Zalimler var oldukça

Zafer Çam

Beyaz şeytanlar yaşadıkça.

Dünyayı sömürülmekten bir türlü kurtulamıyor.

Hepsinin de gideceği iki metrelik altı üstü bir çukur toprak olsa da zulümleri devam ediyor.

Beyaz şeytan bir doysa insanlık doyacak.

Toprak doyacak, dağlar, taşlar, denizler hava alacak.

Yeryüzünün zalim beyaz şeytanları doymuyor duyumsuzluğundan deniz, dağ, toprak, canlı cansız ne varsa hepsi isyan ediyor.

Beyaz adamların ayak bastığı her yerde fesat yayılıyor.

Gittikleri her yere fitne tohumlarını taşıyorlar.

Beyaz adamların kıtasında bakın yüz binlerce deve katledildi hiç ses çıkaran oldu mu?

Beyaz şeytan yapınca sıkıntı yok, Müslüman emri yerinen getirince laf üreten çok.

Bugün kocaman kıtada milyonlarca metre kare orman alanları yanıyor, hayvanlar ölüyor, beyaz şeytanlar neden sesiz kalıyor.

Çünkü beyaz şeytanların eliyle dünya yok oluyor.

Beyaz şeytanlar için önemli olan önce kendileri doysun dünya hepten yok olsun.

Beyaz insanların dini sömürmek…

Amelleri kapitalizm.

Yönetimleri sözüm ona demokrasi.

Timsah gözyaşları insan hakları…

Bunların işi ne kadar çok sömürü o kadar çok amel elde etmek.

Yeryüzünün doğası bozulmuş, yaratıcı kızacakmış bunlar için var yok sömürmek.

Ne zaman beyaz adamlar Avrupa’nın dışında bir başka toprak parçası keşfettiler.

Tertemiz bozulmamış güzelim coğrafyayı zehirlediler.

Amerika kıtasının ilk sakinleri ve gerçek sahipleri olan Kızılderililerin yaşadığı toprakları, bugünkü beyaz şeytan ABD’nin ataları olan İngiliz, İrlanda, Alman ve İskandinavlıların işgal ettiğinde…

Kızılderililer Avrupalıların hayata bakışını anlayamamıştı.

Daha sonra beyaz şeytanların Avrupa’sı açtı, zalimdi.

Vahşiydi katliamcıydı, katildi…

Sömürücüydü, sapıktı, acımasızdı...

İşgal etikleri toprakların insanları Kızılderililer medeniydi, kanaatkârdı, doğaya saygılıydı, tüm canlıyı, cansızı yaratılmış olarak seviyordu.

Kızılderililerin toprakla ilgili kişisel mülkiyet kavramı yoktu.

Avcı toplayıcı düzeni içinde doğayla barışık yaşayan, doğadan ihtiyacı olduğu kadarını alan Kızılderililer yaşayabilmek, var olabilmek için doğaya ihtiyaçlarının olduğunun farkındaydı.

Ne zaman beyaz şeytan ayakbastı uğursuzluk, zülüm, katliam bela geldi.

O günden beri beyaz şeytan doymuyor yeryüzüne mutsuzluk tohumları ekmeye devam ediyor.

İnsanları katleden beyaz şeytan doğayı da katletmekten geri durmuyor.

Yeryüzünde kendiliğinden ve ölçüsüz hiçbir şey yoktur.

Bu anlamıyla kanunlar ve işleyişleri Rabbimizin vaadi kapsamındadır, hepsi haktır.

Yaşayan düzeni bozmaya çalışanların başına her zaman bir felaketler gelmiştir.

Allah’ın yaratığı dünyayı her geçen gün bozmaya çalışan beyaz şeytanlar.

Yerüstü, yeraltı ne var her işe burnunu sokuyorlar.

Allah’ın Sünnetullah’ına müdahale ediyorlar.

“Sünnetullâh” Allah sisteminin değişmez yasaların genel adıdır.

Yaşadığımız dünyada otomatik olarak tâbi olduğumuz yasalar ile tüm evrensel yasalar Kur’ân-ı Kerim’de “Sünnetullâh” olarak isimlendirilmiştir...

Unutmayın bugün diğer canlıların başına gelen yarın insanın başına gelir.

Çünkü bütün hepsinin arasında bir bağ vardır.

Şu gerçeği iyi biliyoruz:

Toprak insana değil, insan toprağa aittir.

Bu nedenle de dünyanın başına gelen her felaket insanoğlunun kendi aklının ürünüdür.

Her felaketin altında insan vardır.

İnsanoğlu yaşadığı dünyanın ölümünü her geçen gün hızlandırılıyor.