Zafer Azerbaycan’ın! Kutlu olsun, mutlu olun zaferyab olan bu asil millet her zaman yaptığını bu defa yine yaptı. Artık “Karabağ’ın Şen Bülbülleri” daha şen şakrak ötecek. Karabağ yıkılan yakılan Karabağ yine eskisi gibi bülbül mekanı olacak. Bu zaferin sarhoşluğu ile kendinden geçip düşmanı dost edinmek yok asla. Hepimiz şad olduk.
İlk defa Azerbaycan’a gittiğimde, görevli arkadaşlar bize tuttukları eve götürdüler. Eski Sovyet döneminden kalma bir ev. Belki on yerden girişi olan bir apartman. Dokuz katlı ve avlu gibi orta yerde metalden yapılmış barakalar var. Buraya oranın sahibi malzemelerini koymaktadır. İşte bu barakaların apartmanın duvarları tamamen GS FB BJK TRZ yazılarıyla dolu. İlk görüşte bir Anadolu şehrinin olduğu yer zannettim. Sonra daha büyük bir aşkla taraftar olduklarını öğrendim.
Gençlik metrosunun hemen yanında Fatalihanhoyski apartmanına taşındım sonra. Burada bir Atatürk Prospekti (bulvarı)var. Hemen orta yerinde de Şark Kino Teartr var. Eskinin sinema ve tiyatro salonu. Artık sinema da yok tiyatro da. Burasını Nahcivanlılar kiralamışlar. Zaten Haydar Aliyev başa geçince bu tür devlet mülkiyetinde olan yerleri genellikle Nahcivanlılara vermiş. Burada her hafta sonu Türkiye liginden maçlar Avrupa maçları projektörle sahneye yansıtılarak naklen veriliyor. Giriş paralı elbette.
Bu mekana bizim ligden maçlarda mutlaka giderdim. Gidemediğim haftanın bir sonrasında “ağabey geçen hafta yoktunuz” diye sual ederlerdi. Biraz geç kalsam en ön sıraya sandalye getirip oradan seyretmeme imkan verirlerdi. Hepsine teşekkürler. Türk takımlarının maskı en önde, masanın üzerinde durur sırayla bir aslan sonra kartal ve kanarya ellerinde havaya kaldırılır tezahürat yapılırdı. Kavga dövüş asla olmazdı. Bir Ankara Yeni Doğanlıların Ankaragücü aşkları kadar ateşli ve canlıydı. Bizim apartmanın son katından tam karşımızdaki stadyumdaki maçları seyretmek mümkün iken ben Şark Sinemasına giderdim. Türkiye-İngiltere eleme gurubu maçı vardı 2003’de. Hakem maçın ikinci yarısında penaltı verdi İngilizler lehine. Bir uğultu ki hiç sormayın. Verilen penaltının atılışında öyle bir sessizlik ki sanki tenisteki gibi konsantrasyonu bozulurmuşçasına sessizlik. Ama İngiliz oyuncu dışarı attı topu. Bir kızılca kıyamet ki izahı zor. Bunun adı işte tek millettir.
Rahmetli Bahtiyar Vahabzade ile evindeki sohbetimizde “Hocam iki alverçinin yalanı ile bu milletin gönlüne keder düşmez” demişti. Evet birkaç yalancı ticaret erbabı ile birkaç bolşevik virüsünün yalanı ile bu milletin gönlüne keder düşmez. Zaferin mübarek, galeben uğurlu olsun. Nice uğurlar sizin ve bizim olsun.
“Karabağ’ın şen bülbülleri” diye bir orkestra, bir müzik gurubu var. Karabağ’da yaşayanların sesi bizim Urfalıların sesi gibi olağanüstü güzel. İşte bu güzellikten dolayı bu ismi koymuşlar. Artık şakramak, şenlenmek Karabağ’ın hakkı. Şen ola, bayram ola!
Nahcivan ile Azerbaycan arasında, İran sınırındaki, Araz nehri boyunca bir koridor açılacağı antlaşmada var. Yine Laçin ile Ermenistan arasında bir koridor açılacak. Harika bir iş. Bunu yıllar önce dillendirmişti Türkiye. Bu iş olursa Türkiye’den Azerbaycan’a doğrudan geçiş mümkün olacak. Ne Sarp sınır kapısında Gürcülerin, ne de Doğubeyazıt’ta İran’ının engellemeleri kalmayacak doğrudan önce Azerbaycan sonra diğer Türk cumhuriyetlerine geçiş mümkün olacaktır. Hem yol kısalacak hem de güvenli olacak. Laçin koridoru da bu şartlarda gerekli. Lakin dikkatli olmak lazım. Bu işten en karlı çıkan Azerbaycan ve Türkiye olurken Rusya yine oyun kurucu rolüyle kendisini takmadan Fransız ABD’liye güvenmenin nasıl vahim neticeler doğuracağını öğretti Ermenistan ve diğer batılılara.