Vefa ve minnet üzerine

Esra Alkan

Ey Kâri,

Vefa nedir, bilir misin?

Vefa, önünde yürüyüp yolunu aydınlatanı, o geride kaldığında dönüp beklemektir...

Vefa, dostluğu dünya nimetlerine değişmemektir.

Vefa, gönlünü sana açanı gönlüne katmaktır…

Vefa, bir ömür her duada ellerini onun için de açmaktır…

Suyun içinde salınan balık, suyun kıymetini bilmez... Sudan çıkarılınca suya kavuşmak için çırpınır durur… Kıymet bilmek sahipken farkında olmaktır... Vefa bu yüzden kıymet bilirliktir...

Vefa gücünü sevgiden alır…

Vefa bizi daha insan kılar…

Ya minnet?

Fikren hak etmekle duygusal olarak lâyık olmak farklıdır... Bu yüzden vefayla minnet geceyle gündüz gibi birbirinin zıddıdır…

Minneti taşımak zordur…

Minnet omuzda yük, kalpte ağırlıktır…

Minnet duyan kişi, bilinç düzeyinde verilen desteği hak ettiğini düşünür... Bilinçaltında ise bu desteğe lâyık olmadığını bilir.

Bilinçaltı, değersizlik duygusuyla baş etmek ve kendisini onarmak için, verilen desteği yok saymayı ya da küçümsemeyi seçer... Desteğe karşı duyulan minnet bir süre sonra umursamazlığa dönüşür...

Eğer bu destekle bir başarı elde edilmişse kibir sarmaşık gibi insan ruhunu sarar... Başarıya tek başına sahip çıkma hırsıyla minnet, gücünü kibirden almaya başlar... Hırs ve kibir büyüdükçe kişi zalimleşir...

Zalimleştikçe de yalnızlaşır…

Yönünü minnetten vefaya çevirenler ise alt benliğinde aldığı desteğe lâyık olduğunu hisseder... Bilinçaltı değerlilik duygusu, şükran hissinin enerjisiyle sevgi, saygı, dostluk ve kıymet bilirlik olarak kişinin hayatında tomurcuklanır..

İnsana ait her duygu gibi yansımalarını ruhumuzun derinliklerinde hissettiğimiz vefa, vefasızlık ve minnetin Türk edebiyatının üstatlarının gönül gözüyle, ifadesini şöyle bulmuştur…

“Bütün giysileri yırtsak yeridir

Yeter bize vefa elbiseleri”

Mehmet Âkif İnan

“Zerrece tamahım yoktur şu dünya varına

Rızkımı veren Hüdâ'dır, kula minnet eylemem”

Nesimî

“Dostlarını daima vefa ile hatırla can

Arayan sen ol, bulan sen

Tanıyan sen ol, kucaklayan yine sen

Kula vefası olmayanın Hakk’a vefası olmaz”

Mevlana

“Bunca vefasızlıktan sonra, bazılarının ederi kalmadı artık gönlümde.

Kaç’a deseler hiç’e sayarım.”

Özdemir Asaf 

“Tırnağın var ise başını kaşı

Kimseden kimseye vefa yoğ imiş”

Karacaoğlan

“Varak-ı mihri vefayı kim okur kim dinler.”

Kâmi Mehmet Efendi

“Mihr ü vefâ için mi getirdi beni felek

Cevr ü cefâ için mi yarattı Hüdâ seni?”

Necâti Bey

“Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm

Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm”

Fuzulî

“Aydınlığa koştum karanlık çıktı

Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı

Güç belâ ben bana vardım dün gece”

Abburrahim Karakoç

“Bir ölüm vefalı,

Bir de sonbahar”

Cahit Zarifoğlu

Ve dilime takılan bir şarkı...

“Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgâr

Bütün kuşlar vefasız, mevsim artık sonbalar

Unutmuş ellerimi eşim, dostum, sevdiğim

Kalbim acılarla hep bölünmüş dilim dilim

Bütün kuşlar vefasız, mevsim artık sonbahar”

Güfte ve Beste: Teoman Alpay

Vefalı insanlardan olabilmek dileğiyle…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.