Sevgili anadolugazete.com.tr okuyucularımız; Ülkemizde yaşayan, sonradan nüfus cüzdanı kazananlar değil de gerçek Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı taşıyan vatandaşlarımızın da çok yakından bildiği gibi ülkemiz maalesef hiçbir işe yaramaz işgalci ve çapulcuların doldurduğu bir sığınak yeri oldu. İpini koparan geliyor, kimlik olsun olmasın yeter ki yürüsün, birçoğu da taşı kırıp suyunu çıkaracak yaşta gençler, aralarında hiç yaşlı yok, kadında yok.
Sizce bu ilginç değil mi? Suriyeliler hele bir başka garabet adamlar, çadırda bile kalsalar ha babam doğuruyorlar, aç hallerine bakmadan 3,4 hanımlı hepsi, doğuran da en az 4 tane doğuruyor!
Türk vatandaşı ortalama 30 yaşında 1 çocuk yapıyor, Suriyeli 15 yaşında başlıyor çocuk yapmaya, bu durum da bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Bakmak bedava, tedavi bedava, yeme, içme bedava, sürekli sanki nüfus artırmak için özel görev almışlar gibi, hiç sınırlama getiren de yok, doğum kontrol hapı tavsiye eden bile yok, ha babam doğurup duruyorlar!
Ülkemiz için gelecekte büyük tehlike bu kuralsız nüfus artışı, yarın bu ülkenin sahibi olma derdindeler mi? Başka bir gaye mi var anlamakta zorlanıyoruz! Suriyeli ve diğer vatandaşlık almışların nüfus artışlarının mutlaka ve acilen BEKA meselesi olarak önüne geçilmeli.
70’li yıllarda ülkemizden Almanya'ya gidenler çocuk parası almak için başkalarının çocuklarını da kendi üzerlerine yazdırırlardı, onlar ülkemizde yaşayarak Almanya’da çocuk parası alıyorlardı, bu nedenle Almanya’ya yansımıyordu; ancak bizdeki nüfus artışı, Suriyeli nüfus artışı ülkemizde oluyor. Hiç hayra alamet değil, buraya tarihi derecede önemli notumuzu düşelim!
Ülkemizin işsiz insanları ekmeğe muhtaç durumda, o nedenle nüfusumuz azalıyor, okumuş gençlerimiz dahi evlenemiyorlar, zor koşullarda evlenenler ise iş bulamadıkları için çocuk yapamıyorlar, önceliği iş aramaya verdikleri için çocuk yapmayı erteliyorlar, kariyer için değil geçinmek için erteliyorlar çocuk yapmayı ve erkenden de boşanıyorlar.
Türkiye’deki yabancı öğrencilerin sayısı bile 3.sınıf geri kalmış ülkelerden Suriye, Azerbaycan, Türkmenistan, İran, Irak, Kazakistan, Mısır, Afganistan, Somali, Yemen ilk ondaki öğrenciler bu ülkelerden ibaret, bu durumda tehlikenin ikinci göstergesi.
Hem nüfus artışı, hem yabancı ülkelerden gelen öğrenci sayısı ülkemiz için acıklı hem de içler acısı bir hal ülkemizin gözbebeği üniversiteleri liyakatsiz yöneticilerce idare ediliyor.
Bunun sonucu olarak da liyakati olmayan yöneticilerin olduğu üniversitelere Amerika’dan, İngiltere’den, Japonya’dan, İskandinav ülkelerinden öğrenci gelecek değil ki böyle başa böyle tarak oluyor!
*
Eğitim seviyesi yerlerde, düzensiz göçmen hat safhada olursa vergisiz dükkân tabelasındaki Arapça da Kuran dili olarak değerlendiriliyor doğal olarak diyelim ve İlahiyat Profesörü Şahin Filiz’in;
1. Arapça Kur'an dili değildir, Kur'an Arapçadır.
2. Kayıtsız, vergisiz dükkân tabelaları ayeti kerime değildir ki dokunulmaz olsun, demiştir.
Bu sözleri ile ülkemizdeki işgalcilere göz yumanlara, yol verenlere, ülkemiz halkının vergileriyle besleyip başımıza gelecekte büyük tehlike olacakları koruyanlara, diyecek kelime, yazacak kelam bulamıyoruz. Görüş ve düşüncelerinizi bizimle paylaşma dileklerimle sağlıklı okumalar…
Yazıya özel dipnotumuz.
1. Yazımız Türk toprağında okul müdürü öldüren Suriyeli öğrenci katilin cinayetinden önce,
2. Belediyelerin Arapça tabelaları kaldırma teşebbüsünden sonra kaleme alınmıştır.
3. Suriyeliler başta olmak üzere yabancılar ülkemiz için, geleceğimiz için tam BEKA meselesidir.
Unutmayalım, U N U T T U R M AY A L I M !!!!
Kaynakça:
1. İlay Aksoy, Suriyeli nüfus artış grafikleri
2. TÜİK ülkemizdeki yabancı üniversite öğrenci sayısı istatistiği
3. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi ülkemizdeki yabancı nüfus açıklamaları