Su, doğada en sık karşılaştığımız maddelerden biri olmasına rağmen, aslında "renksiz" olarak tanımlanır. Ancak bu, suyun her zaman saydam göründüğü anlamına gelmez. Su, bulunduğu ortam ve koşullara bağlı olarak farklı renklerde görünebilir ve bu durum aslında suyun içinde bulunan maddelerden, ışığın yansımasından ya da emilmesinden kaynaklanır.
Saf su, küçük miktarlarda renksiz görünebilir. Fakat büyük bir hacimdeki suya baktığınızda, genellikle mavi bir ton fark edersiniz. Bunun nedeni, suyun moleküler yapısının kırmızı ışığı daha fazla emmesi ve mavi ışığı daha fazla yansıtmasıdır. Bu, denizlerin ve büyük göllerin neden mavimsi bir renge sahip olduğunu açıklar. Aslında suyun doğal maviliği, sadece çok büyük miktarlarda fark edilebilecek kadar hafif bir tondur.
Su aynı zamanda bulunduğu ortamdaki maddelerden etkilenir. Örneğin, minerallerin yoğun olduğu göller yeşil, yosunların çok olduğu sular kahverengi tonlarında olabilir. Hatta kutup bölgelerindeki su kütlelerinde buzun varlığı nedeniyle su beyazımsı ya da açık mavimsi görünebilir.
Sonuç olarak, suyun rengi bulunduğu çevre, derinlik, ışık koşulları ve içinde erimiş maddeler gibi birçok faktörden etkilenir. Yani, "su ne renktir?" sorusunun cevabı hem basit hem de karmaşık olabilir: su saf haliyle renksizdir, ancak doğada sıklıkla mavi, yeşil veya kahverengi tonlarında görünebilir.