Bu uygulama sonrası sigarayı bırakmama ihtimali yok!

Sigarayla Savaşanlar ve Sigara Bıraktırma Eğitim Sağlık Merkezi Kurucu Başkanı Tandoğan Müftüoğlu, sigaraya nasıl bağımlı olunduğunu ve Sigara Bıraktırma Merkezi’nde neler yaptıkları hakkında anadolugazete.com.tr’ye konuştu.

ÖZEL HABER: GÜNSU ÖZMEN

27 yıldır kuruluşun hizmet verdiğini söyleyen Sigara Bıraktırma Merkezi Kurucu Başkanı Tandoğan Müftüoğlu, kuruluş amaçlarını şu sözlerle açıkladı:

“Kuruluşumuzda amacımız çocuk ve gençler sigaraya başlamasın. Pasif içici konumunda kalan insanların durumlarını aydınlatabilmek için onlara bilgi veriyoruz. Son olarak da ‘Kendim çok istiyorum ama kendi gayretimle sigarayı bırakamıyorum’ diyen insanlara burada 3 günlük bu uygulama ile sigarayı bıraktırıyoruz.”

Okullarda gençlere yönelik eğitim ve seminer çalışmaları da verildiğini söyleyen Tandoğan Müftüoğlu, “İlkokullardan tüm üniversitelere, kamu kuruluşlarından resmi kuruluşlara kadar birçok yerde davet üzerine seminerler ve eğitim çalışmaları yapıyoruz. Sigaranın zararları hakkında onlara aydınlatıyoruz. Gençlerin ve çocukların sigaraya başlamasının önüne geçmeye çalışıyoruz ve pasif içiciliğin onlara verdiği zarardan da bahsediyoruz.” ifadelerini kullandı.

SİGARAYA NASIL BAĞIMLI OLUYORUZ?

İnsanların sigaraya nasıl bağımlı olduklarını anlatan Tandoğan Müftüoğlu, “Biz insanların, bütün hareketlerini, fonksiyonlarını düzenleyen hormon ve salgılar var. Bunlar onlarca, yüzlerce salgı. Bu salgıların tamamı bizim isteğimiz dışında bünyeye ihtiyaç duyduğu an vücut tarafından salgılanır. Bunlardan bir tanesi de bizi sevinç, üzüntü, heyecan ve yorgunluk anında rahatlatan endorfin salgısı dediğimiz ‘mutluluk hormonu’dur." diye konuştu.

Salgıların nasıl çalıştığına ilişkin de bilgi veren Müftüoğlu, "Bu salgı kendiliğinden salgılanır beyin uyarısıyla ve o süreci rahat bir şekilde atlatırız. Ancak sigara içmeye başladıktan sonra insanlar, o filtrenin arkasında gördüğünüz zift ve katranı solunum yoluyla doğrudan akciğere gider. Akciğer kanın biriktiği ve hava ile buluştuğu yerdedir." şeklinde konuştu.

Müftüoğlu, açıklamasının devamında şunları kaydetti:

"Yani bir aracın yakıt deposu gibi orada kanla karışan zift ve katran kan dolaşım esasına tüm vücuda dağılır ve sinir hücrelerinde hâkimiyet kurar. Biraz önce bahsettiğim o endorfin salgısının, salgılanma emrini beyin verirken o otomatik sistem bozulur ve manuel bir sistemle nikotin alımına bağlı olarak hareket etmeye başlar. Bu andan itibaren beyin görevini bırakmıştır. İnsanlar nasıl yutkunma zorluğu çektiğinde bir bardak suya acele ihtiyaç hissediyorsa, sevinç, üzüntü ve heyecanla da o doğal dengeyi kurabilmek için endorfin salgısına ihtiyaç vardır. O salgının salgılanması için de nikotin almak mecburiyetinde. Sigaranın ilk nefesinde, nikotin morfin bazında bir uyarıcı olduğu için daha önce beyin de o uyarıyı verir ve o salgı salgılanır. Sonunda da insan rahatlar.”

3 GÜNLÜK UYGULAMA

Fransa’da geliştirilen aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütünün ve 385 kurumun onayladığı teknik uygulamadan bahseden Müftüoğlu, ışın uygulama tekniğini şu sözlerle ifade etti:

Fransa’da geliştirilmiş bu teknik ile insanlardaki bağımlılığı ortadan kaldırabilmek amaçlanmıştır. Sinir hücrelerindeki bu nikotin yoğunluğunu ortadan kaldırabilmek için 3 gün el parmak uçları, kulak memesi, burun ucu gibi sinirlerin duyarlı olduğu bölgelerde ‘enfraruj ışını’ ile uygulama yapıyoruz. Bu ışın kızılötesi bir ışın ve insan sağlığı açısından herhangi bir sıkıntı olmadığına dair de burada zaten belgelerimiz var. Bu ışın fotonlarının verdiği uyarı sonucu 48 ve 72 saat arasında sinir hücrelerindeki nikotin, hâkimiyetini kaybediyor. Beyin asli görevine dönüyor. Bu salgıyı salgılama emrini beyin veriyor.”

“UYGULAMA SONRASI BIRAKMAMA ŞANSI YOK”

Sigarayı bırakmak isteyen birisi geldiğinde ne gibi aşamalardan geçip tedavi olduğunu da anlatan Müftüoğlu, şu bilgileri aktardı:

“Birinci gün uygulamadan çıktıktan sonra ilk 8 saat ile gece uyku saatler arasında bir rahatlık hisseder, çok rahat bir uyku halinde olurlar. Sigara içen bireyde, ikinci gün horlama terleme solunumla ilgili problem vardır. Bu ortadan kalkar. Sigara içen insanların yüz ve dudakların rengi koyu renktir, bu ziftle karışan kanın yüz ve dudaklarda görünüş şeklidir. Üçüncü günde dudakların ve yüzün rengi değişir. Damaktaki ve burundaki mukoza tabakası zift ve katrandan temizlendikten sonra da koku alma ve tat almadan farklılıklar görülür. Son günden itibaren de sigara içmek bir niyeti de isteği de olmaz. Bu uygulama sonrası geçmeme gibi bir şansı yok. Yeter ki insanlar ‘Ben bundan kurtulmak istiyorum’ desin. Bu teknik Fransa’da elde edilmiş başarı oranı ülkemizde de elde edilmektedir.”

Tandoğan Müftüoğlu, bu uygulamaya ek olarak hem psikolojik hem de fizyolojik destek sağlandığını da dile getirdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam ve Sağlık Haberleri