması konusunda örnek yardım ve destek programları yürütüyor…

AKK’nin, Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye Kent Konseyleri Birliği (TKKB) Dönem Başkanlığını üstlenmesi, genel olarak Ankara; özel olarak da AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz için büyük bir önem ve anlam taşıyor.
ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın esirgemediği destek ile çok önemli çalışmalara imza atan AKK, şimdi TKKB gücüyle birleşerek Türkiye geneline mührünü vuracak adımlar atıyor…
Bunun ilk yansıması, 18 Mart’ta gerçekleşen “Türkiye’de deprem Gerçeği ve Kriz Yönetimi Farkındalık” buluşmasıydı. İkincisi ise 30 Mart’ta yine konuğu olduğumuz iftar programında açıklanan “Afet Eylem Planı” oldu…

KENT KONSEYLERİNİN YOL GÖSTERİCİ ÖZELLİĞİ BÜYÜK ŞANS

Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz’ın ev sahipliğinde, AKK merkez binasında düzenlenen iftar programına katılanlar arasında yer alarak hem yapılan sunumu dinleme hem de hazırlanan bildiri hakkında bilgi sahibi olma imkanı buldum.
TKKB’nin AKK ile birlikte hazırladığı bildiride; “Kent konseylerinin afetlere hazırlık, afetlere müdahale ve afetler sonrasında yeniden yapılanma süreçlerinde üstlenebilecekleri görevler” gibi hayati konular yer alıyor.
Bugüne kadar takip ettiklerimden ve düzenlenen son programda dinlediğimden anladığım şudur: Türkiye Kent Konseyi ve Ankara Kent Konseyi misyonuna uygun çalışarak, hazırladığı rapor, veri ve önerilerle yol gösterici bir rol üstleniyor…

Hazırlanan 25 maddelik bildiriden önce bilinmesi gereken önemli hususlar var…
Önce TKKB ve AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz’ın konuşmasından şu notu paylaşalım:
“Depremin ardından Hatay’daki Kadın Kooperatifleri ile iletişime geçtik. Onların hazırladığı yöresel yemeklerden hazırladığımız ‘ramazan paketi’ni Ankaralılara sunduk...”
Kocaeli Kent Konseyi Genel Sekreteri Sedat Köse de 1999 yılında yaşanan deprem felaketinin ardından tecrübe edilen önemli bir konuyu dile getirdi: “Kalıcı konutlarla yapılan iş yerleri zamanla atıl kalıyor. Şehir merkezlerini canlandıramazsak ticaret canlanmıyor!…”
Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy ise yakında gerçekleştirecekleri önemli projeyi şöyle duyurdu: “Depremden etkilenen illeri ziyaret edeceğiz. Binası yıkılan Kent Konseyleri’ne en azından konteyner merkezler oluşturarak, katılımı artıracağız ve çalışmaların devamını sağlayacağız…”

Kente karşı işlenen suçları engelleyip; en aza indirerek, halk sağlığını önceleyecek ve afet bilincini mahallelerden başlatacak tarihi bildiri de ise şu önemli çağrılar yapıldı:

HAYATİ ÖNERİLER MADDE MADDE SIRALANDI…

*Kent konseyleri çalışmaya kendi evinden başlayacak. Türkiye’deki tüm kent konseylerimize “afet çalışma grupları” oluşturmaları ve yapacakları ilk genel kurulu “afet temalı” düzenlemeleri çağrısını yapıyoruz.
*Kent konseyleri afet planlamasında ve kurumsallaşmasında gönüllü ve sivil gücün odağı olarak tanınmalıdır. İlgili kurumlarımız, afet politikalarını belirlerken kent konseylerini mutlaka dikkate almalıdır.
*Kent konseyleri bilimsel bilgi ve ortak aklın ışığında kentsel politika geliştirir. Afetleri sadece afet sonrasında konuşmamak için her yıl “afet şuralarını” toplamayı, bu şuralarda hazırlanacak “afet raporlarını” “ama”sız sürekli gündemde tutmayı bir görev biliyoruz.
*Gördük ki afet sonrasında kent konseyleri muazzam bir dayanışmayı örgütledi, daha fazlasını yapmaya hazırız. Konseylerin afetlere hazırlık çalışmalarının ve kaynakların listeleneceği, bir “Kent Konseyleri Dijital Afet Rehberi” oluşturmayı hedefliyoruz.
*Afet bölgesi ve yakınındaki kent konseyleri ve bileşenlerinden oluşan bir “Afet Dayanışma Platformunun” oluşturulması için gerekli mevzuat değişiklikleri ve kurumsallaşma çalışmalarına başlamalıyız.
*Afetlerdeki bilgi kirliliğini gidermek için açık veri kaynaklarını kent konseyi gönüllülerin çabalarıyla süzen “Afet Açık Veri Teyit Platformunun” oluşturulması yaşamsaldır.

