COVID-19 enfeksiyonu geçirenlerde, kalp kasıyla ilgili sorunlar, özellikle miyokard hasarı, daha sık görülüyor. Miyokard hasarı, kalp kasındaki hücrelerin ölümüne neden olarak ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Bu durumda belirtiler bazen belirgin olmayabilir ancak bazı kişilerde göğüs ağrısı, nefes darlığı veya bacaklarda şişlik gibi semptomlar ortaya çıkabiliyor.
KALP KRİZİNDE VİRÜSLER ETKİLİ OLUYOR
Araştırmacılar, COVID-19 hastalarının ne kadarının kalp hasarı yaşadığını belirlemeye çalışıyor ve tahminler yüzde 7 ile yüzde 40 arasında değişiyor. Yoğun bakım ünitelerindeki hastalarda miyokard hasarının daha yaygın olduğu görülüyor. Kalp hasarı olan bireyler, vücutları virüsle savaşırken daha yüksek komplikasyon riski altında kalıyor.
Genellikle toplumda ileri yaş hastalığı olarak bilinen kalp krizlerinin gençlerde artış gösterdiği ve bu artışta virüslerin etkisinin olduğu belirtiliyor. Genç yetişkinler arasında kalp sorunlarının arttığını gösteren araştırmalar, kötü yaşam tarzı alışkanlıkları, yetersiz egzersiz ve kötü beslenme gibi faktörlerin yanı sıra COVID enfeksiyonlarının da kalp krizlerini artırdığını ortaya koyuyor.
AKDENİZ DİYETİ İLE BESLENMEK KALP KRİZİNDEN KORUYOR
Medicana Sağlık Grubu Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, genç nüfusun kalp krizi risk faktörlerini daha çok taşıdığına dikkat çekiyor. Her yıl Türkiye'de 300 bin kalp krizi vakası görülürken, bu vakalara bağlı olarak 125 bin ölüm yaşanıyor. Özdemir, gençlerde kalp krizi riskinin azaltılması için kötü yaşam tarzı alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Obezitenin önemli bir risk faktörü olduğunu belirten Özdemir, bu riski azaltmanın yollarından birinin Akdeniz diyeti ile beslenmek olduğunu söylüyor. Akdeniz tipi beslenmenin kalp sağlığı için çok önemli olduğunu vurgulayan Özdemir, şeker, un, tuz ve katı yağdan uzak durarak, sebze ağırlıklı beslenmenin ve protein olarak balık tüketmenin kalp sağlığını korumada etkili olduğunu belirtti.
Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının genç nüfus arasında arttığına dikkat çeken Özdemir, bu alışkanlığın kalp krizi riskini artırdığını söyledi. Sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ile kalp krizi riskinin minimuma indirilebileceğini ifade eden Özdemir, bazı risk faktörlerinin değiştirilemeyenler olduğunu belirtti. Genetik alt yapı, aile öyküsü ve yaş gibi değiştirilemeyen risk faktörlerine rağmen sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ile kalp krizi riskinin azaltılabileceğini vurguladı.