Vur patlasın, çal oynasın…

Nihat Kaşıkcı

Gelen haberler mide bulandırıyor. Vatandaşın, kente hizmet etsin diye seçtiği belediye başkanları, hizmetten ne anlıyor? Pek de iyi şeyler anlamıyor.

Konser organizasyonları… Sanatçı diye isimlendirilen bir yığın hanende ve sazendelere aktarılan milyarlar… Abuk subuk heykeller için, onbeşinci sınıf yontuculara ödenen milyonlar…

Medya leşkerleri de var… Kendisini ‘muhalif’ diye kurduğu mahalleye konuşlandırmış… Günlük yalan/iftira kotasını doldurmak için çırpınan… Hatta bazen yalan ve iftiranın dozunu kaçırdığı için savcı ve hâkim karşısına çıkmak zorunda kalan… Ama her halükârda Saraçhane veya Başkent belediyesinden maaşlı… Kurduğu dernek/vakıf gibi kullanışlı yapıların kira ve günlük yemek giderleri belediye tarafından karşılanan… Gerektiğinde, maaş aldığı efendisini, partisinin genel başkanına karşı dahi savunma ‘sadakatini’ (!) gösteren… Ve maalesef cebinde, tıpkı bizler gibi ‘sarı basın kartı’ (şimdilerde mavi, ama adı öyle kaldı) taşıyan ‘belediye tüccarları’

NE ARARSAN VAR

Bunlara, bilhassa iktidar cenahının kendisine bol keseden gösterdiği saygı ve ihtimamın karşılığını, fırsatını bulur bulmaz, ekmek yediği çanağa pisleyerek veren ‘âlimler tayfasını’ ekleyelim.

Yetmediyse, kerameti ve kıymeti kendinden menkul, azıcık şasesi ve kaportası düzgün diye ‘ekran yüzü’ haline getirilmiş veya yaptığı düşük hareketlerle ‘sosyal medya fenomeni’ sıfatını kazanmış, çoğu da kumar müptelası müptezelleri de dâhil edelim…

Şimdi kadro tamamdır. Bundan sonra geriye, kibrinden gömleğinin düğmelerini attıracak hale gelen, oturduğu Belediye Başkanlığı koltuğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Başkanlık Makamı’ sanan, kendisini, İstanbul Fatihi’nin türbe kapısını tekmeleyebilecek kadar ‘yüce şahsiyet’ zanneden zavallılar kalıyor.

Tabi onlar da yalnız değil. İbrikçisi var… Leğencisi var… Peşkircibaşı var… Örgüt mümessili var… Seçimde afiş asanından, propaganda çalışmalarını finanse eden irili ufaklı yiyici takımına kadar, her cinsten ademoğlu var…

DAMLALAR VE ÇÖMÇELER

Eh, bunca ‘hizmet tayfasına’ bir şeyler damlatmak lazım. Hani, damlatmak dediysek; kimilerine kandili söndürmeyecek kadar damlacıklar… Kimilerine ise gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerini finanse edecek kadar ‘foncuklar’ verilecek. Yani damlalıklar ve çömçeler kullanılacak. (Çömçeyi bilmeyenler için diyelim: Bizim oralarda, kepçeden daha büyük olana çömçe denir. Siz bunu ‘buğday küreği’ olarak da tahayyül edebilirsiniz.)

Ne sandınız? Saltanat kaldırıldı diye, Cülûs Bahşişi de mi iptal edildi? Sadece adı değişti. İster ‘fonlama’ deyin (içeriden ve dışarıdan cukka indiren Foncu Medya’nın kulakları çınlasın), ister ‘hortumlama’ deyin.

