Suriye’deki iç savaştan kaçıp ülkemize gelen Suriyeli sayısı her geçen gün giderek artıyor. Ülkelerinde aradığı huzuru bulamayan ve savaştan kaçıp ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeliler çoğu zaman eleştirilerin hedefi olsalar da mazlum kardeşlerimize kapımızı açmak insanlık görevinin dışında dinimizin emirlerinden birisi biliyoruz.
Son yapılan araştırmaya göre 2018 yılı Haziran ayı itibarıyla Türkiye’de geçici koruma kapsamıyla 3 milyon 583 bin 434 Suriyeli sığınmacı bulunduğu açıklandı. Suriyeli sığınmacıların en fazla yaşadığı il İstanbul olarak karşımıza çıkıyor. Sığınmacıların İstanbul’u seçmelerinin nedenlerinin başında ekonomik olarak daha yaşayıp kolay iş bulacaklarına olan inancı olsa gerek.
Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacılara yönelik yapılan araştırmaya göre Türkiye’de 2018 yılı dâhil olmak üzere 3 milyon 583 bin 434 Suriyeli sığınmacı bulunduğu tespit edilirken, Suriyeli sığınmacıların en fazla yaşadığı il ise 561 bin 159 kişiyle İstanbul olarak görüldü. İstanbul’u 475 bin 782 kişiyle Şanlıurfa takip ederken, 445 bin 95 kişi ile de Hatay izledi.
Ülkemizde yaşayan milyonlarca Suriyeli sığınmacı olmasına karşın, ülkemizden çıkış yapan Suriyelilerinde olduğu görüldü. Toplamda 13 bin 791 Suriyeli “Birebir Formülü” kapmasında ülkemizden çıkış yaparken, 5 bin 188 kişinin Almanya’ya gittiği belirlendi. Almanya’nın ardından en çok tercih edilen ülke 2 bin 609 kişiyle Hollanda, bin 837 kişiyle de Fransa olarak saptandı.
Duruma baktığımızda ülkemiz neredeyse bütün zor durumda kalan ülke vatandaşlarının sığınacağı bir liman olarak hemen karşımıza çıkıyor. Birçok ülke mülteci konumuna gelmiş sığınmacılarına ne yazık ki bizim yaptığımız yardımın yarısını bile yapmıyor. Bırakın yardım yapmayı onları insanlık dışı muamelelere tabi tutup ülkelerine geri dönmelerini istiyorlar.
Hatırlayın 2015 yılı Eylül ayında Macaristan-Sırbistan sınırında polisten kaçmaya çalışan mültecileri görüntülerken, kucağında çocuğuyla koşan bir mülteciye çelme takıp düşürmesiyle tüm dünyada tepki çeken Macar kameraman Petra Laszlo 3 yıl hapis cezasına çarptırılması bunun en güzel örneği.
Evet yaşamları ve hayatları gerçekten zor. Onlara elimizden gelen yardımı ve misafirperverliği gösterelim fakat onlarda bunun farkına varsınlar ve ülkemizin insanını rahatsız etmekten uzak dursunlar. Cennet ülkemizin kıymetini bilip ona göre hareketlerini ve kendilerini kontrol etsinler.
Neticede onlar bizim din kardeşimiz ve onlara yardım etmek hepimizin boynumuzun borcu. Çünkü onların yerinde Allah korusun biz olsak belki aynı şeyleri onlarda yapardı. Bunu tam olarak bilemeyiz fakat yardımlaşma kültürümüzün en kadar engin ve derin olduğunu ülkemizde bulunan mazlumlara bakarak görmemiz mümkün.