Yerel basın halkın sesidir

Asım Atabey

Kırıkkale İL gazetesi ve Ankara’da  yayınlanan ANADOLU gazetesi, otuz yedi yıldan beri, yayın hayatını sürdürmektedir. Bu süre, kendi çapında bir rekordur. Ben İL gazetesi’nin yazarı olarak, her iki gazetemizin de 37. Yıldönümünü kutluyorum. İL gazetesi  Kırıkkale’mizin en uzun ömürlü gazetesidir. Ben de bu gazetenin yazarı olarak, Gazetenin kurucusu ve yayın hayatını kesintisiz sürdüren, kuruluş ilkelerinden ödün vermeden sürdüren, kurucu sahipleri ALİ ÇETİN ve RAMAZAN ÇETİN kardeşleri kutluyorum. Benim konum İL gazetesi ve Kırıkkale olduğuna göre;  kurulduğu günden beri, hiçbir dönemde ekonomik açıdan güçlü olamamışlardır. Yokluklar içinde varlılarını sürdürmesini bilen ÇETİN kardeşlere, Kırıkkale ve Ankara’mız açısından teşekkür ediyorum. Otuz yedi yıl, dile kolay. Gazete çıkarmanın çok meşakkatli bir iş olduğunu biliyoruz. Toplumumuzda kitap okumanın, aynı zaman da yerel gazete okumanın, giderek azaldığı bir dönem yaşıyoruz. Ulusal gazetelerde bile giderek okur sayısı düşüyor. Yerel gazetelerde de okur sayısının düştüğünü görüyoruz.

Baktığımız zaman gazetelerin geliri nelerdir? Birinci olarak gazetelerin aboneleri.  İkinci olarak gazetelere verilen reklamlar. Üçüncü olarak gazetelere verilen kimlik ve resmi belgeler ilanları. Dördüncü olarak millî ve dini günlerde verilen kutlama mesajları. Bir de devlet tarafından gazetelere verilen ilanlar. Arada bir varlıklı aileler tarafından verilen taziye ilanları. Bu yollarda elde edilen gelirler, bir gazetenin bir yıl süre ile yayın hayatını sürdürmesine yetmez.

Yerel basın hayatında bir karmaşa her dönemde yaşandı. Bakıyorsunuz tek bir kişi veya iki kişi, bir isim altında ben gazeteciyim diyor. Özellikle seçim dönemlerinde ortaya çıkıyor. Bir ay, iki ay yayın hayatına katılıyor. Sonrasında onları görmek mümkün değil. Evet. Gazetecilik bir meslektir. Ancak para kazanmanın yanında, halkın bilgilendirilmesine, haberleri zamanında öğrenmesine, boş zamanlarını okuyarak geçirmesine gibi işlevleri vardır. Ulusal basına da haberler açısından kaynaklık etmektedirler.

Ancak yerel basının üzerine düşen görevleri gereğince yerine getirebilmesi için, sağlıklı bir basın yasasına gereksinim vardır.  Yerel basın açısından birçok boşluklar vardır. Bu boşluklar yasa ile düzenlenmesi gerekir. Bu konunun uzmanları, bu boşlukların neler olduğunu bilmezler mi? Elbette bilirler. Ama neden doğru dürüst bir düzenleme yapmazlar?

Üç ya da dört personelle gazete yayınlıyor. Bir bakıyorsunuz, adam bir ödül töreni düzenliyor. Yılın başarılı belediye başkanı, Yılın başarılı valisi, Yılın başarılı spor adamı, Yılın başarılı köşe yazarı. Yılın başarılı futbolcusu. Yılın başarılı kaymakamı. Yılın başarılı basketbolcusu. Yılın başarılı milletvekili. Yılın başarılı okul müdürü. Yılın başarılı teknik adamı. Yılın başarılı işadamı. Yılın başarılı ihracatçısı. Yılın başarılı tiyatro oyuncusu. Say da say. İyi de bu tespitlere hangi ölçmelerle, hangi değerlendirmelerle varılıyor? Bu sorunun cevabı yok.

Bu konularda bir düzenleme yapılmadığı gibi, devlet şimdilerde devlet ilanlarını, yerel basında yayınlanmasını da kaldırma çabasında. Bu doğru değil. Zaten zor şartlarda yayınlanan yerel gazetelerin tepelerine balyozla vurmak gibi bir karardır. Kalbe giden damarlardan birini kesmek gibidir. Karar çok yanlıştır. Yerel gazetelere baktığımızda her gün köşe yazıları, şiirleri gibi toplumun sesi olmaya çalışan en az yüz kişi vardır. Yerel gazeteler olmazsa bu sesleri nasıl duyacağız? Niye bu sesleri duyduğunuza sevinmiyorsunuz? Yok saymaya çalışıyorsunuz?

Demek istediğim şudur: ANADOLU ve İL gazetesi çalışanları ve kurucuları ALİ ÇETİN ve RAMAZAN ÇETİN’in, otuz yedi yıldır sürdürdükleri dayanma güçlerini, bir kere daha kutluyorum. Gelecek yıllarda da yılmadan ve yorulmadan, Kırıkkale ve Ankara basın hayatında varlıklarını sürdürmelerini diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.