Yurdumuzda çok partili hayata geçişimiz olan 1946 yılından bugüne kadar halkımız demokrasiye inanmış demokrasinin gereği olan seçme ve seçilme hakkını kusursuzca yerine getirmiştir. O zamandan beri halkımızın bu takdir hakkına inanmayan yani kendi menfatına veya kendi beklentisine uymayan neticeler için ya halkını suçlamış ya da o anda görevde olanları suçlayarak demokrasiye kara çalmışlardır. Çaldıkları bu karadan menfaatler beklemişlerdir.
Halkımızın demokrasiye inandığı kadar bazı siyasi kadrolarda inansa hiçbir sıkıntı olmaz. Ama gelişi güzel beyanlarla halkın içine nifak sokanlar halkın kendileri gibi olduğunu sanıyorlar. Ne yazık ki referandum gecesi bile isteseydik halkı sokağa çağırırdık diyebiliyorlar. Bunun adı halkı gruplara ayırıp birbirine düşman yapmak değil mi? Niçin halkı sokağa davet edecekmiş. Çünkü kendi düşündüğü olmamış o siyasetçi kusura bakmasın millet birbirini öldürmek için sokağa çıkmaz. Bu aziz millet vatanı için, bayrağı için, dini için sokağa çıkar. Onun için bu milletle fazla oynamayın. Yapılan son referandum bütün dünyaya örnek oldu. Bu millet demokrasinin nasıl uygulandığını öyle güzel gösterdi ki hiçbir tahrike kapılıp o asaletini bozmaz.
Demokrasi öyle güzel bir oyun ki, o güzellik oynayabilene aittir. Bizim milletimizde her zaman o güzelliği uygulayandır. Ta okullarımızda öğrenci iken öğretmenimiz sınıf başkanı seçerdi. En az iki aday çıkardı. O adayları oylatır bir fazla oy alan sınıfımızın başkanı olurdu. O zaman oylama el kaldırarak yapılırdı. Seçilen başkanda sınıfın tamamının başkanıydı. Ona oy vermeyenler sen bizim başkanımız değilsin demez seçilene saygı duyardı. Ya şimdiki vatandaşımız değil onu temsil ettiğini söyleyen siyasilerimizden bazıları ne diyor seçilen Cumhurbaşkanı % 49 ‘u temsil edemez ne demek bu açıkça demokrasi kelimesinin anlamını bilmemek seçilen ve seçene saygı duymamaktan ve aziz milleti kutuplara ayırmaya zorlamaktır.
Sayın siyasiler sizler milletin vekili olarak o kutsal çatı altına gidiyorsunuz. O çatı altında milletimize zarar verecek beyan ve davranışlarda bulunmayınız. Size oy verene de vermeyene de saygı duyunuz. Seçildiğiniz süre içinde bu milletin hizmetinde olduğunuzu unutmayınız. O çatı altında seçim bölgenizin sorunlarını ihtiyaçlarını dile getiriniz. Aynı yöreden seçilen ayrı ayrı partilerden de olsa yörenin menfaati için birlikte hareket edin birinizin yapmak istediğini diğeriniz bozmasın. Eğer yörenizin halkına, genelde de bütün milletinize, hizmette hata yaparsanız bir daha o milletin huzuruna çıkamazsınız. Bunu hiç unutmayınız. Demokrasiye inanmış bu millet kime değer vereceğini kimi göreve getireceğini çok iyi bilir. Bunu zaman içinde çok güzel göstermiştir. Her siyasetçi ağzından çıkan sözün sorumluluğu içinde olup milletin huzurunu kaçırmamalıdır. Bu millet dünde bugün de beraber oldu. Beraber yaşadı beraberde yaşamaya devam edecektir. Siyasinin görevi milletin huzurunu kaçırmak değil huzurunu sağlamaktır.