1- Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. (Maide 51)
2- Ne bir dost ne de bir yardımcı var. İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Yahudiler ile, şirk koşanları bulacaksın. Onlar içinde iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da "Biz Hıristiyanlarız." diyenleri bulacaksın. Çünkü onların içinde keşişler ve râhipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar. (Maide 82)
NOT: Tefsirlerde, bu ayetlerin bahis mevzuu ettiği Hıristiyanların, Habeşistan’a göç eden Müslümanları iyi karşılayan ve onlara anlayış gösteren Hıristiyanlar veya Hz.Peygamber (s.a.) ile antlaşma yapan Necran Hıristiyanları olduğu zikredilmiştir. Ancak genel olarak da Hıristiyanların, Yahudilere ve müşriklere nispetle Müslümanlara karşı daha yakın oldukları bir gerçektir. Gerçi mutaassıp Hıristiyanların birleşerek tertipledikleri haçlı seferleri tarihin acı sayfalarını teşkil etmiştir. Bununla beraber dünyadan el ve eteğini çekmiş rahipler ile Hıristiyan bilginlerinin ve bunların tesirinde kalan Hıristiyanların İslam’a nisbi yakınlıkları bir vakıadır. Hz.Peygamber’in zuhurunda birçok rahip ve keşiş O’nu sevgi ile karşılamış ve beklenen peygamber olduğunu itiraf etmişlerdir.
3- Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, ant olsun ki, Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. (Bakara 120)
34. Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! (Tevbe 34)
NOT : Yahudi hahamları ile hıristiyan rahipleri Mukaddes Kitaplarındaki ayetleri dünya menfaatı (aldıkları rüşvet) karşılığında ya değiştiriyorlar veya hükmünü menfaatleri doğrultusunda yorumluyorlardı. Özellikle Hz. Muhammed’in peygamberliği ile ilgili ayetleri tahrif ettiler. İşte yukarıdaki ayette onların bu çirkin işlerine işaret edilmektedir. Ayrıca altın ve gümüşü veya nakit parayı ya da malı biriktirip de zekatını vermeyen, hayırlı ve yararlı işlerde kullanmayanların ahirette şiddetli azap ile ceza göreceklerini de haber vermektedir.
7. Sonra bunların izinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.(Hadid 27)
30. Yahudiler, Uzeyr Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (İsa) Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar!
31. (Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.
Yahudilerin Mukaddes Kitaplarını taşıyan sandık birkaç kez düşmanlarının eline geçmiş, Mukaddes Kitap saldırıya uğramış ve bizzat Hz. Musa’ya verilen levhalar kaybolmuştur. Yahudi din adamları hafızalarında kalan bazı ayetleri parça parça yazmışlardı. Babil esaretinde iyi bir yazıcı olan kahin Ezra, şifahi ve kısmen yazılı olan rivayetleri bir araya toplayıp yahudi mukaddes kitabını meydana çıkarmıştı. Bu hizmetinden dolayı Ezra, İsrailoğullarının saygısını kazanmış, bu saygı zamanla o kadar aşırı bir noktaya varmış ki yahudiler, Ezra’yı Allah’ın oğlu saymışlardır. İşte yukarıdaki ayette buna işaret edilmektedir.(Tevbe 30-31)