ÖZEL HABER: ALEYNA ERZURUMLU
İnsan yürürken, otururken hatta uyurken; bir anda gelişen bir refleks ile kaşınır… Kolumuz, bacağımız ya da sırtımız… Bir dış etkenden dolayı başlayan kaşıntı zamanla keyifli bir harekete de dönüşerek devam edebilir.
İnsan vücudunda çıkan bir sivilce, yara, alerji de kaşıntı sebebi olabilir. Bazen ilaçlar ya da esen rüzgâr sonrası başlayan kaşıntı…
BEYİN KABUĞUNA SİNYAL GÖNDERİR
Kaşıntının kökeni hakkında tam bir açıklama bulunmamaktadır. Bilim insanları, ciltteki üst ve alt tabakalarda bulunan belirli reseptörlerin dış etkenlerin etkisiyle aktive olduğunu öne sürmektedir. Bu reseptörler, özel sinir lifleri olan ‘C lifleri’ aracılığıyla önce omuriliğe, ardından da beyin kabuğuna sinyal gönderir. Bu süreçte, bedenimizdeki bir sineği hisseder ve beyin kabuğundan gelen komutla onu kaşımaya çalışırız. Ancak, ne kadar uyarı gelirse gelsin, bazen bacağımıza konmuş bir sineği fark etmeyebiliriz çünkü o anda dikkatimizi başka bir şeye yönlendirmiş olabiliriz. Bu nedenle, gün boyunca fark etmediğimiz bir kaşıntı, gece yatağa girip uyumaya çalışırken dayanılmaz bir hale gelebilir.
Kaşıntı hissi, C lifleri tarafından sinir iletiminin düzenlenmesinde rol oynayan nörotransmitter adı verilen kimyasalların salgılanmasıyla başlar. Bu kimyasallardan en önemlisi, kan damarlarını genişleterek mast hücrelerini dolaylı olarak etkinleştiren ‘P’ maddesidir. Mast hücreleri de deride şişmeye ve kızarıklığa neden olan ‘histamin’ adlı bir kimyasal salgılar. Bazı alerjik maddeler, mast hücrelerini doğrudan uyararak histamin salgısına yol açar. Histamin de bölgede kaşıntı hissine neden olabilir.