Türkiye, Sağlık Bakanlığı ve TÜİK verilerine göre ülkemizde son bir yıl içerisinde 1 milyon 35 bin 795 canlı doğan bebek oldu. Ancak açıklanan verilere göre ülkemizde gerçekleşen doğumların yüzde 58’i sezaryan ile gerçekleşti. Dünyaya gelen her iki bebekten biri sezaryan doğum ile gerçekleşiyor.
2002 yılında sezaryan doğum oranı yüzde 21, 2012 yılında ise yüzde 48’e yükseldi. Yıllar geçtikçe sezaryana olan bu ilgi hem doktorlar hem de anneler tarafından tercih edilmeye başlandı. 2018 yılında yüzde 54 olan bu oran 2020 yılından sonra yüzde 58’e yükseldi.
DÜNYADA BİRİNCİ SIRADA YER ALIYORUZ
İktisadi İşbirliği ve Geliştirme Teşkilatının(OECD) verilerine göre sezaryan doğum oranında dünyada birinci sırada yer alıyoruz. Sezaryan sıklığında ikinci sırada İtalya sonrasında ise İspanya, İngiltere ve Fransa geliyor. Dünyada sezaryan sıklığının en az olduğu ülke ise İsrail ilk sırada yer alırken onu Finlandiya, İsviçre ve Norveç takip ediyor.
Kadınların tercih etme nedenleri arasında ağrısız bir doğum ve daha güvenilir olması, doktorlar ise risk ve ceza almak istememeleri yer alıyor. Ancak uzmanlar normal doğumun hem anne hem de bebek sağlığı açısından daha doğru bir tercih olduğunu söylüyor. Bir taraftan da bazı uzmanların sezaryanın daha güvenilir olduğunu belirterek anne ve bebek ölümlerinin azaldığını söylüyor.
ÖZEL HASTANELERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Sezaryan doğumlar en sık özel hastanelerde gerçekleşiyor. Sonrasında üniversite hastaneleri ve kamu hastaneleri yer alıyor. Bu da demek oluyor ki doğumların yüzde 44,5’i özel hastanelerde gerçekleşiyor.
Hem anneler hem de doktorlar tarafından daha sık tercih edilen sezaryanı kimler olabiliyor?
Sezaryan doğumunun tercih edilme sebepleri şunlar:
Anneler için daha az risk taşıyan ve ağrısız bir doğum olması
Daha kısa sürede ve kolay gerçekleşmesi
Doktorlar için risk ve ceza alma ihtimalinin daha düşük olması
Çalışan kadın sayılarında ki artıştan dolayı daha büyük yaşta gebe kalarak risk almak istememeleri
Bebeğin iri veya ters dönmesi