ÖZEL HABER: GAMZE ERDOĞAN
Kadın Doğum Uzmanı Dr. Murat Özel, Papilloma Virüs ailesinin bir üyesi olan Human Popilama Virüsünü (HPV) muhabirimize anlattı. Cinsel yolla, kolayca bulaşabilen ve 200'den fazla tipi bulunan HPV, düşük ve yüksek riskli gruplardan oluşuyor. Düşük riskli tipleri genellikle genital siğillere neden olurken, asıl önemli olan yüksek riskli tipleri ise rahim ağzı (Serviks) kanserine yol açma potansiyeli taşıyor.
Yüksek riskli tiplerin genellikle belirtisiz seyrettiğini belirten Dr. Özel, tespit edilip tedavi edilmezlerse, 10-15 yıl içinde serviks kanseri (rahim ağzı kanseri) gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
HPV’NİN YÜZDE 99’U YÜKSEK RİSKLİ
“Aşının önemini anlamak için, rahim ağzı kanserinin ne kadar sık görülen ve ölümcül bir kanser olduğunu anlamamız gerekiyor” diyen Özel, dünya genelinde, 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu belirterek, meme ve akciğer kanserinden sonra kanser kaynaklı ölümlerin en önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söyledi.
Rahim ağzı kanseri nedeniyle yaşanan ölümlerin istatistiki bilgilerine dikkati çeken Özel, şunları söyledi:
“Dünya çapında, her iki dakikada bir kadın, rahim ağzı kanseri nedeniyle yaşamını yitiriyor. Türkiye'deki verilere gelecek olursak, son olarak 2018 yılında yayınlanan verilere göre: Her yıl 2 bin 500 kadına serviks kanseri tanısı konuyor ve bunlardan bin 250'si rahim ağzı kanseri nedeniyle ölüyor. Çünkü yıllarca belirti vermiyor. Ancak akıntı, cinsel ilişki sırasında ağrı gibi kanser evresinde bile hastanın önemsemeyebileceği belirtiler veriyor."
“RAHİM AĞZI KANSERİNİ ÖNELEMENİN İKİ YOLU VAR”
Bu kanseri önlemenin iki yolu olduğunu belirten Özel, ilk aşılamaların iki yüksek riskli tipe ve daha sonra ikisi yüksek riskli ve ikisi düşük riskli tipe etkili olacak şekilde başladığını, şu an ise hem düşük hem de yüksek riskli tipleri kapsayarak genital siğil ve rahim ağzı kanserine sebep olabilecek 9 tipine etkili olacak şekilde uygulandığını belirtti.
Günümüzde yaygın olarak kullanılan, “dokuz tipe” kadar olan aşı uygulamalarının devam ettiğini söyleyen Özel: “Eğer siz bu aşıyı, devlet eliyle uygun bir program dahilinde yaparsanız, yüzde 99 oranında rahim ağzı kanseri riskini ortadan kaldırıyorsunuz. Pap Smear testi dediğimiz rahim ağzı kanseri tarama testleri de, aşılama dışında oluşabilecek riskleri önceden yakalamaya yardımcı oluyor. Bu kanserler belirti vermeden 10-15 yıl içinde gelişiyor. Pap Smear testi sayesinde erken teşhis mümkün olabiliyor. Aşılama faaliyetlerinin yanı sıra kanser tarama sisteminin de sağlanması gerekiyor.” dedi.
“AŞILAMALAR SADECE İSTANBUL VE ANKARA’DA DEĞİL TÜM TÜRKİYE’DE YAPILMALI”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan HPV aşılamalarına ilişkin açıklamada bulunan Dr. Murat Özel, bu durumun sadece İstanbul ve Ankara'yı ilgilendiren bir durum olmadığını ve belediyeler dışında devlet eliyle planlanması gereken bir durum olduğunu söyledi.
Rahim ağzı kanserinin fazla olduğu ülkelerin yüzde 80'inin gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler olduğunu belirten Özel, gelişmiş toplumlarda buna karşı önlem aldıkları için rahim ağzı kanserine bağlı ölümler ve rahim ağzı kanserin yaygın görülen kanserlerden olmadığını dile getirdi.
DSÖ 9 YAŞ ÜSTÜ HER KIZ ÇOCUĞU VE 45 YAŞINI DOLDURMAMIŞ HER KADINA HPV AŞISINI TAVSİYE EDİYOR
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 9 yaş üstü her kız çocuğuna ve 45 yaşını doldurmamış bütün kadınlara HPV aşısının yapılmasını tavsiye ediyor. "Bu tavsiyeye uyan ülkelerin başında İngiltere geliyor." diyen Özel, şunları kaydetti:
“İngiltere'de bu 9 tipine karşı olan aşılama yapılıyor. Onlar, 26 yaşından küçüklere tek doz aşılama yapıyorlar. Çünkü tek doz, yüzde doksanın üzerinde koruma sağlıyor. 26-45 yaş arasındaysa o zaman iki doz öneriyorlar. Eğer doğuştan gelen bir bağışıklık sistemi baskılanma söz konusuysa veya HIV/AIDS gibi immün sistemini azaltıcı hastalıklar mevcutsa, o zaman üç kere aşılama öneriyorlar. Şu an bizde yapılan üç doz şeklinde olanı. Üç doz yapılması, saydığım tüm bu hastaları koruyor ama bu iş, devlet eli tarafından organize edilip yapılsa, hangi yaş grubuna kaç doz aşı yapılmalı tespit edilip yapılsa, daha etkili kullanılmış olur.”
“HPV AŞISI VİRÜS İÇERMEZ! RECOMBİNANT DNA TEKNOLOJİSİ İLE ÜRETİLMİŞ BİR AŞIDIR”
Kadın Doğum Uzmanı Dr. Murat Özel, HPV aşısı hakkında bilinen yanlışları şu sözlerle açıkladı: “HPV Aşısı, virüs içermez, virüsün DNA'sını taklit eden recombinant DNA teknolojisi ile üretilmiş bir aşıdır. Bu aşı virüs içermez. Bu virüs, oluşturulmuş yapay bir moleküldür. Bazı aşılar zayıflatılmış ve öldürülmüş virüslerden elde edilir, ama HPV aşısında öyle bir durum yoktur. Virüsün aynısının kopyalanarak üretilmiş bir aşıdır. Aşıya karşı alerjisi olanlar olabilir, çok minimal de olsa bunlar çok nadiren görülen şeylerdir. Son olarak bu hastalığın sadece kadınlar için tehlikeli olduğu algısı doğru değildir. Kadınlar kadar olmasa da erkeklerde de HPV’den dolayı anüs, yutak, ağız içi ve penis kanserine yakalanma riski taşıyor."