"Hem okudum hem de yazdım
Yalan dünya, senden bezdim
Dağlar koyağını gezdim
Yiten yavru bulunur mu?"
(Çorum yöresine ait ağıt)
Avrupa ülkelerinde “Klasik Liseler” ELİT (seçkin) okullardır. Geleceğin bilim adamları, yöneticileri, politikacıları, teknik, sosyal, ticari, sağlık vb. dallarında görev alıp ülkeyi ileriye taşıyacak gençlik, klasik liselerden geçerek üniversitelere giderler... Klasik liselere seçkin öğrenciler alınır. Liseye gidebilmek için: temel derslerden olan, Almanca, İngilizce, matematik derslerinin not ortalaması -2’nin (iki) altında olmalıdır. Burada notlar: 1, pekiyi, 2, iyi 3, orta 4, yeterli 5, kötü şeklinde sıralanmıştır...
İlkokuldan sonra, notu iyi olan ve öğretmeninin önerdiği çocuklar klasik liselerin alt kısmına devam edip buradan üst kısmına geçerek, lise eğitimini tamamlayabilirler. Bunun yanında liselerin üst kısmına ortaokulda dersleri iyi olan çocuklar da devam edip bitirebilirler.
Klasik Liselerden sonra, teknik ve ticari okullar gelir. Buralara gitmek için gene ortaokuldan aldığınız notların iyi olması gerekir. Daha sonra çeşitli mesleki okullar, en sonra da çırak okulları yani; Zenaat okulları sıralanır.
Avrupa ülkelerinde liseyi bitirebilmek için, son sınıfta: “LİSE BİTİRME TEZİ” vermek zorunluluğu vardır. Bu tez yazılı ve sözlüdür. Seçilen tez konusunun kurulca kabul edildikten sonra 30 ile 100 sayfa arasında hazırlanır. Kaynaklar, dipnotlar belirtilir, hazırlanan tez, tez öğretmeni nezdinde “Kurula” sunulur. Kurul değerlendirir, geçerli görürse “Sözlü” olarak tez sahibini tezini savunmaya çağırıp yine değerlendirir. Beğenilirse geçerli not verilir, bundan sonra Merkezi Sistem Üniversite Sınavına girmeye hak kazanılır...
Devlet Okulları “MERKEZ” Anadır. Özel Okullar yaygın değildir, talidir.
Öğrenci alabileceğini “Devlet Okulları” aracılığı ile alır. Eğitim: “ÖĞRETİM-BİLGİ amaçlı olduğundan ezbere yer yoktur! “Sınav kazanma amaçlı, ezber sistemi” değildir... Liseyi bitiren bir genç konusunda yetkindir. Ana dilinden başka en az iki dilde konuşur, yazar, okuyup tartışabilir, öz güven sahibidir...7. 8. sınıflara gelindiğinde; “Almanca, İngilizce, matematik, İtalyanca, İspanyolca, Latince, fizik, biyoloji, tarih, coğrafya, psikoloji” gibi derslerin sınav süreleri en az 3-üç- saat uzunluğundadır.
Küçük oğlum Kayıhan Süleyman'ın da okuduğu liseden mezun olabilmesi için; “Lise Bitirme Tezi” hazırlaması gerekiyor. “Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluş Yılları Atatürk” konusunu seçti. İngiltere’den konuyla ilgili İngiliz yazarların İngilizce, Türkiye’den Türkçe, buradan (Avusturya) konuyla ilgili Almanca kitaplar hazırladık. Çok hevesli öğrendikçe ilgisi artıyor, ilgisi arttıkça öğreniyor, bana soruyor tartışıyoruz...
İktidarın ülke ekonomisine verdiği zarar zamanla telafi edilebilir, ancak eğitime verdikleri zararın telafisi çok uzun sürer kanısındayım... Kanımca bu ülkeye yaptıkları en büyük kötülük budur!
Cumhuriyet ideolojisini yok etmek değerlerini silmek, unutturmak için: “Ulusal bayramların kutlanmasını, ulusal günlerin anılmasını, gençliğe “özgüven” veren “Andımızın” söylenmesinin bile yasaklamasını neyle açıklayabiliriz? Bir zamanların Aziz Sancar’larını yetiştiren liseler köhne, yazarlarını, şairlerini, müzisyenlerini, bilim adamlarını yetiştiren Köy Enstitüleri artık maziye karışmış durumda.
Ben ve benim gibilerin çocuklarının Avrupa’da doğup büyüyüp buralarda okullara gitmeleri sadece onların şanslarıyla ölçülür. Güzel ülkemin güzel ama bahtsız milyonlarca gencinin geleceğini yurtdışında görmeleri onların suçu değildir... Ülkenin, çocukların geleceğini köreltenler utansın!
"Hem okudum hem de yazdım
Yalan Dünya senden bezdim
Dağlar koyağını gezdim
Yiten yavru bulunur mu?"
İki ülke eğitim sistemini de bilen bir eğitimci olarak: “Yiten gençlik bulunur mu?” diyorum.
Saygılarımla…