UZAYLI ÖYKÜLERİ: Bak Vahit'in yüzüne uyku girmez gözüne - 1-

Dursun Erkılıç

Üç eldir teke dönen Çamur Şevket; yüzünü, hiç yakışmayan sırıtışı ile süsleyerek bakışlarını altında oturan Yandım Ayhan'a çevirir...

Bu bildik bir harekettir; ıstakasından aldığı boşa çıkmış taşı, "yıkım var" diye Ayhan'ın ıstakasına vurarak oyunu bitirir.

Ayhan da her zamanki tepkisini gösterir:

- Oolum adam gibi bitir şu oyunu ya...

Tilki selim, "yenisine bakalım" derken, Falanfilan Osman, Şevket'e laf atar:

- Balığın üstünde yine...

***

Yeni oyun için taşlar harmanlanırken, Iskarta Şakir de "Yello leybil bunlaaar" nidasıyla çay servisi yapar...

Osman, Şakir'e tepki gösterir:

- Oğlum, Rize çayı kıtlığı mı var. Yello ne oluyor?

- Öyle deme Osman abi, yeni moda bu...

"Memleket ne hale geldi arkadaş; bakanımız Amerika'dan, çayımız Avrupa'dan, kahvemiz bilmem nerden; bir tek kriz yerli malı" sözleriyle Iskarta Şakir'e tepkisini sürdüren Osman, Yandım Ayhan'a takılır:

- Ayhan, senin el Kütahya'ya göçer koçum...

- Niye ki?

Bıyık altından gülerek cevap verir:

- Senin uzaylılar adresi şaşırdı herhalde. Yine Kütahya'da görülmüşler. Kesin seni arıyorlardır...

Ayhan "boşverin ya şu uzaylıları" diye dünyevi işlere dönmeye çalışırken, Çamur Şevket araya girer:

- Yok yok en iyisi Amerika'ya gitsin. Bilim adamları, uzaylılar bize yukarıdan sellektör yapıyor demiş...

Tilki Selim, "yok daha neler" diye habere güvensizliğini belirtirken, Şevket devam eder:

- Abi öyle deme, adamların işi gücü uzayı seyretmek. Dağın tepesine dürbünü yerleştirmişler...

- Dürbün değil oğlum, teleskop, teleskop...

- Her ne zıkkımsa, gece- gündüz yukarıdan gelen ışıkları izliyorlarmış. Biri diyor ki; Oralarda büyük uygarlıklar var, dünyaya ışıkla sinyal gönderiyorlar... Hatta uzaydaki yıldızları çiçek tarlasına benzetenler bile var...

Yandım Ayhan, topu başka birine atmak için espriyi patlatır:

- Abi o zaman singyali Kamer Genç'e gonderiyolardır...

Tilki Selim, gülüşmeler arasında ilk eli açar...

***

Neşesi yerine gelen Selim, "bırakın şu uzaylıları da Türkiye'ye dönün beyler" diyerek flaş haberi geçer:

- Aramızda keşfedilmeyi bekleyen ne cevherler, ne bilim adamları var abi...

Yandım Ayhan meraklanır:

- Yeni bi fare ilacı mı bulunmuş yoosa?

- Ne fare ilacı oğlum, Karadenizli Temel ayısavar icat etmiş, ayısavar...

- Uçaksavar gibi bişey mi?

- Yok be kardeşim; ne silah var ortada ne mermi. Her şey çok doğal, su gücüyle çalışıyor bu ayısavar... Öyle vahşi bir ses çıkarıyormuş ki; sesi duyan ayılar kaçacak delik arıyormuş. Sistem, balık çiftliğine akan su ile çalışıyormuş. Değirmen çarkını andıran sistemin yanlarına ağaç tokmaklar takılarak çok vahşi bir ses çıkması sağlanıyormuş. Ne ayılar, ne domuzlar ne de diğer vahşi hayvanlar balık çiftliğinin yanına yaklaşamıyormuş

Yandım Ayhan, çok iyi anladığı buluş üzerine yorum yapar:

- Teknolociye bakın ya, Ameriga'ya bilem satılır...

Falanfilan Osman daha entel bakar olaya:

- Kesin çevre ödülü alır. Neşyinıl Coğrafik'de izledim, Amerikalılar bile çiftliklerini korumak için ellerinde silah ayı nöbeti tutuyor. Yaklaşana da basıyorlar mermiyi. Hayvan da sizlere ömür. Çevreciler çok tepki gösteriyormuş bu olaya. Temel yaşadı...

Haberin kaynağı Tilki Selim tasdik eder:

- Doğru ya, ben hiç bu zaviyeden bakmamıştım meseleye.

Çamur Şevket ona yine laf atar:

- Ya Selim, sen de Tilkiler için böyle zararsız bi silah icat etsene...

Bu defa Yandım Ayhan, Çamur Şevket'in ıstakasını devirerek oyunu bitirir...

DEVAM EDECEK

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.