Zaman çok çabuk geçiyor bizler yaşlanırken Anadolu’nun güçlü sesi Anadolu Gazetesi gençleşiyor. Hatırlıyorum 2007 Senesinin Haziran ayıydı ve o zaman ki adıyla İLgazetesi’ne göreve başladığımda.
Şöyle geriye dönüp baktığımda koskoca ondört yıl geçmiş. Dünya değişte, teknoloji gelişti zaman ne çabuk geçti inanın onu bile hatırlayamadım. Şimdi düşünüyorum da zaman ne kadar çabuk tüketmişiz. Ya da zaman bizi mi tüketti orasını bende çözemedim.
14 yılda dünya değişti, teknoloji değişti ve en önemlisi insan çok değişti. Başımıza birde KORONAVİRÜS belası çıktı haliyle dünya başka bir yöne evrildi. Yani hiç aklımıza gelmeyen bir gün evlere kapanacağımız o da başımıza geldi. Yani düşünün dünya ne kadar değişmiş…
Dile kolay tam 14 yıl. Bilgi ve teknolojinin başdöndürücü bir hızla değiştiği çağımızda haliyle bizde değiştik daha doğrusu değişmek zorunda kaldık. Şimdi geriye dönüp bakıyorum da ne zaman 14 yıl oldu. Zaman su misali gibi akıp gitmiş benim eski adıyla Ankara İLgazetesi, yeni adıyla Anadolu’daki görevime başlamam.
Daha dün gibi geliyor. Diyorum ki zaman sen ne çabuk geçmişsin, biz yaşlanmışız ama sen “Anadolu Gazetesi” her geçen gün gençleşmeye, güzelleşmeye ve haberlerinle Anadolu’nun değerine değer katmaya devam ediyorsun. Biz bugünlere getirdik bizden sonra seni genç arkadaşlarımız daha güzel yerlere taşıyacak ve etkisini çok daha fazla hissettirecek Anadolu’nun Ankara’da.
16 Eylül 1983 yılında Ankara İLgazetesi olarak başladığın serüvenine bugün Anadolu Gazetesi olarak devam ediyorsun ve bende bu kurumun bir çalışanı olarak burada olmaktan mutluyum ve huzurluyum. Çünkü bu günlere gelmemizde çok büyük emekler, hüzünler ve gururlar var.
Sıkıntısını, derdini, tasasını çok çektik ama bugüne dönüp baktığımda iyi ki buradayım diyorum. Zaman geldi bırakmak istedim, zaman geldi çok yoruldum yeter dedim, zaman geldi daha fazla bu yükü kaldıramayacağım artık dedim. Fakat her seferinde meslek aşkı ve “Anadolu” sevgisi ağır bastı. Onun için bırakması, çekip gitmesi hiç kolay olmuyor.
Hani insan bazen artık yeter bırakayım bu işleri dediğiniz anda aman bırakma bu mesleği seviyorsun diyen çok arkadaşım oldu. Zaman zaman Türkiye’nin ekonomik krizle boğuştuğu dönemde taşın altına elini koymak yerine çekip gidenleri düşününce iyi ki burada kalmışım diyorum. Bana da sende git aman ne uğraşıyorsun diyenlerin hiç biri şimdi yok ve yerlerinde yeller esiyor. Derdine, tasasına ve sıkıntısına katlanamayanların hiçbiri yok ve biz yine Anadolu olarak ayakta dimdik duruyoruz.
Evet, hem ekonomik sıkıntısını çektik, hem de güzel günlerini de gördük. Her türlü şartlarda çalışmasını öğrendik ve öğrenmeye devam ediyoruz. Zaman zaman hüzünlü günlerimiz oldu, aramızdan emekli olup ayrılan arkadaşlarımız oldu, hepsinin yerleri yeni arkadaşlarla doldu.
Şimdi 38 yılın vermiş olduğu heyecan, şevk ve gayretle yolumuza daha emin adımlarla ve daha güçlü şekilde devam ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Zaman geçse de bizler yaşlansak ta Anadolu Gazetesi dimdik ayakta durmaya ve yoluna emin adımlarla ilerlemeye devam edecek. Benim bundan en ufak bir kuşkum yok.
Anadolu Gazetesi, Anadolu’nun sesi olmaya ve Anadolu’nun yanında olmaya devam edecek. Ankara’nın en çok okunan ve ses getiren gazetesini siz değerli okuyucularımıza daha güzel günlere ulaştırmak için bütün gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Nice 38 yıllara, nice güzel senelere diyorum…