Vergi dairesi ile mükellefleri karşı karşıya getiren uygulama: e-haciz

Dr. Öğr. Üyesi Kerem Öncü

Bu aralar iş dünyasını rahatsız eden önemli konulardan biri, vergi dairesi tarafından mükelleflerin hesaplarına konulan hacizler. Bir anda bu şekilde bir tablo ile karşılaşan mükellefler büyük şokla vergi dairesinin yolunu tutmakta ve çalışanlarla karşılıklı olarak gerilim yaşamaktalar. Ticari hayatı kilitleyen bu uygulama nedeniyle mükellefler haklı olarak yakınmakta, çözüm aramakta, ancak çoğu zaman konunun çabuk bir şekilde çözülmesi çok mümkün olamamaktadır.

Bununla birlikte, konu mükelleflerin şaşırdığı ve kızdığı kadar basit ve anlık bir uygulama değil. Vergi dairesi de bu uygulama nedeniyle her zaman haksız değil. Verginin doğumu, beyanı, hesaplanması, ödenmesi bir süreç şeklinde ilerlemektedir. Mükellefler vergi borcunu ödemedikleri takdirde ise vergi dairesi 6183 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tahsile ilişkin yetkileri kullanmaya başlamaktadır. E-haciz diye bilinen uygulama da bu yetkilerden biridir. 6183 sayılı Kanun madde 79’da düzenlenen bu uygulama ile vergi dairesinin mükelleflerin hesaplarına haciz koyabilmesi mümkündür.

Süreç, Kanun’a göre vergi borcunun tahakkuk etmesi ile başlamaktadır. Sonra mükellefe ödeme emri tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu aşamadan sonra ancak vergi dairesi e-haciz de dahil olmak üzere tahsile ilişkin yetkileri kullanabilir. Ancak sürecin bu şekilde işlememesi, başlı başına hukuka aykırı olup, bu işleme mutlaka dava açılması gerekmektedir. Vergi borcu tahakkuk etmeden, mükellefe ödeme emri gönderilmeden e-haciz uygulanması veya limited şirkete ödeme emri gönderilip kanuni temsilci veya ortağa henüz ödeme emri gönderilmeden kanuni temsilci veya ortağın hesabına e-haciz uygulanması gibi ihtimaller hukuka aykırıdır. Bu işleme karşı vergi mahkemesinde yürütmenin durdurulması talebiyle birlikte dava açılması ve olumlu sonuç alınması mümkündür.

E-haciz uygulamasında olması gereken, ödeme emri tebliğ edildikten sonra borca yetecek miktar üzerine haczin konulmasıdır. Mükellefin tüm hesaplarına bloke konulması hukuk aykırıdır. Ancak uygulama ne yazık ki bu şekilde değildir. Vergi dairesi bazen hukuka aykırı şekilde mükellefin tüm hesaplara haciz konulmasını isteyebildiği gibi, bankalar da bu şekilde uygulayabilmektedir. Örnek olarak 300.000TL borç için mükellefin hepsinde en az 1.000.000TL ve üzeri bakiye bulunan tüm hesaplarına haciz konulabilmektedir. Mükellef hesapları üzerinde tasarrufta bulunamadığı için istese de vergi borcunu ödeyememekte, bu durumda vergi dairesi ile karşılıklı olarak iş münakaşa durumuna gelmektedir. Vergi dairesinin de bu borcu tahsil edip haczi kaldırması hemen mümkün olmamakta, mükellef süreci beklerken ticari hayatta kilitlenme noktasına gelmektedir. Bu noktada yine dava açılması bir çözüm olabilir. Sonuç olarak e-haciz de bir işlem olup, vergi mahkemesinde iptali istenebilir. Ancak dava dilekçesinde yürütmenin durdurulmasını talep etmeyi unutmamak gerekir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.