Türküler diyor ki-6 Hayat

Dursun Erkılıç

Hayat hiçbir dönemde kolay olmadı. Milattan önce de milattan sonra da zordu. Gelecekte daha da zor olacak belki.

Hemşehrim Mümin Sarıkaya, “Ben yoruldum hayat gelme üstüme” diyerek bir büyük hörelenmeden kurtulmak istese de dünyanın namert yüzü önünde diz çökmekten kurtulamaz.

“Ben yanıldım hayat vurma yüzüme” hüznünü, “Ben pişmanım hayat sorguya çekme” pişmanlığıyla harmanlayınca bir başka hayat söylemi oluşur dilde, kalpte…

Hele o dil bir ozanın, o kalp bir türkü dostunun ise Hüseyin Temiz’ce bir ses yükselir:

Nasip bizi atmış gurbet ellere

Bilmem nerden aşar yolumuz bizim

Ucu şanı duyulmadık çöllere

Bilmem nerde galır elimiz bizim

Galınacak yer ‘mekan-ı meçhul’ olsa da perişan halların ayak sesini duymak zor değildir:

Gadir Mevlam bize yardım etmezse

Hızır gelip elimizden tutmazsa

Garip gönül muradına yetmezse

Çok perişan olur halımız bizim

Hem gadir Mevla hem de Hızır görmemişse bağrı ve gönlü yanıkları, o demde ihtiyaç duyulan dörtlüğü Meluli döktürür:

He hacıyız ne hocayız

Ne falcı ne muskacıyız

Bizler güruh-u naci'yiz

Mahşer günü pevramız yok

‘Güruh-u naci’… Kadınların sokak ortasında öldürüldüğü, çocukların istismara uğradığı, göğü delen binalardan akan pisliğin bulvarları doldurduğu şu günlerde özlemi çekilen bir muhayyel toplum. Gerçekten öyle. Çünkü:

Meluli'yim sözümüz bir

Dostumuzla özümüz bir

Yer içeriz nazımız bir

Sen ben diye kavgamız yok

Bir de içine girilip çıkılması zor vardır. Vardır var olmasına da oraya girip de düştükleri o halden ‘ilm-i hal’ çıkaranlar vardır. Mesela Sıtkı. Der ki ilk iki dörtlükte:

Aklımı zay etti bir melek meşreb

Gönlümün ateşin hicrana cektin

Ayet-el Kürsi’de ismin mürekkep

Hikmeti sureyi imrana çektin

Veşşems-i vedduha yüzlerin ayet

Kaşların imrandır gözlerin Tevrat

Zabur'da gördüm bir gizli hikmet

Derc edip İncil’i Kuran’a çektin

Mevzu derin! Buralardan uzaklaşıp (Pir Sultan Abdal versiyonu olduğunu da belirterek) Derviş Ali’ye misafir olalım. Diyecekleri var:

Sabahtan uğradım ben bir figana

Bülbül ağlar ağlar güle getirir

Bakın şu feleğin daim işine

Her bir cefasını kula getirir

Derviş Ali'm der ki nefesim haktır

Hak diyen canlara şek şüphem yoktur

Cehennem dediğin dal odun yoktur

Herkes ateşini buradan getirir (götürür)

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.