- Namazı bitirince de ayakta otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah’ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır. (Nisa 103)
- Allah’ın yarattığı herhangi bir şeyi görmediler mi? Onun gölgeleri küçülerek ve Allah’a secde ederek sağa sola döner. (Nahl 48)
- Göklerde bulunanlar, yerdeki canlılar ve bütün melekler büyüklük taslamadan Allah’a secde ederler. (Nahl 49) Secde Ayeti.
- Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu (Allah’ı) tespih eder. O’nu övgü ile tespih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tespihini anlamazsınız. O halimdir, bağışlayıcıdır. (İsra 44)
- Bitkiler ve ağaçlar secde ederler. (Er-Rahman 6)
- Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde ediyor. Birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. (Hac 18) Secde Ayeti
- Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah’ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir. (Nur 41)
- (Ne var ki) Bunlardan sonra yine kalpleriniz katılaştı. Artık kalpleriniz taş gibi daha da katıdır. Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukardan aşağı yuvarlanır. Allah yapmakta olduklarınızdan gafil değildir. (Bakara 74)
- Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler): Rabbimiz sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tespih ederiz. Bizi cehennem azabından koru. (Ali İmran 114)
- Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için) vücutları yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızktan Allah yolunda harcarlar. (Secde 16)
- Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah’a secde ederler.( Ra’d 15)
- Gök gürültüsü Allah’ı hamd ile tesbih eder. Melekler de O’nun heybetinden dolayı tesbih ederler. Onlar, Allah hakkında mücadele edip dururken O, yıldırımlar gönderip onlarla dilediğini çarpar. Ve O, azabı pek şiddetli olan alır.(Ra’d 13)
- Eğer insanlar büyüklük taslarlarsa (bilsin ki) Rabbinin yanında bulunan (melekler) hiç usanmadan, gece gündüz O’nu tesbih ederler.(Fussılet 38)
- Böylece bunu (bu fetvayı) Süleyman'a biz anlatmıştık. Biz, onların her birine hüküm (hükümdarlık, peygamberlik) ve ilim verdik. Kuşları ve tesbih eden dağları da Davud'a boyun eğdirdik. (Bunları) biz yapmaktayız. (Enbiya 79)
NOT: Kur’an-ı Kerim’in bir çok yerinde güneş, ay, gece, gündüz, denizler, dağlar gibi tabii varlık ve olayların insana müsahhar kılındığı, boyun eğdirildiği ifade buyurulur; bundan maksat, bundan, insanların istifadesine sunulduğunu anlatmak ve insanların bunlardan olabildiğince yararlanmasını öğütlemektir. Dağların tesbihi bütün tabii varlıklar gibi onların da, en ufak bir sapma göstermeksizin ilahi kanuna boyun eğmeleri veya bizim anladığımız bir dil ile Allah’ı anıp tenzih etmeleri şeklinde anlaşılabilir.