Yüce kitabımızda oku emrini yaşatalım

Bahattin Demiray

İncil'in ilk emri sev! Tevratın ilk emri yaşat! Kur'an'ın ilk emri Oku! Hristiyan Sevmedi! Yahudi Yaşatmadı! Müslüman'da Okumadı.

Yüce kitabımızda: Ali İmran 85 de ''Kim İslâm'dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktır. ''Dinimiz, Allah'ın tanımladığı şekilde emirlerine göre yaşamımızı güven ve emniyet içinde bir düzeni, emin belde haline getirmeye çaba sarf-eder. Ayetleri eğip-bükerek ve onları anlamlarından menfaat ve çıkar oluşturarak, başkalarını saptırarak nizam oluşturmamalıdır. Mikro alemden makro aleme, canlılardan, cansızlara, galaksiler, Allah'ın belirlediği ve idare ettiği nizama kanunlara göre boyun eğerek hüküm ve hikmetiyle hareket etmektedir. Güneş kendi ekseni etrafında saatte 70.000 km hızla döner ve bir tam turunu yaklaşık 25 günde tamamlar. Güneşin yüzey sıcaklığı 5500 °C ve çekirdeğinin sıcaklığıysa 15,6 milyon °C'dir. Dünya kendi etrafında bir saatte 1670 km hızla dönerken güneşin etrafında bir saniyede 30 km hızla dönmekte ve dönerken eğilerek te mevsimler oluşmaktadır.

Kur'ân'da seksen sekiz yerde müminlere "Ey iman edenler!" diye hitap buyrulmuştur. Oysa Tevrat'ta "Ey miskinler!" diye hitap edilirmiş, nihayet miskinlik onların damgası olmuş, güven ve emniyet de Müslümanların akıbeti olacaktır. İnşallah! "Allah'tan başka ilah yoktur", kelime-i şehadeti söylemekle birlikte anlamı ve gerçeği, ilahlığı ve hakimiyeti, "Bir"e indirgemek, kulluk ve yönelişte birliği sağlamaktır. O'nun, ilahından hayat için getirdiği sisteme bağlılık, Allah'ın gönderdiği yasaya ve Peygamberine itaat etmek, kitabını hidayet rehberi ve hakem kabul etmektir.

İmtihanda ki bizler, yazılan yazgımız olan, ömrümüzde, kader, gayb, ölüm, ahiret günü, hesap, kıyamet, Allah'ın kitaplarını, meleklerini ve peygamberlerinin gerçek olduğunu kalp ile tasdik etme ve bu tasdiği kapsamlı yaşama ve felsefesi uygulamaya geçirme hakikatı olmadan İslâm'dan söz edilemez. Tevbe suresi 30 ayetinde; '' Yahudiler; ‘Üzeyir Allah’ın oğludur’ dediler. Hıristiyanlar da ‘Mesih Allah’ın oğludur’ dediler. Bu, dillerine doladıkları sözleridir. Önceki kâfirlerle aynı ağzı kullanıyorlar. Allah kahretsin onları! Bu iftiraya nereden sürükleniyorlar?” anlayışı diğer inançlarda da Allah'ın varlığını kabul etmeme ve birleme olmadığından dolayı ahirette kabul görülmeyeceği ayette bildirilmektedir.

İbadetler, ameller, dualar, evlilikler, kazançlar ibadetler, zikirler ahlâki bir eğitim sonucu davranışlar, bir yol gösterme etkileri bu hayat sisteminde, O'nun korkusundan titremeli, kalpler de mudmain olup O'nun istediği şekilde doğru yola girmelidir. İnsanların yaptığı etkinlikler tertemiz, apaydınlık çerçevesinde yaşadığı sosyal bir düzende pratik olarak hayata aktarmalıdır. Kulluk görevini yapmazsa Bunlarla beraber yaptığı amelleri ve ibadetleri boşa gider, terazi kurulmaz ayetlerini hiç akıl etmemek olur mu?

Yüce Allah'ın istediği şekliyle İslâm budur. Herhangi bir nesil tarafından beşeri arzuların doğrultusunda şekillendirilen "İslâm"a da itibar edilmez! İslâm'ın açıklarını kollayan İslâm düşmanları ve onların ajanlarının arzularına göre biçimlenen din, gerçek İslam'dan tamamen uzaktır.

İslâm'ın gerçek mahiyetini tanıdıktan sonra Allah'ın dilediği şekliyle İslâm'ı kabul etmeyenler ve içtenlikle onu benimsemeyenler, ahirette hüsrana uğrayacakları, Yüce Allah'ın onlara hidayet vermeyeceğini ve onların cezasını bağışlamayacağını bildirmektedir. Bu nedenle, amelde yarışalım ve kuran ayetlerine teslim olalım, namazları müsait oldukça vaktinde, cemaatle kılmaya sabah ve yatsı namazını da camide kılarak peygamber sözü dinlemeye gayret edelim.

