Bilindiği gibi siyasi partilerimiz bazı seçimler, öncesinde bazen de seçimlerden sonra teşkilatlarını yenileme çabalarına girerler. Bunu da ya başarısızlığa ya da kadrolara yeni bir heyecan getirmeye yönelik yaparlar. Her ikisinde de partilerinin ilerisi için eksiğini tamamlama amacı vardır. Bunu bazen de halen yönetimdeki parti kadroları kendilerini eleştiren, eksiğini, hatasını söyleyen, grupları saf dışı bırakmak için yaparlar ki şimdi bazı partilerimizde bunu yapıyor. Bazıları da bunu yapmaya hazırlanıyorlar.
Kim ne derse desin, kim nasıl düşünürse düşünsün, yurdumuzdaki partilerimizin hepsinde genel başkan hâkimiyeti vardır. Bunu da kolay kolay kaldırmak mümkün değildir. Çünkü hali hazırdaki yönetim teşkilatları kendi paralellerinde oluşturmuşlardır. Genel kongrelerde de o teşkilatlar oy kullanacağına göre en az %51’i halen görevde olan genel başkan ve ekibi ona göre tedbirini almışlardır. Bu çark böyle işleyince genel başkanı ve ekibini görevden almak mümkün mü? Her ne kadar siyasi partiler birbirini demokrasiyi uygulamıyorlar diye itham etse de kendileri parti içinde demokrasinin (D) sini bile uygulamazlar. Onu da millet bilmiyor sanırlar. Millet her şeyi bilir bu hatalarında farkındadır. Ama partisini sevdiği, partisine inandığı için yukardaki karar verenlere saygı duyarlar. Zaten aksini yapsalar onlarda sevdikleri partilerinden hemen dışlanabilirler.
Hal böyle iken bizim Avrupa’dan, Amerika’dan örnekler göstermemiz onlardan örnekler almamıza gerek kalmaz. Çünkü bizdeki siyasi makamlar kolay kolay bırakılmaz. Çünkü o makamların nimetleri bir daha ele geçirilemez. Zamanımızdaki bazı genel başkanların kaçırdıkları makamları geri alabilmek için nasıl parti içinde uğraşıya girdiklerini görüyoruz. Sanki kendi zamanlarda o belirttikleri hatalar yapılmamış, o başarısızlıklara uğramamışlar gibi ahkâm kesiyorlar. Milleti de kendi arkalarından sürüklemeye çalışıyorlar. Bunun da en kısa yolunun parti teşkilatlarını kendi yanlarına çekmek olduğunu çok iyi biliyorlar.
Eğer yurdumuzda öncelikle parti içi demokrasi uygulanabilse her beldenin il ve ilçe yönetimleri hakikaten o beldenin sevilen sayılan kişilerden oluşsa, senin adamın benim adamım olmasa, işlerin ve hizmetlerin daha iyi daha güvenilir olmaması mümkün değil. İşte millette o zaman kendi inandığı kendi güvendiği kendisini temsil edebilecek kişiyi daha isabetli seçmiş olur. Bugün seçip yarın pişman olmaz. Eğer T.B.M.Meclisi çatısı altında iyi işler yapılmıyorsa bunun sebebi yukarda açıklamaya çalıştığımız hatalardan kaynaklanıyordur. O zaman bütün sorumluluk bütün günah öncelikle il ve ilçe teşkilatlarını iyi oluşturamayanlardan sorulmalıdır. Bu durumda oy veren masum vatandaşı kimse suçlayamaz. Çünkü vatandaş gönül verdiği partiye oy vermektedir. Birçoğu oy verdiği adayları yani seçtiklerinin kim olduğunu bile bilemez. Buna ihtiyaçta duymaz. O yukardaki lideri bilir ama hizmet, dürüst ve iyi yapılacaksa tabandan başlar. Bu durumda hatayı tabandan yapıp ta ondan sonrada şikâyetçi olmaya gerek yok. Her parti lideri önce tabanına güvenecek onlardan oluşacak siyasi kadro ile hizmet üretecektir. Böyle olmazsa kendi kendimizle itişir dururuz.