SİYASETTE bir yere talip olduğunuzda çalışma arkadaşlarınızı, konusunda uzman ve yetkin olanları isimlendirip öyle çıkacaksınız yola, giderken yolda bulduklarınızla hareket etmeyeceksiniz. Devasa belediyelere aday olanların çalışacak yetenekli kadrolarının olmadığını görüyoruz, uygulamalarında tel tel döküldüklerine şahit oluyoruz, şak şaka çabuk alıştıklarını ve sosyal medya mesajları ile kendilerini öne çıkarmaya çabaladıklarını da ibretle izliyoruz.
TÜRKİYE’NİN “En başarılı Belediye Başkanı” olan Eskişehir Belediye Başkanı Sayın Yılmaz Büyükerşen’de görmüyoruz bunları. Niye? Adam konusuna hakim kadrosu yetişmiş elemanlardan oluşuyor, liyakatsızlara ve sahte şakşaklara ödün vermiyor.
BÜTÜN illerdeki belediyeler için “Başkan kendi kadrosuyla çalışsın diyor” parti yetkilileri. Çok güzel ve doğru bir karar, alkışlanacak bir hareket, ancak yeni seçilen başkanların (İstanbul hariç) kadrolarının olmadığını görüyoruz, olmayan kadroyla nasıl çalışılacak ki?
MESELA Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş, tam üç dönem aday oldunuz, “Genel sekreter olacak, önemli genel müdürlüklere ve belediyenin kilit noktalarına atayacağınız on tane bürokrat olmaz mı kadronuzda?” Yok maalesef. Hadi birinci dönem acemilikti ikinci dönem alıştırmaydı. Üç dönemdir aday oluyorsunuz bu kadar mı hazırlıksız olarak göreve talip olunur, anlamakta zorlanıyoruz.
KİLİT noktalarda görev vereceğiniz, güvendiğiniz on kişi olmaz mı? Burası sadece ikibin nüfuslu bir belde belediyesi mi? Burası Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti. Böyle mi olmalı Başkenti yönetecek belediye kadroları. Kendi kadronuz yok, CHP’li yetişmiş kadrolardan da yararlanmak istemiyorsunuz nasıl olacak o zaman? Sayın Başkan, parti “Kendi kadronuzla çalışın” demiş. Ne güzel ama maalesef kadronuz yok bunu görmemek mümkün değil, göreve getirdiğiniz kişileri üç ay bilemediniz, beş ay deneme tahtası olarak getirip sonra kenara atıyorsunuz. Böyle yönetme tarzını beş Ankara Belediye Başkanı ile çalışmış bir belediyeci olarak görmedim de, şahit olmadım da, Büyükşehir böyle yönetilmez. Zaten yönetilmiyor da, yönetiliyormuş gibi oluyor her şey. Birikimi olan, bilgisi olan sosyal demokrat kökenli, İYİ Partili, Saadet Partili, Demokrat Partili yüzlerce insan var. Hele sosyal demokrat olan mimar, mühendis, doktor, avukat, mali müşavir, ekonomist, belediyeci binlerce insan kaynağı var.
BUNLAR bir kenarda dururken yamalı bohça gibi oradan, buradan getirdiğiniz liyakatsız, belediyenin sadece önünden geçmiş kişilerle ve teslim aldığınız eskilerle durumu idare etmeye çalışıyorsunuz oda olmuyor. Eski Başkan Sayın Melih Gökçek’in ağzına sakız oluyorsunuz maalesef.
