Yağmur değil midir ki, gelsin diye duası yapılan; sözlere, şiirlere, hikâyelere konu olan. Onun için “rahmet” derler yağmura… Onun gecikmesi ilk önce yürekleri kavurur. Toprağın suya olan hasreti gibidir insanın rahmete olan muhtaçlığı.
Rengi hep aynıdır gözyaşının bile, çünkü yağmur gibidir; ırkı, cinsi, soyu, sopu; zengini fakiri, makamı, mevkisi yoktur dur. Hüzünle akan gözyaşı bile rahmet olur yağmur misali gönüldeki gamı, kederi yıkayıp göz musluğundan akıtıverir…
Su hayatsa, kirletilmemiş hayat gibidir yağmur; temiz ve berrak, kire bulaşmamış, tadı kokusu ve rengi değişmemiş…
Hayatımızı çekilmez hale getiren özünü, özelliğini ve insanlığını kayıp eden insanlar değil midir? Yani yağmur kadar saf ve temiz değildir insanlar. Fıtratı bozulmuş özelliğini kayıp etmiş, birbirini yıkayıp temizleyen iki el gibi değil, kirleten iki düşman gibidir. Böyleleri damla damla girmez gönle, şefkatle okşamaz ruhları, sel gibi alır götürür size ait olan şeyleri.
Yağmur hayat verir ölmüş, çürümüş, pörsümüş, ümitsizliğe düşmüş olan her şeye. Onu görünce yapraklar çiçek açar, onun sevdasıyla bülbül öter, o olunca renkler güler, o inince güller güler, insanlık güler.
Keşke insanlar yağmur damlası misali rahmet rahmet yağsa gönüllere. O zaman gam gider, keder gider, ümitler yeşerir, saadet çiçekleri gönül bahçesini cennet bahçesine döndürür.
Keşke insan damlasa bir fakirin, mazlumun buruk yüreğine; uyandırsa hayata dair istidatları, inandırsa rahmet yüklü bulutların daha dünyayı terk etmediğini…
Yağmur gibi olsa insan, kimseyi ayırt etmeden merhamet merhamet yağsa dosta da düşmana da, sevene de nefret edene de iyiye de kötüye de.
Çok soğuk bir kalbe sahip olmak buz keser dost bildiklerini, aynen yağmurun buza dönüşüp katılaşması gibi. Erimesini beklemeye mecali olmayan gönüllere yüktür soğuk kalbe sahip olmak. Sıcak olmalı, can olmalı, biraz cana yakın olmalı…
Demek ki mevsimin baharı gibi olmalı insanın davranışları. Ne dondurucu ne yakıcı yani yağmur damlaları gibi akıcı ve rahatlatıcı…
Bir üslup ki, güzel mi güzel, hem dostluğu artırıcı; yılanı deliğinden çıkaran tatlı bir söz gibi; yağmur damlaları misali acıyla bozulmamış söz. Öze dokunan, özel olan söz…
Hadi hep beraber toparlayalım şu yağmur yüklü bulutları imanın esintileriyle. Yıllarca uyuduğumuz uykudan uyanalım, ok gibi fırlayalım yerimizden, şimşekler gibi çakıp açılan gediklerimizi kapatalım. Ser sefil, garip guraba, inim inim inleyen insanlık bir asırdır yağmur duasındayken artık dualar kabul görmeli çölleşen şu dünyada. Yıllarca kirletilen şu dünyayı yıkayalım yağmur yüklü bulutlar misali.
Selam ve dua ile…