MAHALLE GÖNÜLLÜLERİ AĞI…

*Kent konseyleri mahallelerin kılcal damarlarına kadar erişebilen bir katılımcı aklı temsil ediyor. Bu açık veri platformlarını beslemek için konsey gönüllülerinden, saha verisine ulaşma ve teyit amaçlı bir “Mahalle Gönüllüleri Ağı” oluşturulmasını öneriyoruz.
*Deprem bize afetler için güven kadar dayanışma olacağını gösterdi. Bu sebeple insanımızın gönüllü bağışlarının nerede nasıl kullanıldığının izlenebildiği şeffaf bir “Afet Destekleri İzleme Platformu” kurulmalıdır.
*Kent konseyleri dijital araçlarla bir yerin yeniden planlanmasında ve tasarlanmasında dünyanın farklı yerlerindeki gücü enerjiyi bir araya getirecek kapasitededir. Bunu için konseylerin desteğiyle “Yeniden Yapılanma Kitle Tasarım Platformu” oluşturulması büyük faydalar sağlayacaktır.
*Deprem GAP büyüklüğünde bir bölgeyi etkilemiştir. Bu sebeple yeniden yapılanmanın bir “bölgesel kalkınma paradigması” yaklaşımıyla ve buna uygun bir kurumsallaşmayla gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesi yaşamsal önemde görülmektedir.
*Deprem bölgesinde yürütülecek tüm inşaat faaliyetlerinde başta bölgedeki kent konseylerini de sürece katan “katılımcı, entegre, dirençlilik temelli ve sürdürülebilir planlama yaklaşımlarının” benimsenmesi çok önemlidir.

KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRAS MUHAFIZLARI…

*Afette yıkılan kentlerimizin ruhunu muhafaza etmemiz zaruridir. Kültürel ve doğal mirasın daha fazla zarar görmemesi ve doğru koruma yaklaşımlarıyla ele alınmaları için “Kültürel ve Doğal Miras Muhafızları” yaklaşımının hayata geçirilmesini öneriyoruz.
*Yeni yaşam alanları oluşturulurken vatandaşlarımızın geri dönüşünü destekleyecek istihdam ve üretim politikaları düşünülmeli, toplumsal yaşamın, kültürel çeşitliliğin ve somut olmayan kültürel mirasının sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.
*Yeniden yapılandırma çalışmalarında, kent kimliği ve kültürünün en önemli unsurlarından olan “kent merkezlerinin planlanması ve inşasına” özel bir önem verilmelidir.
*Geçici barınma alanlarında, enkaz kaldırmada uzun vadeli çevresel etkiler düşünülmeli, su kaynaklarının, tarımsal üretimin, ekosistemin zarar görmemesi için doğa tabanlı yaklaşımlar benimsenmelidir.
*Afete uğrayan, özellikle aile işletmelerinin ve KOBİ’lerin lojistik, hammadde ve pazar sorunlarının çözülmesi için, kent konseyi bileşeni meslek odalarının desteğiyle “Ekonomik Yeniden Yapılanma Destek Platformu” oluşturulmasını öneriyoruz.
*Yeni canların yanmaması için hasar tespit çalışmaları şeffaf ve bilimsel yöntemlerle yürütülmeli, elde edilen tüm sonuçlar kamuoyuyla açık bir şekilde paylaşılmalıdır.
*Yapı üretim ve denetim sürecinde, planlama ve yapılaşmanın tüm aşamaları e- devlet üzerinden ek bir noktadan şeffaf bir şekilde izlenebilir hale getirilmelidir.
*Depremi yaşayan vatandaşlarımızın bir de barınma sorunuyla sarsılmaması için barınma sorunlarına acil çözüm bulunmalıdır. Bu konuda kent konseyi üzerine düşeni yapmaya hazırdır.
*Afet tehlikesini dakika dakika bekleyen İstanbul gibi kentlerimizde barınma hakkını garanti alan yeni nesil bir kentsel dönüşüm anlayışını gerçekleştirecek yasal ve yönetsel önlemlerin kent konseylerinin birikimi göz önünde bulundurularak alınmasını öneriyoruz.
*Afetlerde, kent konseylerinin de gözlemci olarak izleyebilecekleri, “Sürdürülebilir GSM ve acil iletişim hatları” geliştirilmelidir. Bir daha sesimiz duyulmasın istemiyoruz!

KADINLAR UNUTULMADI; TIPKI ÇOCUKLAR VE ENGELLİLER GİBİ…

*Afet sonrasında kadınların ihtiyaçları ve katılımı düşünülmeli, mekân tasarımında ve uygulamalarda güvenlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği dikkate alınmalıdır.
*Deprem engellileri iki kez vurdu! Engelliler için özel ekonomik ve toplumsal destek programları oluşturulmalı, engellilerin gündelik yaşamını dikkate alan mimari ve kentsel tasarım uygulamaları yapılmalıdır.
*Profesyonel destek hayata tutunmak için yaşamsaldır! Çocukların ve gençlerin eğitsel ve gelişimsel kayıpların önlenmesi için yoğunlaştırılmış eğitsel ve psiko- sosyal destek programları uygulamalıyız.
*Deprem bölgesindeki sokak hayvanlarını, endemik bitki ve hayvan türlerini hassas ekosistemlerin ve sulak alanları unutamayız. Yaşamak için kentlere ihtiyacımız olduğu kadar onlara da ihtiyacımız var.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.