Çocuk eğitiminin en önemli ve zorlu süreçlerinden biri de tuvalet eğitimi sürecidir. Freud’a göre çocuğun idrar ve dışkısını kontrol edebilmesi özelinde kendisini ve çevresini kontrol edebilmeyi öğrenmesidir. Bu nedenle tuvalet eğitiminin sakin ve bilinçli bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Her anne ve babanın gözünü korkutan “Tuvalet eğitimi” sürecinde mottomuz “Sakin ol!”
Çocuk, 18 ayı tamamladıktan sonra tuvalet eğitimine başlanabilir ancak bunun için de bazı belirtilere dikkat edilmelidir. Çocuk eğer uzun süre kuru kalıyor ve tuvaletinin olduğunu belirten hareketler yapıyorsa bu süreç başlatılabilir.
Tuvaleti tanıtmakla başlanacak süreçte tuvaletinin gelip gelmediğine dair hatırlatmalar, tuvaleti rahat kullanabilmesi için ekstra basamak ya da tuvalet adaptörü kullanmak önemlidir. Alışma evresinde yaşanacak kazalarda asla baskıcı, cezalandırıcı bir tavra girilmemelidir. Başka çocuklarla kıyaslama yapılmamalı “Sakin ol!” cümlesini kendimize tekrarlamalıyız. Zira bu baskıcı hareketler çocuğun bu dönemde takılı kalmasına (anal fiksasyon) neden olabilmektedir ve yetişkin olduklarında aşırı titiz, aşırı düzenli, inatçı ve kararsız olma gibi olumsuz kişilik örüntüleri sergilemelerine neden olabilir.
Yemek sonrası, uyku arası, gün içi 2-3 saatte bir hatırlatmaları ihmal etmemek çocuğun biyoritmini takip etmek ve tuvaletini yaptıktan sonra abartmamak ancak görmezden de gelmemek gerekir. Tuvaletini yaptıktan sonra sabun köpüğüyle oynamasına izin verilmesi hatta birlikte oynanması süreci eğlenerek tamamlamasına ve rahatlamasına neden olabilir.
Tuvalet yapmanın gündelik yaşamın doğal bir parçası olduğunu hissettirin. Anne ve babanın tutumu çocuğun onlarla kurduğu bağı güçlendirir ya da tam aksine neden olur. Bu nedenle başarılı bir tuvalet eğitimi sürecinin, çocuğun özsaygısını artırabileceğini ve kendine güven duygusunu geliştirebileceğini unutmadan destekleyici, sakin ve sabırlı davranın.