1861 yılında Mithatpaşa Memleket Sandıkları kurarak; camiler, köprüler ve limanlar yaptırmıştır.
Cumhuriyet döneminde ise 1920’den itibaren Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Kooperatifleşme ve Şirketleşme Kanunlarında imzası var. 1921’de Su Ürünleri Kooperatifi, 1923’de İstihsal Kooperatifleri, 1935’de Zirai Kredi Kooperatifleri kurarak kurdurarak öncülük etmiştir. 1923’le 1938 arasında Türkiye’nin her yerinden Zeytin Kooperatifinden Sütçülük Kooperatifine, Tiftik Kooperatifinden, Damızlık Yetiştirme Kooperatifine, Su Ürünlerinden Tarım Kredi Kooperatiflerine yüzlerce değişik dalda kooperatifler kurulmuştur.
Bu kooperatiflerin birçoğu o günün koşullarında iş ve istihdam ve mali kaynak yaratmada öncü olmuştur, önder olmuştur. İmece Usulü’nü Kooperatifçiliğe dönüştüren köyler kalkınmaya başlamıştır. Çiftçilik daha bilgiyle yapılmıştır, köylüde kalkınmıştır. Kalkınma için en önemli mihenk taşı olmuştur.
Köy Kooperatifçiliği; elbirliğini, güce çevirmiştir. Kooperatifleşme gelişerek; ÇUKOBİRLİK, FİSKOBİRLİK, TARİŞ, ANTBİRLİK, KÖY-KOOP, PANKOBİRLİK, MEYSU, TRAKYABİRLİK, MARMARABİRLİK, GÜLBİRLİK, ORKOOP gibi büyük kooperatif birlikleri kurulmuştur.
Türkiye’nin kalkınması kooperatifleşmeden geçer. Süt Kooperatifleri, Peynir Kooperatifleri, Su Ürünleri Kooperatifi, Balıkçılık Kooperatifi, Fidan Yetiştirme Kooperatifleri, Fide Üretim Kooperatifleri, Kadın Elişi Kooperatifleri, Bakır İşlemeden Çini İşlemeye, Sanat Geliştirme Kooperatifleri kurulmalı, bu kurulan kooperatifler yasayla kurulmalı. Her kooperatifin dalına göre üst birlikleri Devlet veya Belediyeler öncülüğünde kurulmalı.
Arıcılıktan, hayvancılığa, ipek böceğinden, pamuğa kadar, üzümden fıstığa, zeytinden domatese, elmadan patatese kadar her dalda bölgesel kooperatifler kurularak toplu üretim seferberliği yapılmalıdır.
Kurulan kooperatiflerin tüzüğüne 2 dönemden daha fazla kooperatif yönetiminde aynı kişiler olmaz maddesi mutlaka konmalı. Üst birlik yönetim ve denetimi için de aynı maddeler korunmalı.
Türkiye’de kurulan her ürün Kooperatifi dalında tek olmalı, bölgelere yayılmalı, üretimde bölgesel planlamalar yapılmalı, her ürünün belirli bölgelerde yetiştirilmesi ve üretilmesi, katma değer yaratması sağlanmalı, ihracat ve iç pazara göre üretim yapılmalı. (İzmir Seferihisar ilçesindeki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç SOYER ve İstanbul Silivri Belediyesi’ndeki Sayın Özcan Işıklar dönemi uygulamaları örnek alınmalı.)
Bölgesel ürün pazarlaması ile ürünler değerini bulur. Ürünler her yerde üretilmez. Köylüde üreticide, tüketicide mutlu olur.
Her ürünün her yerde üretiminin önüne geçilmeli. Bölgesel ürün ve üretim kooperatifleri aracılığıyla Kooperatif Birliklerinde danışman olarak; Ormanından, üzümüne, çayından domatesine, tarım danışmanları her mesleğin teknisyen, tekniker ve mühendisleri görevlendirilmeli, veteriner hekimlerde istihdam edilmeli. Böylelikle planlanmış tarım ve planlanmış hayvancılık yapılır. Üretim zayi olmaz. Üreten de kazanır, tüketen de...
Sonuç olarak; Tarımsal Üretim Kooperatifleri her dalda kurulup geliştirilerek, üst birlikleri ile ciddi denetim içerisinde yönetilerek kalkınmamız gerçekleşir Hollanda nasıl başardıysa bizde başarırız. Yeter ki inanalım. Üretimi, pazarlamayı, istihdamı Kooperatifler aracılığıyla yaptığımızda kaybeden kimse olmaz, herkes kazanır, herkes mutlu olur. Tüketici GDO’suz ürüne kavuşur. Üreten üretici gelire kavuşur. Türkiye’mizde hem istihdama, hem de planlı üretime kavuşur.