Elbette adını böyle koyacak değiller. İş adlandırmaya kaldıysa, o konunun uzmanı çok bu ülkede. Yeter ki siz, ortalığa paylaşılabilecek, hatırı sayılır miktarda para koyun. Tanıtım organizasyonu, yaza-kışa-bahara-güze merhaba konserleri, toplu taşıma araçlarına ‘bakım yapmama’ sözleşmesi, kitap fuarı, yazarlarla söyleşi etkinlikleri, sanatsal sergi organizasyonları… Bak bunca ‘etkinlik’, bizim kıt zekâmızla birkaç dakika içinde bulabildiğimiz sıradan takılmalar. Siz bir de, koyunun neresinden döner kesileceğini bilen, ‘yontmacılık’ konusunda pek mahir ustaları koyun bizim yerimize…

BİZİM MAHALLENİN HALLERİ

Neyse, geçelim… Haksızlık da etmeyelim. Mesele, sadece CHP’li Ankara, İstanbul, İzmir veya DEMCHPKK’lı Esenyurt belediyelerinin, kamu kaynaklarına yer değiştirtme marifetinden ibaret değil.

Daha küçük ölçekli ‘etkinlikleri’, bizim mahalledeki pek çok belediye yöneticisi de yapıyor. Aralarındaki fark nedir? Bazı önemli farklar var: Mesela bizim mahalledekiler, rakamlar konusunda, karşı mahalledekiler kadar cesur değil. Diyelim ki, karşı mahalle, bu tarz etkinlikler için ‘milyar TL’ rakamlarını terennüm ederken, bizim mahallenin mahcup ve çekingenleri, ancak yüzbinleri, en fazla milyonları (ki o da görev süreleri boyunca olmak üzere) telaffuz edebiliyor.

Bir diğer önemli fark ise, karşı mahallenin bıçkınları, ‘sanatçı’ veya ‘aktivist’ seçerken, yasal meşruiyet sınırlarını dahi zorlayarak, taraf etrafının en koyu ve ideolojik tavizsizlerini tercih ediyor. Bizim mahallenin utangaç, çekingen ve mahcup zavallıları ise; ancak karşı mahallenin ‘soft’ tayfası içinden birilerini seçmeye mecbur sayıyor kendisini. Elbette bizim mahallenin gariban sanatçı-yazar-akademisyen-gazeteci vs. tayfasının ‘yumuşak takılan’ ve ‘fazla ileri gitmeyen’ mülayimlerinden de araya bir-iki karıştırma yapıyor.

Ve bu yaptıklarını da ‘kültür-sanat-eğlence etkinliği’ sanıyor. Vah zavallılar vah!..

GÖZÜNÜ BÖYLE KARARTACAKSIN

Tekrar edelim…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 15 aylık araç kiralama işini, tanıdık olduğu anlaşılan bir firmaya 3 milyar 60 milyon TL’ye paslıyor. (2019’da seçim kazandıklarında, belediyenin itfaiye, cenaze ve cankurtaran araçlarını da araya katarak yaptıkları, ‘israf var’ temalı Yenikapı gösterileriyle, AK Partili belediye yöneticilerini karaladıklarını da hatırlayınız.) Yıllık ‘tanıtım bütçesi’ (siz bunu medya fonlama havuzu olarak okuyabilirsiniz ) milyarlık rakamlarla ifade ediliyor…

Ankara Büyükşehir Belediyesi, çalgı-çengi işleri için harcadığı 800 küsur milyon lirayı, ‘minnacık meblağ’ diye yememizi bekliyor.

İzmir Büyükşehir veya ilçe belediyelerinin, halkın paralarını nerelere harcadığı, 30 senedir hizmet alamayan ve giderek ‘köy’ haline gelen şehrin perişan hallerinden belli oluyor.

Eh, Esenyurt’un başına geçirilen DEMCHPKK’lı belediye başkanı da, şu kadar sayıda örgüt mensubu veya sempatizanını belediyede önemli görevlere getirmiş, bilmem kaç milyon liralık lüks aracı astronomik bedelle kiralamış, çok mu?

Yazık!... Gerçekten çok yazık!...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.