Müslümanın, hedefi, cihadı, gayesi, ahret sevdası yoksa, aman, malıma, evime, arabama, çocuklarıma bir şey olmasın endişesi korkusu içinde, korkaklık varsa, akşam evime gideyim, pijamamı giyeyim, televizyonun başına geçeyim, dizimi, filmimi, futbolumu, hocamı, tarikatımı, cemaatimi, dinleyeyim, umurumda mı, Müslüman ülkelerde zulüm, savaş göç, dünyayı alan almış satan satmış, nefis ve duygu hastalıkları kişinin özünde yer almış, tüm benliğini aklını ruhunu bedenini işgal etmiş, Suriyeliler niye geldi? Diyeceğine Suriye'de plan yapanların planı ne? Bide kadere inandım diyorsun nerede kaldı imanda kadere iman? Ne me lazımcılık içinde. Derdi, İslam olmayanın ahrette söz söyleme hakkı olur mu?

Ülkemizin cadde ve pazar yerlerine akraba ve komşuluk ilişkilerine ve şu an ki toplum yapısına baktığımız da Ahlaki yapı diz çökmüş, inanç, samimiyet ve komşuluk hak getire, büyük bir cahilleşme var, kimsenin kimseye saygısı, sevgisi, güveni ve inancı kalmamış, her birimizin egosunun tavan yaptığı bir dönemde, trafikte olsun ticarette olsun yaşamın her alanında bilgi dezenformasyonu baskısı altında insanda, anlayış, tolerans sıfır oldukça, her birimiz agresif; Sorsak her sabah okul açılışında devamlı çocuklarıyla birlikte iştirak ettiği; ''Doğruyum, çalışkanım, yasam(kanunum); küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.'' diye yemin etmedik mi? Hani nerede edilen yeminler bari 61 gün oruç tutarak yapılan onca yeminin kefaretini ödeyelim... Yıllarca bu andı söylemekle toplum yapımızın düzeleceğini sandık, oysa yanıldık. Meğerse ölüm ve sonrasına ait yaşama ait bilgilerden mahrum bırakılmışız. İktidara yol gösterecek muhalefet, medya, aydınlar kurum ve kuruluşlara ait müesseseler sendikalar, odalar ve sivil meslek kuruluşları, tarikat ve cemaatler neme lazımcılık içinde... Kabe’nin şubeleri olan camiler ve mescitler boş, ölüm var ölümden sonra hesap var. Al kitabını oku, Keşke kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı. Malım bana hiç fayda vermedi. Gücüm de benden yok olup gitti." ile organlar konuşacak ayetleri var nerede buna ait çalışmalar. Kazanda nereden kazanırsan kazan helal haramı arama yeter ki kazan, kul hakkı var, devlet hakkı var, miras hakkı var, günahlar var, düşmanlıklar var,  nasıl yersen ye,  nasıl içersen, ne yersen ye, ne içersen iç,ne tüketirsen tüket, kuranda övülen kadınları anlatan Yüce Rabbimizin emrine uyma, yeter ki israf et, zekat ve öşür vermek hiç önemli değil, diyerek bol bol sırtımızı sıvazlamışlar, bu da şeytanın hoşuna giden davranışı da anlamamışız. Halada bir takım yerler bu andı okutacağız diye ısrar edenler, 90 yıl okuttuk ta çevremiz insani yapımız ne oldu hiç düşünmüyor muyuz?

Sokaklara bakın sigara izmariti kağıt pislikten geçilmiyor, denizlere, göllere,  ırmaklara, ormanlara, mesire ve piknik yerlerine bakın çöp dağları olmuş, hani nerede kaldı Müslümanlığın şartlarından biri olan temizlikteki titizliğimiz... Her bir insan kendi duygu ve düşüncesine ve aklına göre yaşar olmuş, Niye kitap ve peygamber geldi inananlar kardeştir den gafil ve mahrumuz... Her bir müessese kendi içinde mutlu ama halkın, yasada, yasamada, yönetimde ve yaşamada sıkıntıları var, sıkıntılara çare bulacak insanlar da kör sağır ve dilsiz...

Bir insanın dediğinde, yalan veya menfaat var mı, ona bakın, yediğinde içtiğinde ayet, hadis, haram-helal gözetiyor mu?

Dediği iddiadır, yediği içtiği ispattır, inancında samimi veya samimi değildir.

Selam ve duayla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.