Üretelim satalım, keyfimize bakalım

Uğur Böceği

Her zaman ilerleyen bir Türkiye istiyorum. Elbette sizin de benimle aynı fikirde olduğunuzu biliyorum. Pekiyi bunun yolu ne derseniz.

Öncelikle ekonomik göstergeleri dikkate alıp ona göre atılımlarımızı gerçekleştirmek zorundayız. Çünkü ekonomi çok ilginç bir yapıya sahiptir. Büyümek için birçok göstergenin müspet ilerleyişine bağlıdır. Enflasyon, faiz, üretim, pazarlama gibi ve daha birçok göstergelerin olumlu gelişmeleri sonucunda ilerleme kaydedilir.

Ancak bu ilerlemelerin kaynağının en önemli ayağı ise mutlak ve mutlak üretimden geçer. Üretime önem vermeyen ekonomiler zaman içinde mutlaka çöküşü yaşarlar.

Şu geçtiğimiz yıllar içinde inşaat sektöründe müthiş bir ilerleme kaydettiğimizi söylemekte yarar var. Hatta yol yapımı konusunda gerçekten büyük hamleler yaptık. Karayolu yapımında olduğu gibi demiryollarında da çalışmalar devam ediyor.

Hizmet sektörü dediğimiz bu alanların dışında, üretime dayalı ekonomik yatırımları ve elde edilen ürünlerin iç ve dış pazarlarda meydana getireceği müspet akım, ekonomiye yukarı yönlü bir gelişme getireceğinden. Faiz ve enflasyon oranında düşüşü getirecektir. Şu an enflasyon ve faiz oranlarının yüksek olduğunu hepimiz görüyoruz.

Onun için üretime ve ürettiğimiz ürünlerinde mutlaka pazarını hazırlayarak planlı bir şekilde büyümeyi hedefimize koyarak. Üretici, pazarlamacı ve devletimizin oluşturduğu üçgen içinde mutlak bir birliktelik olmalı, gerekli adımlar mutlaka atılmalıdır.

Daha önceki yazılarımda da belirtiğim üzere konuta dayalı inşaat sektöründe kontrollü hareket etmeyi de ihmal etmemeli. Konut fazlalığı ise inşaat sektöründe çalışan müteahhit firmaları zor durumda bırakabilir. Onun içinde kentsel dönüşüm yoluyla hem firmalar boş kalmayacak hem de çok fazla konut arzı yaşanmadığından, müşteri sıkıntısı çok fazla olmayacaktır. Bu sebeple arz ve talep dengesi kurularak sektörel bazda herhangi bir sıkıntıya mahal vermemek lazım.

Üretim bazında atılan her adımın mutlaka, pazar alanları konusunda gerekli çalışmalar en etkin bir biçimde sağlanıp, üretilen ürünlerimizin pazarlama sıkıntısı olmadan ekonomik göstergelere en müspet etkiyi yaparak. Kalkınma hızımızı da mutlak suretle artıracaktır. Sanayi bazlı bu üretim yanı sıra, tarım ve hayvancılık konusunda da, yerli üretim desteklenmeli. Bunu yaparken de hem hijyen kurallarına, hem de ürünlerin doğal sistemlere üretilerek iç ve dış piyasa ortamına sürülmelidir. Tabi ki! Diğer ürünlerde olduğu gibi pazarlama çok önemli.

Arz talep ilişkisini mutlaka dikkate alıp, üretimler ona göre planlanmalı. Rusya’ya gidip gümrükten dönen domatesler gibi olmamalı. Kaliteli ürünleri, daha ucuza mal etmenin yöntemleri de ar-ge çalışmaları ile araştırılmalı. Bu araştırmalarda ise hem devlet hem özel sektör bazında her zaman yapılmalıdır.

Şunu unutmamalı ki! Bu konu çok dinamik bir konudur. Özellikle pazarlama konusunda taktiksel manada hızlı, doğru adımlar atılmalıdır. Çünkü pazarlama konusunda da mutlaka başka ülkelerle rekabet etmek zorundayız. Bu rekabete devletimizin desteği mutlaka önemlidir.

Hadi bakalım, çalışalım, üretelim satalım. Kazandığımızın bir kısmını yeni yatırımlara bağlayıp, yeni üretimler, yeni pazarların arayışı ve mücadelesi içine girelim. Bu arada reklamları unutmayalım. Reklamsız başarı çok zor! 

Kısacası üretelim satalım keyfimize bakalım. Ne dersiniz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.