2 Eylül'de minik yavrularımız ilk kez okullu olmak için sıralarda yer alırken, biraz büyümüş ağabey ve ablaları 9 Eylülde bu yılki yeni eğitim/öğretim yılına merhaba diyecekler. Zihinler açık olsun kuzularımızın.
Hatırlayacaksınız hala okuyan yavrunuz varsa Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde 26 Nisan 2024 tarihinde yaptığı açıklama ile “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adı ile çok kıymet verip, dikkate almadıkları kamuoyu ile paylaştıklarında, büyük tepkiler çekmişti. İşte o yeni müfredat taslağının bu yılki eğitim-öğretim yılında kademeli olarak uygulanmaya başlanacak. Sayın Bakanımızın açıklamasına göre “yeni müfredat, on yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü” imiş. On yıl düşünmüş taşınmış ancak bu kadarını mahvedebilmişler.
Müfredat hazırlık sürecinde iken görüş alışverişlerinde hatta bazı analizlerde bulunulup toplantılar düzenlenmiş. Sonunda bir türlü geçmek bilmeyen, çok ama çok uzun süren göstermelik bir haftalık askı sürecinin hemen ardından kamuoyunun öneri ve eleştirileri dikkate alınarak Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca da revize edilerek son şekline ulaşmış bulunmakta. Çok çok kıymetli Milli Eğitim Bakanı'mızın 12 yıllık zorunlu eğitim içerisinde tekrarlanan bilgileri %35 seyreltme yapacakları konusundaki söyledikleri aklıma geldi şimdi. Siz de hatırladınız mı? Bu açıklamaların hemen ardından dünya ile karşılaştırıldığımızda Türkiye’deki öğrencilerin aşırı bir yükü olduğunu ve değişen çağa ayak uydurarak bilgiye daha kolay bir şekilde ulaşılması gerektiğinden bahsetmişti. Çocuklarımızın dünya genelindeki çocuklara göre ne kadar geride olduğunu, hatta çocuklarımızın bulundukları sınıftan üç yıl gerideki sınıf bilgisine sahip oldukları acı gerçeğini kimse anlatmamış herhalde kendilerine.
Ve yine o tarihte din derslerinin artmasıyla ilgili de açıklamalarda bulunmuş ve büyük tepkiler çekmişti…Ben size çok kısacık özet geçeyim sevgili okurlarım…
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerini zorunlu ders olarak 4.5.6.7.8. sınıftaki öğrencilerimizin hepsi haftada ikişer saat görecek…Seçmeli derslerde de bol bol din dersi yerleştirilmiş..
YAZIK Kİ!
T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersini sadece 8. Sınıftaki çocuklarımız ve haftada sadece 2 saat görecek…
NE KADAR ACI DEĞİL Mİ?
Çocuklarımız din bilgisi eğitimi alsınlar tabi. Fakat bir çocuğun din eğitimden önce özgürce yaşadığı dinini, nazlı nazlı dalgalanan o al bayrağını, bu cennet vatanı, en büyük eseri olan Cumhuriyet'i, medeniyetin ve uygarlığın diğer adı olan laikliği, birbirinden değerli ilke ve inkılaplarını, övgü ve gurur dolu Kurtuluş mücadelesini kendisine bahşeden ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü 1. Sınıftan başlayarak öğrenmesi gerekmez miydi ? Minnet, özlem ve gururla anlatılması ve nakış nakış işlenmesi gerekmez miydi ?
Belli ki, her kafa ve zihniyet bu değerleri bize armağan bırakan önderinin Atasının kıymetini bilemiyor ya da işine gelmiyor olabilir. Öyle ise biz bu cennet vatanın evlatları olarak çocuklarımıza Atatürk’ünü gururla anlatalım ki geleceğimiz olan çocuklarımız göğsünü kabartarak tarihini anlatsın ve örnek alsın…
Atatürk’ünü sevecek yüreğe, geleceğin yeni ışığı ve çağdaş Türkiye’nin aydınlık yüzü olan çocuklarımız olduğunu bilecek bilince sahip bir yönetim diliyorum