Nerden başlıyorduk?
İlk önce seviyor muyduk?
Yoksa ilk önce güveniyor muyduk?
Çare olmak,
Umut olmak,
Nefes olmak yerine,
Ne çok üzdük birbirimizi.
Bir nefes sonrasını biliyor musun? Bir nefes sonrasını satın alabiliyor musun? Ne diye büyükleniyorsun ey insan! Her şeyin tek hakimi var.
Nasip nedir, kısmet nedir, bilmeli ve nasip kısmetten ötesi olmadığına inanmalı insan. Sahip olduğu her şeyin sonsuza kadar onun olamayacağı ihtimalini görmeli. Hayal kırıklıkları. Onlar hep vâr olacaklar, hazırlıklı olmalı.
Hala bir şeyler için çabalıyoruz. Ev, okul, iş, aşk. Hep bir koşturmaca. Yarın ölsek; kim hayallerini yaşayıp içi rahat bir şekilde yumacak ki gözlerini? Bu yüzden gözümüzü başkaları kapatacak.
Çocuklarınıza zengin olmayı değil,
Mutlu olmayı öğretin. Böylece,
Hayatları boyunca sahip oldukları şeylerin, fiyatını değil, kıymetini bilirler.
Bence artık yılanlar da evcil hayvan statüsüne girmeli ne de olsa hepimiz üç beş tane besliyoruz artık koynumuzda.
İnsan her şeye katlanır ama haksızlığa saygısızlığı mutsuzluğa katlanamaz
Bütün didinmeler, uğraşmalar
Çabalar neye yarar?
Şu üç günlük dünyada.
Bir saniyesine bile hakim olamadığımız, hükmedemediğimiz “Üç Günlük Şu Dünyada” bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. “Düz yaşayacağız, Düz duracağız, Düz yürüyeceğiz. Dik duracağız doğru gideceğiz.” MuhsinYazıcıoğlu
Bizi seviyormuş gibi yapanlara, bizde inanıyormuş gibi yaparız.
Tezek bile toprağa katıldığında dünyaya bir faydası olurken bazı insanların dünyaya hiçbir faydası olmaması çok acı.
Şu şarkıyı söyleyecek kimsemiz olmadı ya şu üç günlük dünyada.
Kader utansın…
Çabuk olalım diyecek kimse yokken.
Bu efkar,
Bu hüzün…
Ve Yıldız Tilbe'nin efsane sesi
Harika sözleri.
Beni soracak olursan; biraz daha yaprak döktüm bu sene. Bir yanımı kuru bir yalnızlık aldı, diğer yanımı da iyiden iyiye bir hüzün sardı. Çok şey bekledim ama bir tek Eylül kapımı çaldı. Onun da çok değil, bir ay kadar ömrü kaldı.
Topraktan geldik ve elbet toprağa gideceğiz menfaatler için çamurlaşmaya gerek yok.
Toprak kalın!
Ne bir kürk iste, ne bir han, ne bir saray ; sev çünkü sevmek en kolay.