Sultan Abdülhamid Han der ki: “İçimi yakan şudur ki beni tahttan indiren bildiriyi getiren komitenin içinde bir tane Türk yoktu.”
Dipnot ise şöyle diyordu: “Türk nasıl olsun Sultanım, siz Türk’ü saraya yaklaştırmaz, bakanları ve çevrenizi Ermeni ve Rumlarla doldurursanız bildiriyi de tabi onlar verecek. Otuz üç senelik iktidarınızda Türk o anda mı aklınıza geldi.”
Altındaki yazıdan yola revan eyledim de, bakalım neler çıkmış:
Şu an Orta Doğu ülkeleri dâhil tüm dünyanın yok etmeye çalıştığı beğenmediğiniz Türkler, Türklük var ya, o bu dünyanın mayası, kâinattaki insanlığın kalite standardı ve mihenk taşıdır. Evrenin olmazsa olmazıdır, vazgeçilmezidir nokta!
Maya biter mi? Bitmez elbette, o hep vardır, bulunur... Bitmeyecektir!
Dişinizi geçirdiğiniz Mısır, Sudan, Tunus, Suriye vs. gibi ülkeleri Araplaştırdınız/Araplaştırıyorsunuz ya... İşte o Araplar gün gelecek sizin sonunuzu getirecek. Ve dünya böyle bir zulüm göremeyecek. Teşbihte hata olmaz demem o ki, sivrilttiğiniz kazıklar döner sizi kazıklar! Demedi demeyin!
Bu kaideyi ufak çaplı ailemiz içinde dahi her yerde görüp, yaşamızdır öyle değil mi?
Yüzyıllardır böylesine temiz, onurlu, nezih adeta her yaraya ilaç niteliğinde olan Türkler'in hem içerde hem dünyada bir türlü kadri kıymeti bilinmemiştir. Bizim oralarda bu talihsizliğe "omuzu soğukluk" denir. Gerçekten omuzu soğuk bir milletiz. Ondan derler Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur diye.
İşte hep bu yumuşak karnımıza oynadılar. Türklüğümüze halel getirmeyi hedeflediler. Türk'ün özündeki birlik ruhunu yok etmek istediler. Bunu yaparken de diğer yumuşak karnımız olan din mefhumunu kullanmayı ihmal etmediler tabi. Bir taşla iki kuş hatta üç kuş vurmaktı hedefleri.
İş kaleyi içten fethetmeye kalmıştı. O da cepte zaten görüldüğü üzere. Bir Atasözümüz vardı neydi kapının kilit tutmaması ile ilgili, işte öyle bir şeydi. Neyse efendim onu da sizin ferasetinize bırakıyorum. Diyecektim ama haydi söyleyeyim; “Kahpe içerde olursa kapı tırkaz tutmaz”
Sonrası zaten böl, parçala ve yut. Yutmayı da becerirler herhalde. Yutmalara erip, erişemesinler inşallah!
Bilirsiniz ki, bu ülkenin kurulmasının temel taşlarını oluşturmasına rağmen Türkler en olmadık işlerde çalıştırıldı, mal mülk edinemediği gibi azınlık dediğimiz tayfa mütemadiyen ballı kaymaklı halde yaşadılar. Sayfiye yerlerinin en güzeli hep onların oldu.
Aklıma ne geliyor biliyor musunuz? Tüm dünya galiba biz Türkleri kıskanıyor. Bakın samimi söylüyorum... Hani kedi uzanamadığı ete murdar dermiş ya o hesap. Biz işte bu kıymeti har biyemizi ah bir bilebilsek, onların istediği kozu onlara vermesek keşke.
İşte bu yüzden nepıyoruz makûs talihimizi değiştiriyor, sahte Arap baharına inat tüm dünyadaki Türkler birleşerek şanına layık TÜRK BAHARI o-luş-tu- ru-yo-ruz!
Bakar mısınız gönderideki dipnottan yola çıkıp nerelere geldim. Hafta başınızı daha fazla zehir etmeden ben en iyisi huzurdan çekileyim.
Hoşkalın, sağlıklı ve muhabbetli kalın. Saygılarımla…