''Vatanını seven görevini en iyi yapandır''

Uğur Böceği

Belediye başkanı biraz düşünceli morali bozuk bir şekilde Ahmet Beyin bürosuna geldi.

Ahmet Bey - Başkanım hoş geldin. Sefa getirdin.

Belediye Başkanı – Sağ ol Ahmet Bey; teşekkür ederim.

Ahmet Bey – Moralin bozuk sanırım. Hayırdır başkanım. Yoksa ben mi yine hata yaptım.

Buruk bir şekilde belediye başkanı Ahmet Beye gülümsedi ve

Belediye Başkanı – Yok Ahmet Bey ne kusuru; sonra anlatırım.

Ahmet Bey – Peki başkanım, gel senin de kafan dağılsın.

Benim veteriner oğlum var ya! Onun yanına bir gidip gelelim ne dersin.

Belediye Başkanı – Neden olmasın. Hadi o zaman çayımızı da o ısmarlasın.

Ahmet bey, Belediye Başkanı ile beraber oğlunun iş yerine gittiler. O esnada içeride hayvancılıkla uğraşan bir köylü ineğinin rahatsızlığını anlattı. Hep beraber ineği görmek üzere yakındaki köye gittiler.

Ahmet beyin oğlu vatandaşın ineğine bazı ilaçlar verdi ve birde iğne yaptı. Tam köylünün yanından ayrılacakken Ahmet Bey oğlunun kulağına eğildi ve bir şey söyledi.

Daha sonra oğlu köylüye ineğin sütünü insanlara belirli bir süre insanlara vermemesini ineği kesip satmamasını etini söylediği süre içinde yenmesi ve sütünün içilmesinin insan sağlığına ne kadar zararlı olduğunu anlattı.

Daha sonra;

Ahmet Bey’in oğlu – Baba teşekkür ederim. Ben bir an dalgınlıkla bu uyarıyı yapmayı unuttum. İyi ki hatırlattın. Çok teşekkür ederim dedi.

Ahmet Bey – Rica ederim; oğlum. Herkes işini doğru yapmalı. Yoksa bizim yanlış veya eksik yaptığımız işlerin bedelini, başkaları maddi bedeller ödemek zorunda kalabilirler. Sağlığı ile hatta canı ile ödeyebilirler. Bir insanın hatasını başka insanlar ödememeli herkes işini doğru yapmalı.

Belediye Başkanı Ahmet beye - Hadi biz kaymakam beyin yanına gidiyoruz.

Ahmet Bey – Bu ne acele ya! Hani çay içecektik.

Belediye Başkanı – Gidelim; çok önemli bir şey aklıma geldi.

(Ahmet beyin oğluna doğru dönerek) Kusurumuza bakma. Söz çay içmeye geleceğim.

Ahmet beyin oğlu – Peki başkanım. Siz nasıl isterseniz; öyle olsun. Başka bir zaman mutlaka bekliyorum. Hatta beraber yemek yiyelim. Kendi ellerimle bir güveç döşeyim. Hep beraber yiyelim. Hatta Mehmet amcayı da çağıralım.

Belediye başkanı ve Ahmet Bey, apar topar kaymakam beyin karşısına çıktılar. Kaymakam beyin yanında beraber çay içerken,

Belediye başkanı – Sayın kaymakamım ben bir hata yaptım bedelini ödemem lazım.

Kaymakam bey gülümsedi; Başkanın ve Ahmet Beyin yüzüne şaşkın şakın bakarken; göz ucuyla ne diyor bu der gibi Ahmet Beye bir işaret yaptı. Ahmet Beyde bilmiyorum der gibi omuzunu yukarı kaldırdı.

Belediye Başkanı – Sizi daha fazla meraklandırmadan ben söyleyeyim. Geçen sene … caddesini beton asfalt yaptım. Ancak bir yerde su patladı maalesef 50 metrelik kısmı bozduk ve su arızasını giderip asfaltını da yeniden yapmak zorunda kaldık.

Kaymakam Bey – Olabilir yapmışsın ya işte!

Belediye Başkanı – Olmaz efendim. Bunun hesabını yapıp, o su hattını yenileyip. Ondan sonra beton asfaltı yapmam lazımdı. Kısacası; o yolu yapmadan bütün altyapıyı bitirip, beton asfaltı yapmalıydım. Hata benim bedelini ödemeliyim. Lütfen gereğini yapın.

Kaymakam Bey – Ciddi misin?

Belediye Başkanı – Zaten bu konuda; düşünüyordum. Ancak; Ahmet Bey bana o kadar güzel bir ders verdi ki!

Ahmet Bey – Ben mi? Vermişim.

Belediye Başkanı – Hatırlasana Ahmet Bey; az önce oğluna

‘‘Herkes işini doğru yapmalı. Yoksa bizim yanlış veya eksik yaptığımız işlerin bedelini, başkaları maddi bedeller ödemek zorunda kalabilirler. Sağlığı ile hatta canı ile ödeyebilirler. Bir insanın hatasını başka insanlar ödememeli herkes işini doğru yapmalı.’’ Dedin ya!

Kaymakam Bey – Bir daha yapmazsın; başkanım. Hatanı anlaman yeter.

Belediye Başkanı – Olmaz Kaymakam Bey; 80 milyonun insanın hakkı var. Ben bu yükü taşıyamam.

Kaymakam Bey – Maaşından kessinler o zaman. Ne deyim başkanım.

Ahmet Bey – Kaymakam Bey, başkanım maaşından alamazsın o parayı alamazsın. Çünkü başkanım maaşının tamamını, LÖSEV’e, ve ilçemiz üniversite öğrencilerine burs olarak dağıtıyor.

Yalnız oğlunun fabrikasından her ay bir miktar kar payı alıyor. Ne de olsa fabrikayı kurup; oğluna devretti. Ondan sonrada belediye başkanı oldu. Elini eteğini ticaretten çekti. Ama eminim ki! O paradan da herkese yardım yapıyordur.

Belediye Başkanı – Ahmet Bey; lütfen; yapılan iyilikler anlatılmamalı. Ayrıca dürüst davrandıktan sonra belediye başkanı da olsa ticaretle de uğraşabilir insan ama benim oğlum var o sebeple işi ona devrettim.

Ahmet Bey – Başkanım, belediye meclisi üyesi olduğum için parana elini dokunmadan bağışladığını biliyorum. Senin bunu kendini överek dillendirmen olmaz ama benim söylemem insanları hayra teşvik eder.

Belediye Başkanı – Ahmet Bey; bu gün formundasın.

Ahmet Bey – Hep sen mi? Formunda olacaksın başkanım. Beraber yemek yiyelim hep beraber siz konuşurken ben oğlana mesaj çektim. Şimdi güveç hazırlatıyorum.

Kaymakam Bey – Hakikaten formdasın Ahmet Bey. Hadi o zaman öğlen yemekleri senden.

Bakın Atatürk bu konuda ne demiş.

'' Vatanını Seven Görevini En İyi Yapandır''

 

Ahmet Bey – Harika bir söz söylemiş atam. Bu arada yemeği benim oğlan ısmarlıyor. Kaymakam Bey benim veteriner oğlumu tanıyorsun değil mi?

Kaymakam Bey – Sanırım tanışmıştık. Hani şu…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.