Dünya tarihinde bütün büyük değişim ve bütün büyük atılımlar, önce “zihniyet devrimiyle” gerçekleştirilmiştir. Bir Ülkede zihniyet aynı kaldığı takdirde, göstermelik hangi yatırım yapılırsa yapılsın, dışarıdan hangi teknoloji alınırsa alınsın zerre miskal bir ilerleme olmaz.
İslam’dan önce Roma, Fars imparatorlukları, Mekke’de doğup nice kıtalar aşan İslam Devletleri, 3 kıtada 7 Denizde 600 yıldan fazla süre hüküm süren Osmanlı Devleti öncelikle zihniyet devrimiyle başlangıç yapmış ve bunun üzerine sistemlerini kurmuş Devletlerdir. Japonya’nın kalkınmışlığı, Almanya’nın 2. Dünya Harbinden sonra silkinip sanayide öncü duruma gelmesi elbette zihniyet değişimiyle sağlanmış ilerlemelerdir. Güney Kore’si, Malezya’sı ve atağa geçen her Ülke, mutlaka önce bir zihniyet değişimi gerçekleştirmişlerdir.
“Zihniyet değişmeden keyfiyet değişmez” derken maksadım, niteliksel ilerlemelerin ancak eski zihniyetlerin bir kenara atılmasıyla sağlanabileceğini belirtmek içindir.
Adamdaki kafa eski zihniyet ve bu zihniyetin üzerine yeni bir model inşa etmeye kalkıyor. Yapamazsın Kardeşim, yapamazsın. Kafan 1950 model, senden 2020 model bir araba çıkmaz. Kafan 2020 model ise senden 2120 model bir sistem meydana gelebilir. Yani çağı yaşamadan yakalayacaksın ve geleceği bugünden anlayacaksın.
Geçen gün sosyal medyada “zihniyet değişmeden keyfiyet değişmez” başlığı altında şu 2 paylaşımda bulundum:
ZİHNİYET DEĞİŞMEDEN KEYFİYET DEĞİŞMEZ -1
Türkiye'de anız yangınları niye bitmez? Çünkü tedbir aldığını sanan zavallı yetkililer, göstermelik işler yaparlar.
Bundan 15 sene önce yazmış olduğum resmi bir raporda anızı yanan çiftçinin, ister sorumlu olsun, isterse olmasın "bildirim" zorunluluğuna tabi tutulmasını teklif etmiştim. Zavallı yetkililer "çiftçilerimizi üzmeyelim" diye konunun üzerine gitmediler. Çiftçilerimiz üzülmesin, ama, anız yangınında nice can yanıyor, bu canlara biz üzülmeye devam edelim.
Ey yetkililer biraz dikkat ve rikkat!
ZİHNİYET DEĞİŞMEDEN KEYFİYET DEĞİŞMEZ -2
Türkiye'de trafik canavarlığı niye önlenmez? Çünkü tedbir aldığını sanan zavallı yetkililer, göstermelik işler yaparlar.
Trafik canavarlığının bitirmenin tek bir çaresi var. Almanya ve İngiltere gibi Ülkelerde uygulanan çok çok büyük para ve hapis cezalarını uygulamak gerekir.
Bizde ne yapılıyor? Hikayeden bir kaç tedbir ile iş geçiştiriliyor.
Ey yetkililer biraz dikkat ve rikkat!
Bu 2 paylaşıma şu 3. paylaşım da eklenebilir:
ZİHNİYET DEĞİŞMEDEN KEYFİYET DEĞİŞMEZ -3
Türkiye'de ister genel yönetimde, isterse yerel yönetimlerde bu kafa sürerse israflar önlenmez ve bürokratik oligarşi de devam eder.
Atamalarda torpil ve kayırma devam ettiği müddetçe kamu yönetimindeki israflar önlenmez. Çünkü birilerinin omuzlarına basarak, birilerinin öne itelemeleriyle, havaya kaldırmalarıyla bir mevkiye yükselenler, o birilerini kamu kaynaklarından beslemek zorundadır. “İsraf misraf” dinlemeden o birilerine kaynak aktartıldığı müddetçe kamuda israf önlenemez. Bürokratik oligarşi dedikleri de “halka değil de, kendilerini o makama getirenlere hizmet edenler” demektir. Ben bürokratik oligarşi’den bunu anlıyorum. Azınlık kitleye hizmet edenler bürokratlar, bürokratik oligarşiye neden oluyor.
Ey yetkililer biraz dikkat ve rikkat!
“Zihniyet değişmeden keyfiyet değişmez” başlıklı paylaşımlar elbette bu 3 ile sınırlı değildir. Bu hususta yüzlerce yanlışlık gözler önüne serilebilir. Ancak sayfa hacmini artırmamak için bu 3 dikkat çekici paylaşım yeterlidir.
Bu Ülkede “zihniyet devrimini kim gerçekleştirecek?” İşte asıl mesele bu. Politikacılar mı, Siyasetçiler mi, Devlet Adamları mı, Mütefekkirler mi, Filozoflar mı, Bilim Adamları mı, halkın kendisi mi? Bunlardan hangisi ya da hangileri zihniyet devrimini gerçekleştirecek? Baştaki politikacıları bir kenara atın. Durumdan yararlananlar, asla zihniyet devrimi yapmazlar ve “mevcut sistemsizlikten yararlanarak ceplerini doldurmaya bakar onlar.”
“Hiçbir sorun onu meydana getiren bilinç seviyesiyle çözülemez” diyor Albert Einstein. Bu sözdeki hakikati düşünseniz, zaten ne demek istediğimi anlamışsınız demektir.
Peki, “zihniyet devrimini kim yapacak?” Lütfen cevap verin? Diye sesler duyar gibiyim.
“To be, or not to be, that is the question”, “Olmak ya da olmamak, işte asıl mesele bu!” diye seslenen William Shakespeare, acaba bunu mu kastetti? Evet, işin şaka kısmı bir yana, büyük bir zorlukla ve kısır döngüyle karşılaşıldığında bu söz her daim geçerlilik bulur.
Evet, “zihniyet devrimini kim gerçekleştirecek” sorusunun cevabını çok merak ediyorsunuz. Çok mühim bir soru ve bu soru hakkında da bir köşe yazısı hacminde sizlere pek yakında sesleneceğim. Ve sizlerin bu husustaki sorularınıza cevap vermeye çalışacağım, inşallah.