Sürekli not alıyor birileri, atanmış idareciler alıyor, vatandaşın can, mal güvenliğinden, vatandaşın adaletle yönetiminden, vatandaşına soğuktan koruyacak çadır temin etmekten sorumlu olan siyasilerimiz alıyor, herkeste tepeden üstenci bakışla Bu not alma işi gırla gidiyor.
Bu durum aba altından sopa değil, düpedüz direkt olarak vatandaşı açıktan tehdit etmektir. Doğrudan vatandaşa sizde kim oluyorsunuz demektir. Duygusal ve sosyal yardımla geçinen vatandaşına aya gidiyoruz, uzaya çıkıyoruz diye algı yaratanların darmadağın olmuş yollar, çökmelerden dolayı tanınmaz hale gelmiş uçak indirilemeyen havaalanları nedeniyle deprem bölgesine saatler sonra gidebildiğini, doğalgaz bulduk diyenlerin vatandaşa tüpgaz bile bulamadığını, kullanılmayan doğalgazın birde faturasını gönderdiklerini, Avrupa bizim başarısızlıklarımızı kıskanıyor, Almanya kriz geçiriyor, İngiltere’de tezgahlar bomboş diyerek saf vatandaşı yalanlarla kandıranların deprem bölgesindeki vatandaşına kuru ekmek, yüzünü yıkayacak tek damla su bile veremediğini, dar günlerde depremzede vatandaşa ilk anda çadır kurmak, kuru gıda dağıtmak ana görevi olan Kızılay’ın deposundaki az sayıdaki çadırları ve konserve gıdaları yardımsever kuruluşa para karşılığı satarak depremi fırsata çevirdiğini, Kızılay gibi ulvi bir kurumu zor günlerin dostu değil, sadece Ankara Çankaya’da bir semt adı olduğunu her Türk vatandaşına ispat ettiğini, hiçbir şey bilmedikleri halde eksikleri dile getirene biz her şeyi iyi biliriz siz bu işten anlamazsınız diyen kendilerini yetkili zanneden biçare idarecileri, koşarak yardıma gelen belediyenin bütün olanaklarını deprem bölgesine taşıyan misafir belediye başkanına İngiliz diyen siyaset eskisini, kurtarma ekibi olmadığı için enkaz altında bağıra bağıra yardım bekleyenlerin diri diri ölümüne sebep olanları, çökmüş havaalanını onarmaya çalışan belediye ye siz kim oluyorsunuz biz yaparız her şeyi diyen kendini beğenmiş atanmışları, toplumsal barışı tesis etmesi gerekenlerin ayrımcı dil kullanmalarını, her ağzını açıp dert anlatan vatandaşına parmak sallayan siyasetçileri, vatandaşın vergi borcunu sileceğine utanmadan Temmuz ayına erteledik diyen Maliye Bakanlığını, çadır yetiştiremeyen Kızılayı, konteyner hazırlığı olmayan AFAD’ı, 3 gün sonra ancak kurtarma işlemi başlatan siyasetçiyi, derdini anlatan vatandaşı ittiren büyükşehir belediye başkanını, yıkılan hastaneleri, bozulan, yamuk yumuk olan yolları, hazır gelen erzakları dağıtmaktan yoksun koordinasyon beceriksizliğini, bu çağda iletişimi sağlayamayan faturadan başka vatandaşa hizmeti olmayan GSM operatörlerini, jenaratör getirip benzini unutanları, valilikten onay almadan müdahale yapamam diyen kepçe operatörlerini, ölenlere kefen dahi sağlayamayan biçare liyakatsiz yöneticileri, battaniye ye sarılarak sokakta bekletilen cenazeleri, günlerdir vatandaşın arasına çıkamayan belediye başkanlarını, delil karartmak için yıkıldığı alenen belli olan Elbistan Belediye binasını, binaların denetleme dosyalarının bulunduğu Hatay Şehircilik Müdürlüğü inşaat denetim bürosunu çok acilen yıkmaya çalışanları, yerel siyasetçilerin yaptığı yıkılan otelleri, binaları, kurtarma ekiplerinin geç müdahalesini, deprem ve afet konusunda deneyimli askerin ilk iki gün sahaya çıkarılmamasını, Pazarcık Cemevi’nde dağıtılmak için vatandaş tarafından toplanan yardımların dağıtımı için kayyum atanmasını, devlet bankalarının vatandaşın kesesinden yaptığı bağışı babasının cebinden yapıyormuş havası ile televizyonlardan acele pazarlanmasını, AFAD’ jeolog, jeofizikçi değil de imam yönetici atanmasını, bilgili ve yetişmiş AFAD başkanının emir eri olmadığı için önce Tanzanya’ya Büyükelçi olarak gönderilip, depremde sıkışınca Tanzanya’dan çok acil göreve çağrılmasını, adı beşli çetede geçen müteahhidin bağış yaptığı akşamın sabahında teşvikle ödüllendirildiğini muhalefeti ve yüzlerce sivil toplum kuruluşlarının, binlerce gönüllü vatandaşların çabalarını es geçerek iktidar ittifakı olarak sahadayız diye poz veren parti sözcüsünü, birçok kamu binasının çöktüğünü, diri insana kurşun sıkmaktan farklı olmayan sosyal medyanın yavaşlatılarak enkaz altındaki vatandaşın üstte kalanlarla irtibatının kesilmesini seyredenleri, yaşadığı sıkıntısını anlatan vatandaştan mikrofon saklayan yandaş televizyon muhabirlerini, depremzede vatandaş çadır, konteyner derdindeyken acilen inşaat yaparak sel önünden kütük kapalım diyen zavallı TOKİ ve adı şehircilik olup gerçeği çaresizlik olan bakanlık yetkililerini, sade milyonlarca vatandaşlarda büyük bir ajandaya not aldı merak etmeyin hem de kalın harflerle aldığı notları seçimlerde mutlaka tekrar okuyarak hatırlayacak ve içinden çok ders notları çıkarılacak unutulmayacak tarihi bir damga vuracaktır. Bunu UNUTMAYIN, UNUTAMAYACAKSINIZ…