Okula başlayan çocuklarımızı bizlerde aile ortamında sorunlarına ortak olalım. Günümüzde önemli bir sağlık sorunu olan madde bağımlılığından korunmada aile en önemli faktörlerden biridir. Bireyin beden ve ruh sağlığını, aile, toplum ve sosyal uyumunu bozacak derecede sık ve fazla miktarda madde kullanma, madde alma isteğini durduramama olarak tanımlanan madde bağımlılığı, tüm aileyi etkileyen bir beyin hastalığıdır.
Aile, madde bağımlılığında en önemli koruyucudur. İlk hedefimiz çocuklarımızı koruyoruz. Lakin aile ilişkileri kişinin toplumsal yaşamının belirlenmesinde öncül bir rol oynar ve anne babalar sorumluluklarının gelişmesini, kendilerine zarar verici davranışlarını bilmeli bunu yaparken de onlara güvenli bir ortam sağlamalı, bazı sınırlamaları olduğunu da belirtmeli, çocukları için madde bağımlılığıyla ilişkili bilinçli bir tutum geliştirmesini sağlamada yapacakları en önemli şey kendi davranışlarıyla önder olmalıdır. Herhangi bir sorunla karşılaştıklarında ne şekilde çözümler buluyorsa, çocuklar da benzer konularla karşılaştıklarında benzer çözümler üretmelidir, bir sorunla karşılaşan anne ya da baba bu sorunun çözümünde alkol kullanımına yöneliyorsa, çocukta örnek aldığı anne ve babanın davranışını gerçekleştirerek alkole yönelebiliyor. Anne-baba çocuk ilişkisinin niteliği, çocuğun topluma uyum becerilerini belirlemektedir.
Çocuğun gelişiminde aile tutumunun destekleyici ve denetleyici niteliği, erişkinlik dönemindeki davranmaktadır.
15-19 yaş arası lise öğrencileri üzerine yapılan bir araştırmada, özellikle aile ile çok vakit geçirmenin, birlikte yapılan sosyal aktivitelerin fazla olmasının ve ergen üzerindeki aile kontrolünün, gencin uyuşturucu madde kullanımını önleyici olduğu sonucuna belirtir.
Madde kullanımına başlama, kişiden kişiye değişse bile bir takım ortak noktaları bulunmaktadır. Bunlar arasında merak, en yakın arkadaşların kullanıyor olması, akran baskısı, yetişkinlerin taklit edilmesi en önemli risk. Diğer bir risk faktörü olarak ailelerin madde kullanımı konusunda sürekli ve sert bir şekilde uyarmaları da madde kullanımına yöneltebilmektedir.
Çünkü bu tür davranışlar çocuklarda merak ettiklerinden.
Aile içindeki iletişim kopukluğu, ilgi ve sevgi eksikliği, ölüm, baskılı ve otoriter bir eğitim anlayışı gibi faktörler ailelerinden uzaklaştırarak madde kullanımına yönelik oluyor.
Anne ve babanın geçimsizliği boşanması, ayrı yaşaması gibi aile birliğini bozan etkenler de uyuşturucu kullanımı için önemli risk etkenleri oluyor. Ülkemiz dışında yapılan bir araştırmaya göre, uyuşturucu madde kullanan kişilerin, %50’den fazlasının boşanmış ailelerden geliyor.
Madde Bağımlılığın en ilişkin konusu yanlarından yakınındaki kişilerin bağımlılık gerçeğinin farkına varamaması ve inkâr etmesi oluyor. Konunun sebepleri arasında ailenin bağımlının davranışlarından dolayı utanç duyması ve çaresiz hissetmeleri yer almaktadır. Unutulmamalıdır ki bağımlılık zor, sıkıntılı ancak tedavisi olan bir hastalıktır.
Ülkemizde de madde bağımlılığı tedavileri 18 yaş üstü kişiler için Sağlık Bakanlığı bünyesinde AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi), hizmet etmektedir.
18 yaş altı için ÇEMATEM (Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi), ayaktan tedavi merkezleri ve psikiyatri polikliniğinde Oluşmuştur.
Bakanlığın 2015 yılında hizmete açtığı ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı’ndan tedavi süreçleri ve bağımlılıkla ilgili her konuda detaylı bilgi ve destek alınabilir. Ayrıca “alo191uyusturucu.saglik.gov.tr”denbilgi edinebilir.
Çocuklarının madde kullanımını öğrenen anne-babalar öncelikle endişe ve paniğe kapılmamalıdır. Sakin ve suçlayıcı bir tavır takınmadan hareket etmeli, sorunu görmezlikten gelinmemeli, durum gizlenmemeli ve hareketi takip edilerek, çözümü yönünde çareler araştırmalı.
Aile içerisinde duygusal ve sosyal etkileşim açısından başarılı bir çocukluk dönemi geçiren kişi sorunlarını daha kolay çözmektedir. Anne-babalar çocuklarıyla, küçüklük dönemlerinden itibaren arkadaşça bir ilişki kurmalı ve ergenlik döneminde de bunu devamını sayılmalıdır. Gençliğimize sağlıklı günler temenni ediyorum…