SİZİ CHP seçmeni seçti aldığınız oyların çoğunluğu CHP’lilerin en önemlisi sen CHP’nin adayı olarak seçildin. Ama siz onlara soğuksunuz, belediye meclis üyelerini dinlemiyorsunuz, CHP il ve ilçe yöneticilerine randevu bile vermiyorsunuz. Genel merkezin eğer olursa talebini yerine getiriyor gibi yapıp yolunuza devam ediyorsunuz. Yazık ediyorsunuz hem kendinize hem de CHP’lilere. Bürokrasi kadronuzda CHP’li yok denecek kadar, işe aldıklarınız arasında CHP’li bir elin parmaklarından biraz fazladır. Olmuyor, Mansur Bey olmuyor. Bu insanlar gece gündüz demeden sokak, sokak buroşürlerinizi dağıttı, afişlerinizi astı, propagandanızı yaptı, sandıkları bekledi. Cebinden para harcayarak çalıştı. Yeri geldiğinde aç, susuz kaldı ve hiç bunu dert etmeden çalıştı çabaladı. Bu insanlar CHP’de kurum olarak; araçlarınızdan, seçim bürolarınıza, reklam ücretinizden, bilboardlarınıza, benzin paralarınızdan, uçak biletlerinize, çiçek paranızdan, telefon ve bütün iletişim giderlerinize hepsinin bedelini karşıladı. Amiyane tabirle cebinizden beş kuruş çıkmadan Başkan oldunuz.
KISACASI, şu anda taşıdığınız Büyükşehir Belediye Başkanı unvanını size kurum olarak CHP ve CHP’ye gönüldaş olanlar verdiler. Biraz “VEFA”, biraz insaf, biraz geldiğiniz yeri unutmamak gerekir Sayın Başkan. İzlediğiniz yöntem doğru değil, size bir dost tavsiyesi yirmi beş katlı belediye binasında beş tane kapı aralamadınız CHP’li insanların gelip sorunlarına çözüm arayacağı, çözüm önereceği, bu böyle gitmez gitmiyor da. CHP’liler kıymet bilmememizden şikayetçi, haklı olarak, size aday olmanız için parti tabanı ve yönetimi nezdinde, kazanmanız içinde sahada olağanüstü katkı sunan bu dost sesine kulak verin. Belediyeyi yaşamları boyu Belediyenin önünden geçmemiş iki kişiyle değil, ortak akılla yönetin. Ortak akılla projeler üretin, yetişmiş CHP’li kadrolardan yararlanın, yararlanmayı deneyin aksi takdirde başarılı olmanız mümkün değil. Bindiğiniz, dallarına basarak çıktığınız ulu çınarı budamayın, budarsanız kaybeden herkes olur. Öncelikle de siz kaybedersiniz bu kadar emeğe, yirmi beş yıl sonra kazanılmış bir başarıya da yazık olur. Yoksa bırakınız çok hoşunuza giden “Cumhurbaşkanı adaylığı hayalini”, hiç bir yere aday olamazsınız benden hatırlatması.
HERKESE şirin gözükme gayreti ile hiç kimseye şirin olamazsınız yani ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranırsınız. Size emek veren parti ve partili olanlara karşı vefalı olmanız öncelikli dileğimizdir. Bizden hatırlatması. Sizi bir gerçek dost, başarılı olmanızı candan isteyen bir destekçiniz olarak ikaz etmeyi görev bildiğim için hatırlatıyorum, bu şaşalı ve şakşakçı günler geçer. Yarın etrafınızda kimse kalmayınca fark edersiniz, ancak iş işten geçmiş olur. Kendinizi yıprattığınızla, vefasız diye anılmanızla baş başa kalırsınız. Dostça hatırlatmalarımıza kulak asarsanız başta siz olmak üzere herkes kazanır. Ancak kulak arkası yaparsanız öncelikle ve sadece siz kaybedersiniz bunu unutmayın.
Kulaklarımızda sürekli çınlaması gereken şu son iki notumu da asla unutmayın;
Birincisi: İşinin ehli olmayan insanlarla çalışmaya devam ederseniz mutlaka kaybedersiniz.
İkincisi ise: Bilin ki biz dostun başarısını takdir edecek ve alkışlatacak, alkışlayacak karaktere sahibiz ...